18.BÖLÜM
Serkan odadan çıktığında ben hala kitlenmiştim ve o öpücüğün etkisindeydim.Çok samimi olduğum bir yakın arkadaşım bile durup dururken beni yanağımdan öpse sorgulardım,ne oldu da hiç sesimi çıkaramamıştım,neden böyle oluyordum.Serkan'ın yaptığı bu son hareketten sonra anladım ki,sanırım ben en olmadık,en imkansız kişiye aşık oluyordum.Şu cümleyi kurmak bile bana çok değişik,çok farklı hissettiyordu.
Karanlıkta kaybolurken bile, yıldızların arasında hissediyorum onu. Gözlerim kapalı olsa da, kalbim onun adını fısıldıyor sürekli. Sanki içimde bir ateş var, yalnızca onun dokunuşları ile sönebilecek bir ateş.
Gözlerinin içine baktığımda, bir dünyanın içinde kayboluyorum. O bakışlarda, yarım kalan cümlelerimin tamamını buluyorum. Ne zaman gülümsese, ruhumun en derin köşelerinde bir çiçek açıyor.
Sesi, bir melodiyi hatırlatıyor bana. Her bir söylediği kelime, kalbimin en ince tellerine dokunuyor. Onun yanında, kendim olmanın ne demek olduğunu hatırlıyorum. Sadece bir an için bile olsa, onun gözlerine bakabilmek için, tüm dünyayı feda edebilirim.
O kadar içten, o kadar derin ki bu duygu, kelimelerle ifade etmek zor. O benim için varoluşun anlamı, en değerli hazinelerimden biri. Ve belki de bu aşk, hayatım boyunca aradığım gerçek hazine.
Onunla birlikte geçirdiğim her an, bir sonsuzluk kadar değerli. Şimdi anlıyorum, aşkın bu kadar güçlü ve dokunaklı bir duygu olabileceğini.Fakat bizim hikayemizdeki en büyük sorun imkansızlık içinde olmamız.
Eğer Serkan'da gerçekten benden hoşlanıyorsa ve biz birgün sevgili olmaya karar verirsek,ailemize ne diyeceğiz,bizim ki normal bir ilişki olmayacak ki.Düşünün onun babası ile benim annem evli,ve her ne kadar kan bağı olmasa da bir yandan kardeş sayılırız.
Bunu kabullenmek ne kadar zor olsa da gerçekler bu,yapacak herhangi birşey yok.Biraz zaman sonra odamın kapısı tıklandığında tekrar Serkan'ı gördüm.Şu son sıralar Serkan ile iletişimimiz olumlu ve sakin gidiyordu,ve kendisini sıkça görüyordum.
"Müsaitsin değil mi"
"Yok yok,zaten yaklaşık bir beş dakika önce odamdaydın"
"Ee şey çıkayım ben o zaman,rahatsızlık verdiysem"
"Ya saçmalama dalga geçiyorum gel tabii"
"Haberin vardır belki,yarın bizim okul tatil"
"Cidden mi,bilmiyordum neden""Okulda bir kişiye işkence edilmiş,bayağı bıçaklama olayı falan,şimdi okulda parmak izi aranıyor"
"Allah Allah ya,neyse iyi oldu dinlenirim bende bir gün de olsa"
Serkan gerçekten önemser bir şekilde sordu"Birşeyin mi var,hasta mısın"
"Yani,biraz başım ağrıyor mide bulantısı falan"
Serkan anında odadan çıktığında bende ne olduğunu anlamadım.Bir dakika geçmeden odamda belirdiğinde elinde bir bardak su ve bir iki tane de ilaç vardı."Sana ağrı kesici ve bulantı ilacı getirdim,al bakalım bunları su ile iç"
Bana ilgi göstermesi bana nedensiz bir şekilde çok huzurlu ve güvenli bir yerdeymişim havası veriyordu.Mesela ne kadar iyi rolde yapsa bir insanın gerçekliğini ve sahte,yalan davranışlarını anlarsın.Serkan'a da çok azcık bile baksan ne kadar samimi,ne kadar yalan davrandığını anlardın,ve o da bana en içtenliği ile davranışlarını sergiliyordu.
"Ya bu kadar büyütülecek birşey yok ki,her gün oluyor bende bu"
Serkan yatağıma oturarak elindeki ilacı ve suyu masaya bırakıp elini alnıma koydu
"Alize ateşin var güzelim,istersen gidelim hastaneye"O endişe ile ilaç çıkarırken bende ona bakıyordum
"Ne oldu Alize yanlış birşey mi yaptım"
O konuşurken ben ise gözlerinim en derinine,hayran bir şekilde bakıyordum
"Kızım bak birşeyin mi var götüreyim seni hastaneye ateşin artac-"Derken sözünü kestim.Hızlıca yanına yaklaşıp iki elim ile yüzünü avucumun içine alıp dudaklarımızı birleştirdim.
Kalbim hızla çarpıyordu, sanki bir maratonun içinde koşuyordum ve o anın bitmesini istemiyordum.O, yanı başımda duruyordu ve gözlerimiz birbirine kilitlenmişti. Onun bakışları, içimdeki tüm keşfedilmemiş yolları, gizli duyguları ve arzuları aydınlatıyordu. Kendimi içinde kayboldum mu desem yoksa o sadece benim içimde mi?
Parmaklarım yüzünde hafifçe titriyordu, heyecandan ve bilinmezlikten kaynaklanan bir titreme. Dudaklarım arasında bir gülümseme belirdi, bu anı beklemiştim ve şimdi tam ortasındaydık. Kalbimdeki heyecan, bir rüzgar gibi başlıyordu ve bütün bedenimi sarmıştı. Adeta bir kuş gibi özgürce uçuyordum, bu duygu beni içine çekiyordu.
Ona olan hislerim, bir fırtına gibi içimde kıpırdanıyordu. Dudaklarımız birbirine değdikçe, bu fırtına büyüyordu. Gözlerimiz birbirine doğru kaydıkça, içimdeki çalkantıları kontrol etmeye çalışıyordum. Dudaklarımız birleştiğinde, zaman durdu sanki. Hislerim, onun dudaklarında dans ediyordu.
O an, sanki kelimelerin ötesinde bir dilde konuşuyorduk. Dudaklarımın dokunuşu, içimdeki en derin duyguları uyandırdı. Onunla bir olmanın bu denli güçlü bir bağ yaratabileceğini hiç düşünmemiştim. O anda, tüm endişelerim ve korkularım geri planda kayboldu. Sadece o ve ben vardık, başka hiçbir şey önemli değilmiş gibi.
Bu öpüşme, sanki ruhumla onun arasında bir bağ kuruyordu. Bedenlerimiz ayrı olsa da, ruhlarımız bir olmuştu. Onunla olan bu yakınlık, içimdeki yangını daha da alevlendirdi. Artık içimdeki bu duyguları ifade etme zamanının geldiğini hissediyordum.
Ve bu öpüşme, bu güzel başlangıcı temsil ediyordu. Birlikte yazacağımız bu hikayenin ilk satırlarıydı ve şimdi daha da heyecanla dolmuştum. Onunla geçireceğim her anın, kalbimde yeni bir sayfa açacağına olan inancım tamdı.
İlk başta dudağımı onun dudaklarında beklettim,daha sonra Serkan yaptığım bu birleşmenin şokunun etkisinden çıkıp üst dudağı ile dudaklarımı arasına aldığında onu hiç bekletmeden hızlı bir şekilde karşılık verdim.
İlk başta yumuşak bir şekilde başlayan öpüşmemiz zaman ilerledikçe hızlandı,tutku ile,zevk ile öpüşüyorduk ve birbirimizden ayrılma gibi bir niyetimiz yoktu.Birkaç dakika sadece öpüştük,öpüşmeyi de geçtik artık birbirimizin dudağını daha fazlasını ister gibi emiyorduk.
En yakın ne kadar olacaksa o kadar yapıyorduk.Nefesimiz kesildiğinde yavaş bir şekilde dudaklarımızı ayırdığımızda alnımı Serkan'ın alnına yasladığımda Serkan dili ile iki dudağını yalayıp bana baktı.
Nefes nefese kalmış bir şekilde birbirimize bakıyorduk.Ne o,ne de ben tek bir kelime ettik,az önce ne yaşanmıştı onu algılamaya çalışıyorduk.Aklımıza geldiği an ise gülümsememize engel olmaya çalışıyorduk
Biliyo musunuz hic aklimda yoktu bi icimden geldi su sahnee ĞAMSPSNSĞDNAPDHSIKSHS
yaa yazarken nasıl romantik bir ortam yaratacağımı bilemedim.Pek hayalimdeki gibi olmasa da fena da değildi bu sahne yani bilmiyorum bakaliimm.Siz beğendiyseniz tamamdir zatennn diger bolumde gorusmek uzeree💟🫶🏻🫶🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Ve Zorba
Teen FictionBekar olan Hande ve Burak'ın evlenmesi sonucu aynı evde yaşayacak Alize ve Serkan üvey kardeş olmayı kabullenemeyecek.Birbirlerine olan nefretleri aşka mı dönüşecek yoksa daha büyük bir kin mi oluşacak