✵on beş

3.5K 321 76
                                    

🎞️dahze ne polovina

Günüm tek başıma, gecem ise Regina ile arada sırada yanımıza gelen Santoro ile geçmişti. Regina beni güldürüyordu ama Santoro'yla birlikteyken kahkahalara boğuyordu. Kadın, tek başına yirmi beş sene geçirmişti ve enerjisini bu zaman biriktirmiş gibi hayat doluydu. Santoro ona inanılmaz bir hayranlık ve sevgi besliyordu.

Santoro, özgüveni yüksek bir adamdı ve egolu davranmayı hak ediyordu. Çalışkan, hırslı ve zekiydi. Yine de dozajı kaçırmayacak kadar saygılıydı. Bir trilyonerin evindeydim, eğer işte dönen paraları bilmeseydim bu aşırı gerçekdışı gelirdi. Çünkü trilyoner olduğundan sadece kendisinin ve söylediklerinin haber var gibiydi; çok iyi gizleniyordu.

Pakhan'dan daha varlıklıydı çünkü Pakhan daha illegal işlerde çok daha para kazanırken, çoğunu getirisiz(bazen de zarar getiren) araştırmalar için harcıyordu. Üstelik onu gerçekten baltalayabilen biri vardı: Ben. Bununla da gurur duyuyordum. Bir insanın çalışabileceğinden çok ama çok fazla çalışıp, sorumluluk alıp yorulmama rağmen devam etmemi sağlayan şeyler vardı. Ama son zamanlarda ağır gelmeye başlamıştı.

Çünkü hayatıma giren iki sikikle daha çok ilgilenmek istiyordum. Bu durumu da kendime yediremiyordum. Onları yanımda istediğim gerçeğini örtemezdim. Czar stres topum gibiydi; Vlad ise dur düğmemdi.

Ben de onlar için geçmişten gelen tek oyuncaktım. Mecazen tabii. Bu durum beni rahatsız etmiyordu. Çünkü kötü çocuk geçirmiş insanların bağlandıkları biri olmak sizi vazgeçilmesi zor biri yapardı. Bunun korkunç, sağlıksız ve bencilce geldiğinin farkındaydım. Ama biz, üçümüz, öyle insanlardık zaten ve düzeltemezdik. Korkunç, hasta, bencil.

Düzenli serum almak Czar ve Vlad'a direnemeyecekleri şekilde uyku yapmıştı. Arada uyandıklarını biliyordum çünkü Regina'nın kamerasından odaya girip çıkan Doktor Williams ile dolu/boş tepsileri görüyordum. Gidersem uyanık kalmaya çalışacaklarını biliyordum. Onları düşündüğümden değildi gitmemem. Belki birazcık. Asıl sebebim düzelmeleri ve devam edebilmemizdi. Bu yüzden gece de laboratuvarda uyumuştum.

Öğlene doğru uyanmışlardı. Santoro, Czar ve Regina'yla bir yemek davetine gitmesi gerektiğini söylemişti. Normalde Don'ların ayağına gelirdi ama sanırım ilk önce ziyaretleri bitirecek, sonra da evini açık alana çevirecekti. Zaten artan kameralar, güvenlik kontrolleri de bunu gösteriyordu. Santoro'ya, Vlad'ı da götürüp götüremeyeceğini gizlice sormuştum. Çünkü biraz kendime ait zamana ihtiyacım vardı. Daha fazla düşünmem gerekiyordu ve işlerimi halletmem. Ona açıklamamıştım, o da kibarlık edip sormamıştı. Zaten Vlad'ı benim için bıraktığını fark etmiştim ama yine de onaylamıştı.

İki kardeş de gitmeden önce, kapısını kilitlediğin laboratuvara geldi. Kapıyı açmayı ısrarla deneyen Czar'a bir süre küfürleştik. Günaydın öpücüğünü istedi, öğlen olduğunu söyledim. Bir de siktirip gitmelerini. İşim olduğunu ve bölmemelerini bahane ettim.

Czar son bir kez yumruğunu titanyum kapıya indirdikten sonra ses çıkarmadan defoldu. Vlad ise efsane bir misilleme yaparak dedi ki: "Askıları giymiştik."

Görmek için kasılırken acilen kapıyı açmıştım. Fakat gitmişlerdi. Adi sikikler.

Oflayarak işime geri döndüm. Gerçi odaklanmam uzun sürdü de başardım. Akşama doğru gerinerek yıkanmaya gittim. Önce saate baktım. Daha Santoro'nun tahmini dönüş saatlerine çok vardı. Bu yüzden, uzun aralıklarla yaptığım sıcak küvet dinlenmesini gerçekleştirebileceğimi düşündüm.

Vlad ve Czar'ın duşakabinin büyük olmasının yanı sora, küvetleri de jakuzi gibiydi. Burada birkaç kişilik buz küveti rahatça yapılırdı.

Küvetin içindeyken suyun altına biraz inerek oturduğum yerden kaydım başımı kenara, ayaklarımı da ortaya doğru uzattım. Jakuzinin jetini omuriliğime masaj için kullandım. Vücudum yavaşça gevşerken gözlerimi kapattım. Banyo tamamen şampuanım gibi kokuyordu çünkü suyu köpürtmek için onu tercih etmiştim.

şiddetli bağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin