"Oradaki yıldızlar gökyüzünü süsler, şu an benim yanımda olan yıldızım ise-" cümlesini tamamlamasına izin vermeden onun dudaklarına yapıştım.
Elimi ıslak ve narin yüzüne hükmedercesine geçirdim. Soğuktan titreyen dudaklarımı sıcak dudaklarından hiç ayırmadan soluksuz bir şekilde öpmeye devam ettim. Sanki dünyanın en soğuk ikliminde bile yaşasak bu denli sıcak oluşu beni asla üşütmeyecek gibiydi. Güzel, tatlı dudaklarını tattıkça daha da yükseldim. Bir kolumu beline sararak kendime doğru bastırdım onu orada veya başka bir yerde her şekilde istediğimi belli edercesine arzuluyordum.
Elim ıslak kıyafetinde gezinirken narin vücudunun ateş misali yandığını hissediyordum. Bir elimi ıslak saçlarına geçirerek çekiştirdim. Ona her yakın olduğumda içimde oluşan hem vahşi hem uysal biri savaşıp duruyordu. Bir an ayrıldım o güzel dudaklarından, yüzünden dudaklarına akan her yağmur damlasının dudaklarına değişi bile beni tuhaflaştırıyordu. Dudaklarını her hissettiğimde titreyişini hissedebiliyordum.
Nefes almak için ondan ayrıldığımda gözleri kapalı bir şekilde gülümsüyordu.
"Özür dilerim." dedim
Gülümsemesi yüzünden silinip dudakları düz, kaşları çatık bir hal alınca gözlerini açtı.
"Özür dilerim bugün kalbini kırdığım için, seni üzdüğüm için özür dilerim."
Gözlerini gözlerimde gezindirip eliyle yanağımı okşamaya başladı. Bu hareketi içimi titretiyordu.
Gözlerimi kapadım ve devam ettim "Hala sevdiğin ikinci kadın mıyım?" konuşmadı, sadece dudaklarıma bir öpücük kondurdu.
"Hep öyleydin ve öyle kalacaksın." ve bir daha öptü.
Kalbim yanarken, vücudum üşüyordu. Onun vermiş olduğu kapüşon üşümeme engel olmuyordu. Isınmak için ona daha fazla sokuldum.
"Titriyorsun" dedi sırtımı okşarken.
"Daha fazla burada kalırsak üşüteceksin, konteynıra gidelim."
"O zaman baş başa kalamayız ki" dediğimde sırıttığını hissettim.
Söylediğim söze karşılık beni dinlemeyip kucağına alarak ağaçtan indirdi. Kafamı onun boynuna sokup kokusunu içime çektim.
"Aklıma nehir de başına gelen olaydan sonra seni kucağımda taşıdığım an geldi."
"Beni bırakıp gitmiştin" dedim iç çekerek
"Sende kalbimi çok kırıyorsun ama" dedi üzgün bir ifadeyle gözlerimin içine bakarak
"Söz bundan sonra seni kıracak bir şey yapmayacağım."
Bir süre sessiz kaldık.
Artık dayanamıyordum, içimde bastırdığım o duyguyu ona itiraf etmeliydim. Ama nasıl yapacağımı bilmiyordum ona aşık olduğumu bile geç anlamışken bunu söylemekte de geç kalmak istemiyordum.
"Şey Çağatay" dedim
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum.
"Söyle gecemi aydınlatan yıldızım." söylerken gözleri parıldıyordu. Böyle konuşmasıyla beni kulaklarıma kadar kızarttı, kendimi toparlayıp o iki sihirli kelimeyi yan yana getirdim.
"Seni seviyorum." bunu söylemek için iç savaş verdiğimi bilse ne yapardı diye düşünmeden edemedim.
Durdu ve gözlerimin içine baktı.
YOU ARE READING
TAKINTILI ÇOCUK
Teen FictionHayatı boyunca birçok zorbalığa maruz kalan ve hiç sevilmemiş sevilmeye muhtaç bir kız Alara hayatına giren ve onun her şeyi olan Çağatay ile bir aşk yaşamaya başlar ama o Çağatay'ın hayatını değiştirebileceğini bu hikayenin sonunu bilmiyordu bu kar...