Oylarınızı ve özellikle yorumlarınızı heyecanla bekliyorumm. XxxxNasıl olmuştu bilmiyordu Alper ama bütün mahalle haberdar olmuştu Nevzat'ın ameliyatından. Halbuki kimsenin endişelenmemesi için Alper'e kimseye söylememesini tembihlemişti solcu. Ameliyathanenin önündeki kalabalıktan farklı sesler çıkıyordu. Kimi Nevzat'a üzülüyor kimi de ne kadar şanslı olduğunu söyleyip milleti avutuyordu.
"Hayır yani vurulmasa bilmeyecekti, ne mutlu vurulmuş! Yani sağlığı açısından, ağlama-ağlamasana Seçil."
Solcu kız ve yanındaki eşofmanlı genç çocuğun seslerini duyuyordu Alper oturduğu merdiven boşluğunda.
"Nasıl ağlamayım Çağatay?! İlk önce vuruldu şimdi de bu! Haber bile vermedi, en yakın arkadaşım o benim!"
"Doğru, doğru ama işte endişelenmeni istemediğindendir. Ağlama, sen ağlayınca ben ne yapacağımı şaşırıyorum."
Alper de en az o kadar ne yapacağını bilmez bir vaziyetteydi; ağlasa göz yaşı yoktu, bağırsa bağıracak kimse yoktu, sussa birlikte susacağı kişi içeride canı için mücadele ediyordu. O yüzden oturup zemine bakıyordu sadece.
Çok geçmeden Nevzat'ın annesi çıktı ameliyathaneden, Deren Çoban ile fakülteden arkadaş olduğu için bir süreliğine izlemesine izin vermişti ameliyatı ama çok konuşmuş olacak ki oradan da kovulmuştu. Nevzatınkileri andıran kahverengi saçlarına düşen akları umursamayarak onları daha da ortaya çıkaran bir topuz yaptı orta yaşlı kadın ve merdivenlerde tek başına oturan Alper'in yanına oturdu.
"Durumu iyi gibi görünüyor. Tümörü almak için güvenli bir yol açtılar."
Alper anlamayarak başını salladı, onu endişelerinden alabilecek tek şey Nevzat'ın oradan çıkıp gözlerini açmasıydı.
"Sevindim."
"Çok geçmeden çıkarlar, uyanır güzel oğlum. Gerçi narkozun etkisiyle tam uyuyacakken beni görünce hamile olduğunu sandı. Uyanması biraz zaman alabilir yani ama... anladın sen." dedi kadın, gözlerini dizlerinin üzerinde birleştirmiş olduğu ellerine dikti sonra.
Annesine çekmiş diye düşündü Alper; kadın da asıl söylemek istediğini söylemeden önce uzatıyordu cümlelerini, gereksiz bilgiler veriyordu. Nevzat'ın kendisine açıldığı anı hatırlayınca kalbine bir ağrı saplandı uzun boylu oğlanın.
"O benim her şeyim." dedi kadın kısa süren bir sessizliğin ardından, Alper başını evet anlamında salladı.
"Çok iyi bir anne değildim, her zaman yanında olamadım ama elimden gelenin en iyisini yaptım. Bilmiyorum belki bu da bir bahane ama ben... onu kaybetseydim ne yapardım bilmiyorum."
Alper bakışlarını kadına çevirdiğinde başını ellerinin arasına almış olduğunu gördü.
"Benim yüzümden hepsi... hepsi benim yüzümden."
"Meral teyze-"
"Çocuğumun bir beyin tümörü var, bu durumu kim önceden fark etmeliydi biliyor musun? Bir doktor olan annesi! Onu öldürmeyi hedefleyen bir kurşun değil, annesi!"
Kadın gülerken ağlıyordu ve Alper onu çok iyi anlıyordu.
"Ve ben ne yaptım? Ankara'dan başhekimlik teklifi geldiği anda onu bir başına İstanbul'da bırakıp gittim. Onu yalnız bıraktım. Onu hiçbir şeyden koruyamadım." , her cümlesinin sonunda başında bağlı olan cerrahi bonenin bir ipini söküyordu hiddetle.
"Saçma sapan birkaç kitap okudu, ideolojilerle kafasını bozdu ve ben, ben bir mevki için oğlumun ölmesine göz yumdum."
Hıçkırarak değil öfke kusarak ağlıyordu kadın. Alper boğazındaki düğümü çözmek için yutkunup konuştu.
"O iyiydi, sizi suçlamadı hiçbir zaman. Mesleğin gereklerini biliyor, kendi mesleği için de aynılarını yapacaktır bir gün." dedi Alper ama bir parçası buna inanmıyordu, Nevzat onu hiçbir şey için arkada bırakmazdı... bırakmazdı değil mi?
Kadın ellerinin arasından çıkarmadı yüzünü, Alper derin derin nefes aldığını duyabiliyordu. Tam o sırada Ferit Bey'in sesi duyuldu uzaklardan.
"Meral? Meral neredesin?"
Alper ise kadının cevap vermeyeceğini anlamıştı çoktan.
"Onun yanına gitmelisiniz."
Kadının sesi titredi.
"Yüzüne bakamıyorum. Oğlunun bu hale gelmesinin sebebi olarak yanında durmaya dayanamıyorum."
"Olabilir... ama o sizin eşiniz. Onun size ihtiyacı var."
Meral Hanım burnunu çekti ve kendini toparlamak için birkaç saniye başını geri atıp tavana dikti gözlerini. Alper merak etmeden duramadı, acaba kaç kere bu şekilde kendini toparlamıştı hastane koridorlarında hayatı boyunca?
Kadın ayağa kalkıp uzaklaşmaya yeltendiğinde Alper kalkmadı yerinden, son bir şey daha söyleyecekmişçesine arkasını döndü Meral Hanım.
"Seni çok seviyor, biliyorsun değil mi?"
Alper'in göğsündeki ağrı karnına indi, normalde olsa yanakları al al olurdu ama şu anda içinde bulunduğu durumun absürtlüğü engelliyordu bunu.
"Anlamamıştım önceden, nasıl kendinden bu kadar farklı bir insanı bu kadar sevebilir diye ama sanırım artık anlıyorum... o kadar da farklı değilsiniz."
İplerini söktüğü cerrahi boneyi katladı ve cebine koydu.
"Sen iyi bir insansın Alper, oğlumu kurtardığın için teşekkür ederim."
Bunu demesiyle cevap beklemeden arkasını döndü ve Ferit Bey'in seslerinin geldiği yöne doğru gitti kadın, Alper bir süre onun uzaklaşmasını izledikten sonra zemindeki karolara geri dikti gözlerini. Normalde olsa sallayacağı Nevzat'ın kaç sene önce ona almış olduğu tesbihi şu anda ceketinin cebinde başka türlü bir ağırlık yapıyordu.
Beş saat, beş asır gibi geçen beş saat sürdü ameliyat. Tek bir söz dökülmedi bu süre boyunca ağzından, sadece dua etti ve arada konuşan mahallelilerin laflarına kulak kabarttı. En sonunda doktorlar dışarı çıktığında en uzakta olmasına rağmen onların yanına ilk ulaşan o olmuştu.
"Nasıl, Nevzat nasıl?"
Doktorun ağzındaki maskeyi çekip alana kadar geçen süre bile Alper için geçmek bilmemişti.
"Geçmiş olsun. Hastamız çok iyi, tümör alındı ve kendisini Allah'ın izniyle uzun bir ömür bekliyor."
Herkes yüreği ferahlamış bir şekilde birbirlerine sarılıp şükürler etmeye başladı. Alper ise solcuyu görmek istiyordu, onu görmeden inanası gelmiyordu bu sözlere. Onun solcuyu arayan gözlerle arkaları kestiğini gören Doktor Deren ise teselli eder bir şekilde gülümsedi.
"Hemşireler odasına çıkarıyorlar onu, çıkıp görebilirsiniz birazdan."
İşte bu şekilde bekleyiş sona ermişti.
Bir sonraki bölümde narkoz etkisi altındaki solcumuzun cilveli hallerini görmeye hazır mıyızzzz mnfvnjf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my baby shot me down • AlperxNevzat
Fiksi Penggemar80'li yılların karışık zamanlarından bir gecede kuytu bir sokakta yolları kesişen biri solcu diğeri sağcı iki çocukluk arkadaşı ile başladı her şey... ve bir silah sesiyle devam etti. ***************** ℹ. Alper ve Nevzat ana karakterleri ve mekanlar...