my baby shot me down • AlperxNevzat

for me?

Oylarınızı ve özellikle de yorumlarınızı bekliyorum çiçeklerim. Xxx

"İyice al Recep Abi!"

"Abi dur çok girdin, yapma!"

"İyidir, iyidir."

  Yaralı solcunun odası onu tekrar gördükleri için neşesini bulmuş olan mahalleliler tarafından tam anlamıyla bir berber salonuna dönmüştü. Odanın ortasına konmuş plastik sandalyeye oturmuş Nevzat sırıtarak kahveci Mesut'un elinde tuttuğu büyükçene aynadaki görüntüsüne bakıyordu.

"Çok kıyak oldun be cankuş!"

  Solcunun buradan çıkmasına birkaç gün kalmıştı, bandajları çıkınca kafasının arka kısmındaki, ameliyattan dolayı saçlarının tıraşlanmış olduğu bölgeyi kafasına taktığında ise Alper mahalle esnaflarını organize edip böyle bir tıraş seansı düzenlemişti.

"Aman dikişlerine dikkat edin." dedi Meral Hanım eşiyle birlikte oturduğu köşeden, kendi endişeli ifadesine karşın Ferit Bey büyük bir gülümsemeyle izliyordu olan biteni.

"Aşkolsun yenge, kırk yılın berberiyim ben. Bu ustura değil artık ben elim, kolum. Keser miyim hiç- aa biraz fazla girdim sanki."

"Hoppalla... laf mı şimdi seninkisi? Gencecik çocuğu kendin gibi kel mi bırakacaksın?" diye araya girdiğinde Mesut Nevzat gözlerini irice açıp Alper'e çevirdi bakışlarını.

"Çirkin mi oldum?!"

  Alper sırıtarak cevap verecekken etrafındaki insanları hatırlayıp boğazını temizledi.

"Yok yok, şu enseyi biraz fazla aldı gibi ama arkada zaten belli olmaz."

"Alper doğruyu söyle."

"Olmadın oğlum, olmadın diyoruz işte."

  Birkaç sabah önce ani bir hırsın kurbanı olup suratını tıraş edip bıyıklarından kurtulduğundan beridir görünüşünden çekiniyordu Nevzat. Onu her zamankinden yakışıklı bulduğunu öpücükler arasında söyleyerek ikna etmeye çalışan Alper ise şimdi bu sözlerinin yeterli olmadığını biliyor ama etrafları böylesine kalabalıkken elinden başka bir şey gelmiyordu.

"De be evladım model misin artist misin?" dedi Sami usta Nevzat'ın endişelerini gidermek için.

"Niye öyle diyorsun Sami abi, bizim de hoş görünmek için çabaladığımız bir sevdiğimiz var... olacaktır herhalde."

  Alper gerginlikle kasılmış olan ifadesini başını iki yana sallayarak dağıttı ve yutkundu. Aklı beş karış havadaydı solcunun, geldiklerinden beri neredeyse üç kere kendilerini ele verecekti. Meral Hanım'ın da yardımıyla olayı kurtarmamış olsalardı neler olacağını tahmin bile edemiyordu Alper.

"Şuna bak şuna, ölümden döndü hala karı kız peşinde!" diye güldü Ergun Plak ve karşılığında köşeye sinmiş olan Meral Hanım'dan alaycı bir gülüş kazandı, bir bilselerdi.

"Karı-kız değil Ergun abi, aşk yani. Böyle basitleştirmeyin lütfen duygularımı." dedi Nevzat, Seçil'inkini aratmayan bir dikbaşlılıkla söylemişti bunu.

"Aman gören de umutsuz romantik sanacak bunu, oğlum yirmi senedir yanında bir kız görmedik."

"Aşka aşığım ben."

"Laflara bak, laflara."

  Nevzat sırıtarak bir köşede onu izleyen Alper'e baktı, sadece ikisinin bildiği bu küçük sırrı paylaşmanın mutluluğuyla ışıldıyordu sanki gözleri. Uzun sürmedi bakışmaları, dikkat çekmekten korkarak ayırmışlardı gözlerini. Nevzat yanağının içini ısırıp gülümsemesini engellemeye çalıştı, resmen ilk aşkını yaşayan bir genç gibi hissediyordu kendini.