Second Marriage with the Alliance Marshal (BL) Novel

Bölüm 10

Birlikte öğle yemeği yemek

Önündeki İran kedisinin asil ve ağırbaşlı bir tavrı vardı; pürüzsüz, neredeyse yansıtıcı tüyleri güneş ışığında parlıyordu.

Boynunda, bir sahibi olduğunu gösteren altın bir kedi künyesi asılıydı.

Xu Xinghe bir süre afalladı. Mareşal'in malikanesinde kedi mi yetiştiriliyordu?

Uzun yıllar kedi yetiştirmiş bir memur olarak Xu Xinghe, karşısındaki güzel ve pofuduk yaratığa karşı nadir görülen bir heves gösterdi. Çömelerek ona seslendi. "Mimi, balık bisküvisi yemek ister misin?"

İran kedisi hiç etkilenmedi ve soğuk bir ifadeyle olduğu yerde kıpırdamadan Xu Xinghe'ye baktı.

Xu Xinghe onun korktuğunu düşündü ve balık bisküvileri piştikten sonra bir parça alıp yere koydu ve birkaç adım geri çekildi: "Dene, Xiaoqi'nin en sevdiklerinden biri. Senin de beğeneceğine inanıyorum."

İran kedisi gözlerini kısarak önce Xu Xinghe'ye, sonra da kedi bisküvisine baktı ama yine de kıpırdamadı.

Xu Xinghe onu zorlamadı, arkasını döndü ve kendi işini yapmaya devam etti.

Birkaç dakika sonra arkasında hiçbir hareket olmadı. Xu Xinghe arkasına baktı ve İran kedisinin ortadan kaybolduğunu gördü.

Yere koyduğu küçük balık bisküvisi de ortadan kaybolmuştu.

Xu Xinghe: "..."

Rüya gibiydi.

Bonfile wellington'ı kesti ve bir tabağa koydu. Xiaoqi ile öğle yemeği yemek için tabağı odasına götürmek üzereydi ki kapının dışından yine bir kargo robotunun sesi geldi.

Malikânedeki hizmetkârlar bonfilenin kokusunu uzaktan alabiliyordu ve uzun süredir dışarıda konuşuyorlardı.

"Çok güzel kokuyor... York, pişirmesi zor dememiş miydin?"

"Cık! Kendi mi yaptı yoksa yapay zekâ mı kullandı kim bilir?"

"Ama yapay zekanın yaptığı yemekler o kadar da lezzetli değil... Nedir bu?"

"Nereden bileyim?"

"Git ve gör!"

York, merakı ve arkadaşlarının teşvikiyle, gidip öğrenmesi için bir ev robotu getirdi.

Robota mutfağı temizlemeye başlaması talimatını veriyormuş gibi yaparken, gizlice Xu Xinghe'nin tabağındaki yemeği hedef aldı.

Milföy hamuruna sarılmış bonfile yumuşak ve suluydu ve baştan çıkarıcı kokusu koridor boyunca duyulabiliyordu.

Gerçekten güzel kokuyor.

Ama şey... York içinden homurdandı, bunu lezzetli yapmanın ne faydası var? Mareşale teslim edilemez.

"Mareşal Ling'in kedisi mi var?"

York içinden sessizce şikâyet ederken, yanında bulunan Xu Xinghe konuşmak için inisiyatif aldı. Az önceki kedinin nereden geldiğini hâlâ merak ediyordu.

York bir an için afalladı ve ona baktı: "Aaron'u gördünüz mü?"

"Aaron'u mu?" Xu Xinghe başını eğdi. "Az önce beyaz bir İran kedisi geldi ve benden küçük bir balık bisküvisi aldı..."

"Ne?!" York irkildi ve onun sözünü kesti. "Siz, siz... onu beslemeye nasıl cüret edersiniz?! Sizi tırmalamadı mı? Hayır, verdiğiniz şeyi gerçekten kabul etti mi?!" York'un tüm varlığı altüst olmuştu ve bir süre için hangi iki şeyin onu daha çok şok ettiğini söyleyemedi.