Kalp

205 18 20
                                    

Selamm pff maalesef ki su uste sarki koyma engelim var o yüzden size oneri sarkı yazıyorum onu dinleyerek okursanız daha iyi olurr"Rüya gibi-Dedüblüman"

47.BÖLÜM
Depoda gördüklerim gözümün önüne geldi.Alize'nin hali,kucağımda vurulması,yere dökülen kanlar,en kötüsü de mahvolmuş olduğunu görmekti.

Hepimiz doktorun gözünün içine baktık,bekledik.Bekledik ki bize şaka yaptığını söylesin,iyi bir haber versin ama olmadı

"Ne koması ya,ne diyorsunuz siz"

Diye atladı babam

"Bakın,şu an Alize hanımın yaşaması gerçekten mucize gibi bir şey.Yani şükür etmelisiniz çünkü ölmesine hazırlıklıydık fakat sıyırdı,yani kurtuldu.Şimdi koma odasına aldık,aradaki camdan izleyebilirsiniz.Biz elimizden geleni yapacağız artık Alize hanımın iradesine bağlı bir şey"

Babam hızlıca bana sarıldığında kafamı omuzuna koyarak hıçkıra hıçkıra ağladım

"Baba çok yoruldum"

"Merak etme oğlum,çıkacak Alize oradan,o hiç bırakır mı seni"

Hande ablaya baktığımda gözümü direkt geri çevirdim çünkü belki de benden 10 kat daha fazla acı çekiyordu,berbat bir haldeydi.

Nereye düşmüştük biz,neden yaşıyorduk bunları.Alize ile beraber olmamamız mı gerekiyordu,biz hiç mutlu olamayacak mıydık.Bir kerede gizli saklı olmadan konuşmak istiyordum onunla,başımıza bir olay gelmeden,kimse bize bir şey yapmadan ilişki sürdürmek istiyordum ama olmuyordu.

Sanırım dünyadaki ikinci Leyla ile Mecnun vakasıydı bizim ki,imkansızdık.Beraber olamıyorduk,gülemiyorduk,eğlenemiyorduk sürekli aramıza bir şeyler giriyordu.

Babam arkada Hande ablayı sakinleştirmeye çalışıyordu,hastaneye Alize'nin ve benim arkadaşlarım geliyordu,ben zaten bambaşka bir haldeydim,ama şunu biliyordum ki hiç iyi değildim

"Oğlum,yukarı çıkıp Alize'ye bakmak ister misin"

Kafamı kaldırarak babama ağlamaktan şişmiş gözlerim ile baktım

"Baba ben Alize'yi o halde görmeye dayanamam"

"Emin ol sana iyi gelecek Serkan,hadi sen çık bak Hande ablana da sakinleştirici iğne vurmamız gerekiyor kadın hiç iyi değil ben onunla ilgileneyim"

Ayağa kalktığımda başım çok dönüyordu,duracak gibi değildim.Sallana sallana yukarı çıkarken gözümden düşen yaşları her seferinde elim ile sildim.Odayı bulduğumda sensörlü kapıdan geçerek kafamı hafifçe yukarı kaldırdım.

Alize'yi gördüğümde titreye tireye ağladım,durduramadım kendimi.Acı içinde kıvranıyordu orada,gözleri kapalıydı ama yüz ifadesi çok şey anlatıyordu.Kim bilir neler görüyordu,neler yaşıyordu orada.Yanına gitmek istedik gidemedim,aramızda cam bir bariyer vardı.Kafamı cama yaslayarak ilk defa bu kadar şiddetli,bu kadar sesli ağladım.

3 ay sonra
Saçlarım dağınık,gözlerim kızarık ve şiş bir şekilde koltukta oturmuş camı izliyordum.3 aydır elinin kıpırdamasını,göz kırpmasını,bir belirti vermesini bekledim ama olmadı.Uzun uzun izledim,yüzüne baktım,vücuduna bağlanan aletlere baktım.Canımı en çok acıtan şey de,zayıflayarak çelimsiz bir hal almasıydı.

Sadece serum ile besleniyordu,pozisyonu değişmiyordu,saçları bir milim bile kıpırdamıyordu.Yaşayan bir ölü gibiydi,ve hareketsiz olmasına rağmen çok acı çekiyordu.Babamlar bugün buraya gelecekti,o yüzden kendimi biraz toparlamaya çalıştım ama olmuyordu.Alize o haldeyken yemek yemek,uyumak bile ona ihanet etmiş gibi hissettiriyordu.

Üvey Ve ZorbaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin