Her akşam yemeğinde olduğu gibi bu akşam yemeğinde de kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Herkes aile görevini yerine getirmek adına masaya gelse de yemek bittikten sonra dağılıyorlardı. Birkaç gün öncesine kadar da muhteşem bir aile değillerdi. Lakin Mr. Malik ve Elizabeth'in yasak aşkı sallanan aile tablosunu yıkmayı başarabilmişti.
Bu konudan en muzdarip olan kişi ise zavallı Victoria'ydı. Küçük olduğu için hiç kimse onunla bir şey paylaşmıyordu. Ne olduğundan bir haberdi. Ailesindeki bu değişiklik onu olumsuz etkiliyordu. Nedenini ise merak ediyordu. Bu akşam ise merakına yenik düşmüştü. "Bir sorun olduğunun farkındayım. Lakin sorunun ne olduğunu bilmem gerek. Bu şekilde olmak beni üzüyor."
Aile arasında hiç konuşulmayan, herkesin içinde yaşadığı bu konu Victoria'nın bu sorusuyla su üstüne çıktı. "Bir sorunumuzun olduğu aşikar, elbette. Lakin bir sorun olabilecek düzeyde değil. Bu yüzden seninle konuşmadık ki kimse birbiriyle konuşmadı. Herkesin kendi çapında düşünmeye ve sakinleşmeye ihtiyacı var. Endişelenmene veya kötü hissetmene gerek yok." diye yanıtladı, Lord James.
"Sorun olabilecek düzeyde değil mi?" diyerek tepki gösterdi, Lady Brenda. "Çok merak ediyorum, Lordum. Sizin için sorun olabilecek düzey nedir acaba? Siz farkında değilsiniz sanırım lakin bu sorun olabilecek bir düzeyde."
"Eğer Kate biraz anlayış gösterebilecek kadar nezaket sahibiyse bir sorun olabilecek düzeyde olmaz, Leydim."
"Nezaket mi? Ne nezaketinden bahsediyorsunuz? Ortada bir ihanet var. Kusura bakmayın lakin kimse böyle bir durumda nezaketten söz edemez. Siz bile."
"Neden Kate değil de siz konuşuyorsunuz? Bu mevzunun büyümesinin nedeni zaten Kate'in yerine sizin konuşmanız. Kate'in ne düşündüğüne odaklanalım, anneciğim. Sizin ne düşündüğünüze, sizin fikirlerinize ve hislerinize değil." diyerek ilk kez bu konuya dahil oldu, Edward. Bu konuyu herkesten dinleyebilen tek kişi o olmuştu. Kimin haklı olduğunu, kimin haksız olduğunu gayet açık bir şekilde görebiliyordu. Annesinin bu şekilde bencil davranışları ise onu sinirlendirmeye başlamıştı.
"Kate konuşmak istese eğer konuşur. Lakin içinde öyle büyük bir üzüntüyle boğuşuyor ki konuşmak dahi istemiyor."
Lord James kızına baktı. "Kate, ne düşünüyorsun bizimle paylaşır mısın?"
Kate yavaşça yutkunduğunda elinde sımsıkı tuttuğu çatalını daha da sıkılaştırdı. O kadar öfkeliydi ki öfkesini nasıl kontrol etmesi gerektiğini bilmiyordu. Hayatında ilk kez bu kadar öfkeli hissediyordu. "Konuşmak istemiyorum. Zira konuşursam öfkeme hakim olamam. Kız kardeşimin ihanetine uğramak beni çok yaraladı."
Elizabeth'in omuzları düşerken gözleri birkaç saniyeliğine kapandı. Başını iki yana salladı. "Ben sana ihanet etmedim. Sana asla ihanet etmem. Karşı durmak için o kadar çabaladım ki... Her seferinde Mr. Malik'e karşı tepkimi koydum, benden uzak durmasını söyledim. Lakin olmadı."
Elinde tuttuğu çatalı hızlıca tabağına bırakırken sesi etrafta yankılandı. Kaşları çatıldı, öfkeyle derin bir nefes aldı. "Bana evlenme teklifi edeceğini düşündüğüm gece benim yanımdan alıp götürdün. Dışarda öpüştüğünüzü gördüm! Ahlaksızca onu ayartmaya çalıştın ve şimdi de geçmiş karşıma ihanet etmediğini söylüyorsun. Sen bana ihanet ettin!"
Elizabeth korkuyla babasına baktı. Lakin babasının duyduklarına bir tepki vermediğini fark edince içini büyük bir rahatlık kapladı. Tekrardan kız kardeşine döndü. "Eğer ki o anı görmüşsen kimin kimi öptüğünü gayet iyi biliyorsundur. Ben hiçbir şey yapmadım. Yemin ederim ki hep uzak kalmaya çalıştım lakin olmadı diyorum sana. O bir şekilde tekrar bana yaklaştı, benim ona yaklaşmamı sağladı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
balance | z.m
Fanfic"Aşkta doğru veya yanlış diye bir şey yoktur. Aşk zordur. Eğer bu zorluğa katlanamazsan ömür boyu acı çekersin."