"Kavuşmak"

4.5K 146 21
                                    


-Hazırsanız başlıyoruz🫶
Lütfen başlangıç tarihinizi yorumlarda belirtin.

Yine bir bahar sabahına uçuşan odamın perdesiyle gözlerimi açtım. Üzerimde dün gecenin yıkımı vardı ve elbette buna eşlik eden şiş gözlerim. Yine ağlayarak uyumuştum.

Hep böyleydi işte.

Benim sınavım buydu. Onu sevmek.
Kendimi bildim bileli icimde büyüyen bir sevgi vardı. Başlarda içimi ısıtan bu sevgi zamanla acıtmaya ve beni şimdiki gibi tüketmeye başladı. Peki böylesine kör eden aşkımın sebebi neydi?
Hayatımda hiç tatmadığım güven duygusunu onun yanında tatmam mı yoksa onun beni sarıp sarmalayan kokusu mu?

İçimdeki heyecana daha fazla dur diyemeden kalktım yatağımdan. Baharın gelişi mi beni böylesine umutlandırmıştı yoksa onun gelişi mi? Gelmişti işte. O bitmek bilmeyen görevi son bulmuştu sonunda. Bu sefer ki hepimizi yakmış yıpratmıştı. Her birimizin gözümüz yaşlı yollarını gözlemiştik. Dün gece Elif mesaj atıp abisinin geldiğini söylemişti.
Ah Elif.. Biricik sırdaşım. O olmasaydı bu aşkın yükünü tek başıma nasıl taşırdım? Derdimi dinlemese bana yoldaş olmasa bu acıyla nasıl başa çıkardım? Onun yokluğunda onun sesine muhtaçken her abisi aradığında ses kaydına alıp bana dinletip gönlümü ferahlatan yegane dostum Elif.

Bu sevdanın tek şahidi.
Düşüncelerimde boğulmayı bir kenara bırakıp mutfağa doğru yol adım. Küçük bir mahalleydi burası. İstanbulun en sakin mahallesi belki de. Güzel dostlukların olduğu sıcak bir mahalle. Kimine göre dedikodu kazanı olan ara sokaklar bana göre sıcak bir yuvaydı. Bir annem vardı bir de mahallem. Babamı çok kücük yaşımda çalıştığı inşaatta iş kazası yüzünden kaybetmiştik. Ne bir kardeşim vardı ne bir akrabam. Herkes ya göçüp gitmişti ya da bize sırtını dönmüştü. Babamdan kalan bu müstakil ev kalmıştı annemle bana. Şükür ki başımızı sokacak bir evimiz vardı. Annem çalışmış beni okutmuştu. Şimdilerde emekliliğini yaşıyor kücük bir maaş ile geçiniyorduk.

Ben ise üniversite son sınıf öğrencisiydim. Hafta sonları bir organizasyon şirketinde çalışıyordum. İş oldukça çağırılıyordum daha doğrusu. Doğum günü kutlamaları nişan düğün gibi etkilnliklerde çocuklar için kimi zaman pamuk prenses kimi zamanda tavşan kostümü giyip yüz boyuyor onları eğlendiriyordum.
Okuduğum bölüm çocuk gelişimi olduğundan çocuklarla aramda fazlasıyla iyiydi. Onları mutlu etmek bana bir işmiş gibi gelmiyordu işte.

Annemin bana seslenmesi ile adımlarımı hızlandırıp mutfağa doğru yol almaya devam ettim.
''Kınalı kuzum Aysel teyzenler akşama yemeğe çağırdı gelde Akgün abin için el açması ıspanaklı börek yapalım.'' İç çekerek konuşmasını devam ettirdi.'' Ah benim kara gözlü oğlum hasret kaldı evine ailesine aylarca dağda taşta yattı''. Evet Akgün vatanına sevdalı bir askerdi.
Gözlerimin dolmasına müsade etmeden arkamı dönüp '' yüzümü yıkayıp geliyorum annem'' diyerek banyoya koştum.
Banyo kapısını açmamla göz yaşlarım kendini bıraktı. İcimin çıkmasını umursamadan sessizce ağladım. O esnada annemin sesi kesti iç çekişlerimi. '' Annem manava gidiver olur mu ıspanak az kalmış evde yetmez Akgün'ünüme börek yapmaya.
Ah Akgün... Bizim evin hatta bu mahallenin göz bebeği. Birick hayırlı evlat ve benim büyük aşkım. Annem onu öylesine benimsiyor öylesine seviyordu ki bu sevgi aşkımın daha da uçsuz olmasını sağlıyordu.

Aynı şey Aysel tezye ve Mümtaz amca içinde geçerliydi. Annem nasıl Akgün'ü seviyorsa onlarda beni evladı gibi sever beni bir an olsun Elif'ten ayırmazlardı.
Anneme tüm gücümle kendimi toplayıp seslendim.'' Tamam annem sen geç mutfata hamuru açana kadar gider gelirim ben.''
Adım seslerini duymamla kendimi topladım ve odama geçtim. Siyah bir tayt kırmızı sıfır yaka bir kazak giyip üzerime sıfır kol bir şişme yelek geçirdim. Saçlarımı tarayıp cüzdanımı alıp odamdan çıktım. Ayaklarıma siyah vanslarımı geçirip evden çıktım. Mart ayı kendini belli eden bir esintiyi yüzüme vurdu ve adımlarım manava doğru yol buldu.

HEP VAR  (Mahalle Hikâyesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin