✵sekiz

3.1K 350 85
                                    

🎞️skeler*tokyo

Odaya döndüğümde Vlad ve Czar yoktu. Ben de üçlü koltuğun ortasına oturarak onları beklemeye başladım. Kabus olayını onlarla konuşmak ve ortak yol bulmak için. Aynı odada uyumaya hala niyetleri varsa -ki Czar'ı öldürsem bile ruhu uyuduğum yerde uyuyacak kadar inatçıydı- çözüm aramamız gerekiyordu.

Onları beklerken sıkılarak başımı arkaya yasladım. Bir süre sonra gözlerim kapandı. Ve uyuyakaldım.

Kıpırdanarak uyanmazdım. Çünkü kaçırılsam, ayıldığımı benden önce kimsenin fark etmemesi gerekiyordu ki ortamı analiz edebileyim. Daha önce kaçırılmamıştım tabii ama beni kaçırabilecek tek şerefsizin yanında yaşamıştım.

Sırtım soğuk ve sert sayılabilecek yere yarı yarıya yaslıydı. Koltukta yan oturuyordum ve bacaklarımda sıcak bir ağırlık vardı. Gözlerimi yavaşça açtığımda Czar'ı gördüm, kolları bacaklarımdaydı ve tutuyormuş gibi duruyordu. Sol yanağı da bacağıma yaslıydı ve yerde otururken bu şekilde uyuyordu. Arkamda, kollarını göğsünde birleştirerek uyuyan Vlad vardı. Tahmin ettiğim kadarıyla başının arkası, koltuğun sırt kısmının üstüne yaslıydı. Hafif bana dönük olmalıydı ki belli belirsiz nefesini saçlarımda hissediyordum. Bana dokunmuyordu, hatta görünen o ki ona yaklaşmış ve yaslanmış olan bendim. Bir elim bacağındaydı, diğer elim ise Czar'ın bileğindeydi.

Onların koltuğunda uyuyakalmıştım ve beni uyandırmamışlardı. Hatta kabus gördüğüme emin olduğum şekilde nemli uyanmama rağmen bir şekilde uyuyakalmışlardı. Czar'ın beni tutuşundan anladığım kadarıyla uyandırılmadan sakinleştirilmeye çalışılmıştım. Her ne yapmışlarsa işe yaramış olmalıydı.

Czar'ın bileğini bıraktığımda göz kapakları açıldı. Sağlam gözünü birkaç kez kırpıştırdı ve hareketlenmenin kaynağını arayan bakışları bana döndü. Yavaşça başını kaldırdı. Dudakları sırıtır gibi kıvrıldı.. "Bana sikik bir gece daha borçlusun."

Vlad hareketlendiğinde Czar'ın ellerini bacaklarımdan iterek öne eğildim ve dirseklerimi dizlerime yaslayarak yüzümü ovuşturdum. "Beni koltuğuma taşıyamayacak kadar şişirilme misin sen?"

"He canım benim, uykunda ne kadar saldırgan olduğundan haberin yok herhalde. O şekilde çarpışmaya girsen en az yüz zırhı adam tepersin amına koyayım." diyerek tembelce esnedi ve zemine yatıp gerindi.

Cevap vermeden tuvalete gittim. Yıkanmam gerekecek kadar terliydim ama çok fazla su kullanmış oluyordum. Bunu daha gerekli bir hale dönüştürmeye karar verdim. Kilitli kapının ardından saçımı toplarken konuştum: "Spor salonu nerede?"

"N'apcan?"

"Spor salonunun işlevi bu değil biliyorum ama sabah sporu," dedim alayla. Sesimdeki alay azaldı. "Sonra buz gibi bir duş ve protein yüklenmesi."

Duraksadım ve sinirle kapıyı açtım. Çenesini ovuşturan Vlad ile karşı karşıya geldim. "Sana niye açıklama yapıyorum ki ben?" dedim Czar'a. Ama bakışlarım, Vlad'ın ovuşturduğu morluktaydı.

Czar "Ne bileyim? Duymak istemiyorum zaten devam etme." diye homurdandı.

"O zaman hep duyacak-..." Dik dik Czar'a baktım. İstediği buydu zaten. "Yemezler."

Sırıttı. "Yesinler."

Gözlerimi, yanımdan geçen Vlad'a çevirdim. "Çenene ne oldu?"

"Sen oldun." dedi eğlenir gibi ve tuvalete yöneldi.

Arkasından ilerledim. "Kafa mı attım?"

Elleri fermuarında duraksadı. "Evet." Başını bana doğru çevirdikten sonra gözleriyle tuvaleti işaret etti.

şiddetli bağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin