14.BÖLÜM:
Emir daha fazla dayanamayıp beni kolumdan çekiştirerek dışarı çıkarttı
"Ne oluyor"
"Ben kardeşimi göz yuma yuma o durumda bırakmam Alize hadi koş arabaya çok uzaklaşmış olamazlar"
Hızlı adımlarla arabaya bindiğimizde Emir hiç vakit kaybetmeden gaza bastığında karşımızda bir taksi gördük
"Bu olabilir mi Alize,şu ana kadar hiç görmemiştik taksi"
"Bilmiyorum ki"
Emir arabasının gazına aniden bastığında taksiyi yanladı ve ikisini de uyuklarken gördük.Emir camını açıp şoföre bağırdığında trafikteki bütün insanlar bizim salaklığımıza bakıyordu
"Abi,sana zahmet şu arabayı sağa çeker misin içeride kardeşim ve arkadaşım var,ikisi de sarhoş"
"Nereden inanacağım sana kardeş"
Emir kimliğini çıkartıp adını ve soyadını gösterdi
"Arkada oturan kızdan kimliğini iste"
İkisi de birbirlerine bağıra bağıra konuşuyorlardı.Adam bir süre sonra arabayı sağa çektiğinde Emir'de o tarafa doğru sürdü.
"Çok sağol abi ben şöyle alayım bunları"
Emir Serkan ve Ceren'i zar zor arabadan çıkartıp kendi arabasına bindirdi ve hızlıca sürdü
"Of Emirtom sen niye biz aldın ki biz ne güzel gidiyorduk"
Dedi Serkan sarhoş bir şekilde
"Ay Evet,Serkancığım biz bir ara yine gideriz değil mi"
"Gideriz bebeğim gideriz"
Yarım saat sonra yolu Emir'e tarif etmem ile eve vardık.Serkan'ın koluna girip dış kapıya kadar götürdükten sonra bana bakarak içli içli konuştu
"O kadar güzel kokuyorsun ki Alize,şurada şu an bayılabilirim"
İstemsiz bir şekilde gülümseyince bana iltifat etmesi fazlasıyla hoşuma gitmişti.Neden böyle oluyordum bilmiyordum,birçok erkek bana iltifat ediyordu,bana güzel şeyler söylüyordu fakat Serkan'ın bana dediği şeyler ayrıydı,çok farklıydı.İçeri girdiğimizde annem ve Burak abi daha gelmemişti.Daha sonra Serkan kolumdan çekiştirip iki elimi kenetleyerek duvara sıkıştırdı
"Ne yapıyorsun sen ya,bırakır mısın beni"
Serkan gözleri seyrelmiş bir şekilde bana baktı
"Bu kadar güzel olmak zorunda mısın Alize"
"Ya manyak mısın nesin bırak kolumu"
Serkan öpmek için bana yavaşça yaklaştığında zil çaldı ve nefes nefese kalmış bir şekilde koşarak kapıyı açtım
"Hoşgeldiniz"
"Hoşbulduk kızım"
Diyerek içeri geçtiler,Serkan ise bana hala içi giderek bakıyordu.Biliyordum alkollü olduğu için böyle yapıyordu,normalde benden nefret ediyordu Serkan.
Okul sabahı
Sabah kalkıp günlük rutinimi yaptım ve formamı giyip kahvaltı yapmak için aşağıya indim.Mutfakta su içerken Serkan arkadan gelip bardağımı aldı ve masaya koydu
"Dün dediklerimi ciddiye almadın değil mi"
"Anlamadım"
"Dün söylediklerimi Alize,ciddiye alıp sana aşık olduğumu falan düşünmedin inşallah"
Gülerek konuştum
"Tabii ki de düşünmedim,sonuçta sarhoştun yani"
"Güzel,neyse hadi hazırla kahvaltıyı"
Burak abi mutfağa girip Serkan'ın yanına geldi ve konuştu
"Hayır efendim,ikiniz beraber hazırlıyorsunuz"
"Ne alaka baba hazırlasın işte.Veya istemiyorsa o da hazırlamasın bu kocaman evde birtane aşçı yok mu"
"Oğlum kız neden tek başına yapıyor,yardım edeceksin işte.Hem kardeş kardeş bir iş yapmış olursunuz"
Serkan'a hafifçe sırıtarak konuştum
"Kolay gelsin"
Dediğimde Burak abide bana gülerek mutfaktan çıktı
"Eee,ne yapacağım şimdi söyle"
"Pekii,aç buzdolabını oradan ne kadar sebze varsa çıkar"
"Ooo Alize,tarla mı satın aldın ne yapacaksın o kadar sebzeyi"
"Salak mısın Serkan,ne var diye bakacağım"
"Hee tamam"
Diyerek hepsini çıkardığında malzemelere baktım
"Ya sen boşver sebzeyi falan,biz sucuklu yumurta mı yapsak"
"Sen ve sucuklu yumurta,güldürme beni Alize"
"Evet ne var ya,bayılırım ben hadi sen birkaç tane yumurta,sucuk,biber falan çıkar"
Serkan gülerek malzemeleri çıkardı..Malzemeleri doğrarkan hiç anlamadığım bir şekilde bayağı sohbet ettik ve gayet de normaldi.Hepsini hazırladıktan sonra konuştum
"Tamamdır,şimdi sen ocağı yak bende tavayı alayım"
En üst dolap çok yukarıda olduğu için boyum yetişmeyince sandalye alıp çıkmaya çalıştım
"Alize dur dur düşersin şimdi,bekle ben alayım"
Diyerek sandalyeyi kenara çekti ve tavayı alıp elime verdi
"Birdaha birşey lazım olursa bana söyle"
Diyerek göz kırptıktan sonra kahvaltıyı hazırladık ve yedik.Evden çıktıktan sonra Serkan sürekli bana bakıp gülümsüyordu,ben ise karşılık vermiyordum.Okulu anlatmayacağım çünkü sıradan bir gündü ve hiçbir şey olmadı.Eve geldiğimizde fazlasıyla durgundum çünkü bugün babamın ölüm yıldönümüydü ve benim daha yeni aklıma gelmişti.Aslında şöyle ki babam doğum gününde öldü.Babam birkaç hafta işleri olduğu için şehir dışındaydı,o gün de doğum gününü kutlamak için buraya gelecekti.Gelirken fazla hız yapmış ve yolların kayganlığından dolayı da araba takla atmış,sonrası da malum zaten.O gün bende ona çok istediği bir saati almıştım,tabii şokta olduğumuz için mezarına koymak da sonradan aklıma gelmişti,bende diğer doğum günü geldiğinde götürürüm diye düşünmüştüm.Babamın mezarlığı İstanbul'da olduğu için kargo ile gönderecektim ve arkadaşlarım saati koyacaktı.Mezarlığına gitmek için Siyah bol bir tshirt ve altına da yine bol bir kot pantolon giydim,hiç makyaj yapmayarak evden çıktım.Tam kapıdan çıkacakken Serkan merdivenden hızlıca indi ve koşarak gelip bana çarptı,elimdeki saat ise yere düştü
"Hiih,ne yaptın sen ya"
"Çok pardon Alize ya benim buluşmaya yetişmem gerekiyordu,senin miydi saat"
Yerdeki saati izleyerek konuştum
"Sikerim seni Serkan"
"Ne"
Serkan'ın yüzünü avucumun içine alarak tırnaklarımı yüzüne bastırdım ve konuştum
"Alize bırakır mısın yüzümü acıyor"
"O saat kimindi biliyor musun sen"
"Ya ne bileceğim,alt tarafı bir saat işte abartma bu kadar"
Gözümden bir damla yaş düşerken konuştum
"Babamındı o saat,bugün onun ölüm yıldönümü diye mezarına götürecektim.Sen geldin mahvettin her şeyi,şimdi ben de seni mahvedeceğim"
Diyerek uzun tırnaklarım ile yüzünün her tarafını çizip kanattım ve ağlamamı tutarak odama çıktım.Kapıyı kapattığım an yere çöküp sessiz ama hıçkıra hıçkıra ağlama krizlerine girdim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Ve Zorba
JugendliteraturBekar olan Hande ve Burak'ın evlenmesi sonucu aynı evde yaşayacak Alize ve Serkan üvey kardeş olmayı kabullenemeyecek.Birbirlerine olan nefretleri aşka mı dönüşecek yoksa daha büyük bir kin mi oluşacak