Üvey Ve Zorba

Ameliyat

Alize'den

Kendime kahve yaptıktan sonra telefonumu elime alıp salondaki koltuğa oturdum. Telefonumda fotoğraflara baktığımda, birkaç ay önce, hatta birkaç gün önce arkadaşlarıma attığım bir sürü bebek kıyafeti vardı. Hepsine tek tek bakıp iç çektim. "Ne safmışım, vay be." diyerek bakmaya devam ettim. En son kendi kendime sinirlenip telefonu koltuğa çaktım.

"Lanet olsun ya, şu hale bak. İğreniyorum kendimden, bu kadar geri zekâlı, bu kadar beceriksiz oluşuma iğreniyorum. Serkan hala nasıl sevebiliyor beni, ben onun için sadece zarardan ibaretim, istediği hiçbir şeyi yapamadım, ona iyi bir eş olamadım."

Arkamda bana sarılan kolları hissettiğimde, bir anlık da olsa titredim.

"Şşş, benim bir tanem." diyerek saçımı koklayıp kokumu içine çekti. Arkamdan çekilerek koltuktan dolandı ve önüme geçti. Karşımda diz çökerek saçımı geriye attı.

"Sakın Alize, bir daha böyle bir şey dediğini duymayı bırak, hissetmeyeceğim bile, anladın mı?" dediğinde gayet ciddi ve sertti.

"Haksız mıyım, hayır. Serkan, ben gerçekler ne ise onu söyledim, sende kendinle çelişmeyi bırak. Benim ne olduğumu çok iyi biliyorsun. Şu Halime bir baksana, bakımsızım, çelimsizim, mutsuzluktan ölebilirim, hiçbir şey yapmıyorum, çirkinim-"

Serkan dudaklarını bastırdığında gözlerimi kapattım. İkimiz de birbirimizi öpmüyorduk, sadece dudaklarımızı birbirinin üzerinde bekletiyorduk. Elimi Serkan'ın yüzüne atarak hafifçe okşayıp dudaklarını kavradım. Yavaş bir şekilde öpüşürken kendimi fazlasıyla güvende ve huzurlu hissediyordum. Öyle şeyler söylüyordum fakat benim Serkan'dan uzaklaşmam, ondan ayrı kalmam imkansızdan bile öteydi.

Serkan, çeneme doğru kayarak küçük küçük öpücükler kondurdu.

"Seni çok seviyorum Alize, seni çok seviyorum. Ben seni bırakamam, ben sensiz yapamam, sende bensiz yapamazsın, birbirimizden uzaklaşamayız anladın mı? Lütfen bir daha bahsini bile açma sevgilim, hem benim sana harika haberlerim var."

"Şu an hiçbir haber bana harika falan gelmeyecek, emin ol."

"Sen bir dinle önce güzelim."

"Peki, dinliyorum. Ne oldu?"

"Birinin sana bir şey yaptığından şüphelenmiştik ya, doğruymuş. Hepsinin asıl sebebi Toprakmış. "dedi nefesini vererek.

"Toprak, benim eski sevgilim olan Toprak mı?" dedim, şok içinde.

"Evet, o."

"Nasıl ya, nasıl olur böyle bir şey?"

"O ev için gittiğimiz yer vardı ya, hani benim abi dediğim adam, Deniz. Onunla anlaşmış, geldiğimiz gün içeceğine ne olduğu belirsiz bir tane kısır ilacı atmışlar."

yutkunarak Serkan'a baktığımda, eli ile yüzümü okşayarak hafifçe güldü.

"Hepsini, hepsini hallettim sevgilim. Bak şimdi tutuklular, çok büyük ihtimalde ömürlerinin dahi yetemeyeceği bir ceza alacaklar." devam etti;

"Şimdi, benim esas konum sensin. Hayatımı adayacağım tek insan sensin Alize, benim en değerlimsin sen, anladın mı? Yurtdışında herkes tarafından fazlasıyla beğenilen çok iyi bir doktor var. Bunun tedavisini yapan nadir birisi, eğer sende kabul edersen tedavi olabileceksin." dediğinde gözleri parlayarak bana bakıyordu.