Malik ve Morgan ailesinin birlikte akşam yemeği...
Mr. Malik aralarındaki sorunun giderilmesini sağlayacak şeyin herkes bir aradayken açıklamak olduğunu düşünmüştü. Aksi taktirde herkes farklı şeyler düşünüyor, farklı şeyler konuşuyordu. Tek tek konuşmaya çalışmıştı, elbette. Lakin hem kendisi için zordu hem de karşı taraf için zordu. Bu nedenle herkese durumu tek seferde açıklamak onun için daha kolay olacaktı. Yine de pek kolay olmayacaktı. Çünkü onu kaotik bir akşam yemeği bekliyordu.
Elizabeth korku dolu gözlerle karşısında duran Mr. Malik'e baktığında Mr. Malik gözlerini kapatıp açtı, ona güven dolu gözlerle baktı. Elizabeth böyle bir yemek davetini kesinlikle istemiyordu. Yapmaması gerektiğini ona defalarca kez söylemişti lakin nafileydi. Mr. Malik bir an öne bu tantana bitsin istiyordu. Aşık olduğu kadınla mutlu olmak istiyordu. En hızlı yolu ise hiç şüphesiz ki buydu.
Yemek masasında neredeyse hiçbir şey konuşulmuyordu. Lord Yaser ve Lord James kendi aralarında sohbet ederken herkes onları dinliyordu. Mr. Malik ise doğru zamanı kolluyordu. Herkes çok gergindi. Mr. Malik'ten kimse böyle bir hamle beklemiyordu. Aileleri birleştirme fikri diğerlerine göre saçmalıktan ibaret ve gereksizdi.
"Mr. Malik..." diye daha fazla kendini tutamadan konuştu, Lady Brenda. "Bizi artık neden buraya davet ettiğinizi öğrenebilir miyiz? Aksi taktirde sizinle aynı masada olmak beni rahatsız ediyor."
"Rahatsızlığınız için üzgünüm, Lady Brenda. Lakin bilmelisiniz ki aynı şeyleri yaşıyoruz. Ben de en az sizin kadar rahatsızım." Elindeki bardağı masaya bıraktı. Göğsünü dikleştirerek derin bir nefes aldı. "Sezon başından beri aklınızda neler olduğunun farkındaydım. Sevgili anneme her seferinde evlenmek istemediğimi, herhangi bir gelin adayı istemediğimi söyledim. Sizse gelin adayı olduğunu belirtmeden Miss Morgan ile beni yakınlaştırmaya çalıştınız lakin ben bir aptal değildim. Bu nedenle anneme açıkça defalarca kez böyle bir durum olmayacağını belirttim. Size de öyle Lady Brenda. Hatta size de Miss Morgan..." diyerek Kate'e baktı. "Hiçbir zaman size umut verecek bir şey söylemedim. Hiçbir zaman sizden hoşlandığımı da söylemedim. Evlenmek gibi bir durumumun olmayacağını size de söyledim. Lakin maalesef ki üçünüz de epey ileri gittiniz. Asla durmak nedir bilmediniz. Kendi bildiğinizi yaptınız."
Kate sinirle Mr. Malik'e bakarken Mr. Malik gözlerini hemen onun üzerinden aldı, konuşmaya başlayan annesine baktı. "Biz sadece senin iyiliğini düşünüyorduk, oğlum. Sadece... İlgini gösteremediğini düşündüm."
"İlgimi gösterememe gibi bir sorunum olmadığını çok iyi biliyorsunuz. Öyle ki istediğim zaman ilgimi çok iyi bir şekilde gösteriyorum ki buna hepiniz şahitsiniz." diyerek Elizabeth'e baktığında herkesin gözleri ona döndü. Elizabeth yavaşça yutkunarak masaya baktı. Herhangi birisiyle göz göze gelmek istemiyordu. "Üstelik sadece benim hislerimi yok saymadınız. Her iki tarafında birbirine ilgisi olduğunu bilmenize rağmen engel olmaya çalıştınız. Çoğu zaman engel oldunuz da tabii. Lakin bilmediğiniz bir şey vardı ki ben ilgimi ve sevgimi her koşulda gösterebilirim. Öyle de yaptım. Asla bırakmadım ve asla bırakmak gibi bir niyetim söz konusu dahi olamaz."
"Lakin evlenmek istemediğinizi söylüyordunuz az önce?" diye sinirle çıkıştı Kate.
"Evet, söylüyordum lakin geçmiş zamandan bahsediyordum. Şu anda bir aile kurmaktan daha büyük bir hayalim yok. Tek istediğim sevdiğim kadınla mutlu olabilmek. Sizin onayınız olmadan da bunu asla yapmaz. Özellikle de sizin onayınız olmadan Miss Morgan."
"Asla onay vermeyeceğim. Siz benim hayatımı mahvettiniz! Bu zamana kadar hep sustum, hep içime attım. Lakin sizin yüzünüzden kimseyle evlenemeyeceğim farkında değil misiniz? Herkes benim bir sorunum olduğunu ve bu yüzden Elizabeth'i seçtiğinizi düşünecek. Bu ne demek farkında mısınız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
balance | z.m
Fanfiction"Aşkta doğru veya yanlış diye bir şey yoktur. Aşk zordur. Eğer bu zorluğa katlanamazsan ömür boyu acı çekersin."