Bölüm 14/Öldü

103 9 5
                                    

(Lexi Knox'un bakış açısı)
Bir sualtındaydım.Yani tam da suyun altındaydım.Nedense nefes alabiliyordum.Karşımda biri duruyordu.Ona dikkatlice baktığımda Profesör Snape olduğunu fark ettim.

"Severus..."

Gülümsedi ve konuşmaya başladı."Aferin Lexi böyle devam et."

"Ama hiç bir şey yapmadım ki?Bir şey başaramadım bile."

"Ah"dedi gülerek."Hayır Lexi başardın.Sadece farkında değilsin."

Hiçbir şey yapmamıştım.Keşke burda olmasaydım.Keşke geçmişe dönmeseydim.

"Severus ben geri gelmek istiyorum."

Kafasını iki yana salladı.Sallayınca etrafa baloncuklar uçuştu."Olmaz Lexi.Bir kere gittin oraya.Geri dönmeyi istiyorsan geçmişi düzletmeli öyle gelmelisin.Yoksa peşine düşüp seni öldürmeye çalısabilirler."

"Ya yapamazsam?Ya geçmişi düzeltemezsem?"

Bana yaklaştı ve yanağımı okşamaya başladı.

"Yapacaksın Lexi.Sana güvencem tam."

Gelecekten ayrılmadan önce kavga ettiğimiz aklıma geldi.

"Keşke kavga etmeseydik."

"Seni affettim bile."

"Hey benim suçum yoktu bile!"

Gülümsedi ve geri çekildi."Sana güveniyorum,güveniyoruz."

***

Gözlerim yavaşça aralandı.Odamda değildim.

Merlin aşkına!Yaşıyorum!

Doğrulmaya çalışınca canım yandı ve geri uzandım.

"Uyandın mı?" dedi hemşire.Hızlıca yanıma gelip bir bardağa iksir doldurdu.

"Hangi gündeyiz acaba?"

"Çarşambadayız."

"Aman Tanrım! Çoktandır baygınmışım."

"Gayet normal.Göğüs kafesinden bir kemiğini,kolunu ve kafanı kırmışsın.Yani uyuman gayet normal.Bu iyileşmen için daha iyi."

Demek bu yüzden doğrulunca canım fazlasıyla yanıyordu.Hastane kanadının kapısı açıldı ve içeri Riddle ile Kelly girdi.

"Al bunu iç.Kendini daha iyi hissedersin."dedj ve iksir dolu bardağı bana uzattı.

Ne güzel bir kokusu ne de güzel bir rengi vardı.Bardağı alıp tek yudumda içtim.Ağzımın içi acı-ekşi bir tatla kaplandı.Bardağı geri hemşireye uzattım.

Bardağı alıp "Geçmiş olsun."dedi ve gitti.Bu sırada Kelly yanıma varmıştı.Riddle da arkada duruyordu.

"Merhaba Li-yani Lexi."

Cevap vermedim.başımı onun olduğu yerin aksi yönüne çevirdim.

"Bana kızdığını biliyorum ama lütfen beni affet."dedi kırgın bir sesle.

Sustum.Sadece sustum.Tabiki de ona ve Riddle'a kızacaktım.Yaptıkları ve bana yaşattıkları benim için fazlaydı.

"Lexi...teşekkürler.Beni Irving'ten kurtardın."

Ağzımdan bir "Hıh."sesi yükseldi.

"Konuşmak istediğin zaman beni odamızda bulabilirsin.Geçmiş olsun."

Odamızda...

Odamızda...

Odamızda...

Doğru ya aynı odada kalıyoruz.Kelly üzgün bir şekilde yanımdan uzaklaştı.Geriye çekilirken hem ben hem de Riddle ona baktık.Kapının önünde durunca Riddle yanıma geldi.

"Merhaba..."diyebildi sadece.

Sonra beni dikkatle süzdü.Sargılarla bağlanmış başım,oynatmamam için iyice sıkı sarılmış kolumla orada uzanıyordum.

"Teşekkürler Lexi."

"Asıl ben teşekkür etmeliyim.Yani sanırım.Beni kurtarmış olmalısın.Yoksa ölmüş olmam lazım."

"Uh..."dedi.Kızarmaya başlamıştı.

"Ancak bu seni affettiğim anlamına falan gelmiyor Riddle.O kadar olaydan sonra seni asla affedemem."

"Geçmişinde noldu?Yani şey...biliyorsun işte."dedi aslında kendi geleceğimden bahsettiğini ima ederek.

"Asla anlatmam.Şimdi beni rahat bırak Riddle.Biraz dinlenmeliyim."

Riddle kafasını salladı."Geçmiş olsun Lexi.Umarım hemen iyileşirsin."

***

"Merhaba."dedi Riddle yanıma bir sandalye çekip.Konuşmadım ve yanıma yerleşmesini bekledim.

Yerleşince ellerini kucağında birleştirdi.Derin siyah gözlerle bana baktı.

"Bazı şeyleri merak ediyor olmalısın."

"Bir şeyi merak ettiğim falan yok Riddle.Tek istediğim buradan gitmen.Yanımdayken kendimi pekte güvende hissetmiyorum da."dedim sinirle.

Gerçekte merak ettiğim bir çok şey vardı.Ancak sormak ve onu dinliyormuş gibi yapmak istemiyordum.O yanımdayken kendimi gerçekten de güvende hissetmiyorum.Sanki her an yüzüme asasını doğrultabilirdi.

"Yalan söylüyorsun Lexi.Her neyse sana anlatacağım.Hem bu konu önemli hem de sana sonuçta borcum var değil mi?"

Susup dikkat kesildim.Madem önemliydi dinleyelim bakalım.

"Sen bayıldıktan sonra Irving'i öldürdüm."

Sertçe yutkundum.Şimdiden mi?Bu kadar erken ölümlere başlayacağını sanmıyordum.

"Ne-ne?"

"Öldürdüm.Bedeni yere yığıldı.Gördüm.Yani iş birliğimiz bitti.Irving diye biri artık yok."

"Peki...peki..."

Sabırla dinledi.

"Peki nasıl Azkaban'a yollamadılar seni?Yani sonuçta bakanlık biliyor yaptığımız büyüleri."

"Kendimi korumaya çalıştığım için ceza almadım."

"Um...anladım."

Gözlerimi üstümdeki örtüye diktim.Gri örtüye bakarken hiçbir şey düşünemiyordum.Zihnimi bir duman örtmüştü.Düşünmemi engelliyordu.

"Peki...başka sormak istediğin bir şey var mı?"

"Yok Riddle."

Riddle yavaşça ayağı kalktı.

"Geçmiş olsun sana."

Kafamı salladım.O dışarı çıkarken arkasından da bir gölge onunla gidiyordu.

Boynuzlu bir gölge...

***
Helloooo napiyonuzz

Bir kaç şeyden bahsedeceğim

İlk olarak sinvalar basliyor ve ders çalışmam lazım bu yüzden bölüm atamayabilirim.Zaten ilham perisi de yok bu aralar.

İkinci olarak eski yazdığım kitapları şu şekilde yayınlamaya karar verdim.Açık Göz 36 bölümdü sanırım.Onu yazmam çok uzun sürecek bu yüzden ekran fotoğrafı alıp yapacağım.Özel Kan Kraliçesi de aynı şekilde.

Eski yayinladigim tüm bölümleri yayınlandıktan sonra normal yazacağım

Son olarak

Son Çocuk:Yunan Tanrıları

Bu kitabı okur musunuz?Arkadaşım yazıyor ben de ona yardımcı oluyorum.O da bana kitaplarimda yardım ediyor onunkini de okursanız sevinirim(z)

Sonra gorusuruzzz

Geçmişin Canavarı~Temps Serisi 1(Tom Riddle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin