''Evlen benimle''Duyduğum şeyin gerçekliğine emin olmak adına dikkatle yüzünü inceledim. Yıllardır aşık olduğum adamdan bunu duymak elbette hayallerimin arasında yer alıyordu fakat doğru zaman şu an mıydı zihnim bunu sorguluyordu. Ondan her ne kadar emin olsamda öfkesine yenik düşüp bu kararı verdiğine inanan bir yanım vardı.
''Anlamadım?''
İdrak etmeyi reddeden beynimle ona saçma olduğunu bildiğim soruyu yeniden yönelttim.
''Anlamadım, sen ne diyorsun Akgün?''
Akgün oturduğu sürücü koltuğundan biraz daha bana döndü, eli elimi buldu ''Çok net konuştuğumu düşünüyorum Sezen, evlenelim. Neyi bekliyoruz? Mezun oldun, beni seviyorsun ben de seni seviyorum neyi bekliyoruz? Görmüyor musun bir ilişki bile yaşayamıyoruz etrafımızda olan şeyler yüzünden. Hem birbirimizi yıllardır tanıyoruz neyi bekliyoruz?''
Kuruyan dudaklarımı ıslattım, bakışlarım birleşen ellerimize kaydı ''Akgün, bu anlık verilebilecek bir karar değil, bu kadar fevri davranamayız. Evet birbirimizi seviyoruz ama biz adam akıllı bir sevgililk bile yaşayamadık. Üstelik hadi bizi geçtim ailen bu durumdan hiç memnun kalmayacak özelliklede annen.''
''Sezen yine aynı şeyi yapıyorsun, başkalarını bizim önümüze koyuyorsun kendi düşüncelerini net bir şekilde ifade etmiyorsun. İlişki iki kişilik yaşanmaz mı, sen neden sürekli başkalarını bu ilişkinin içine katıyorsun?''
''Akgün bu önemli bir karar neden anlamıyorsun? Seni seviyorum hemde çok seviyorum ama bu bu kadar ani olmamalı.''
Akgün soluğunu bırakıp ellerini ellerimden çekti ''Eyvallah Sezen, buna da eyvallah.''
Tekrar elini tutmak için yeltendiğimde kendini geri çekti ''Git daha fazla geç kalmadan.''Usulca başımı sallayıp pes ettim ve arabadan indim bu durumu daha fazla üstelemek şu an doğru değildi. Onu çok seviyordum ama bu durum doğru muydu onu bilmiyordum, fevri alınan bu karar beni korkutuyordu.
İçimdeki ses yavaş yavaş onun ellerimden kayıp gittiğini fısıldadı bana, adımlarım duraksadı. Kafamı gökyüzüne çevirip derin bir nefes aldıp arkamı döndüğümde arabada öylece oturduğunu gördüm. Neden onu kaybedecekmişim gibi hissediyordum ki?
Kalbim sıkışıyor nefesim daralıyordu, daha fazla uzaklaşamadım ondan.
Kaybedecek neyim vardı ki? Onu seviyordum neden bu kararı almakta bu kadar zorlanıyordum?Adımlarım hızlandı arabanın kapısını ani bir şekilde açtım, Akgün bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerindeki hayal kırıklığı daha fazla canımı yakmaya yetti.
''Evlenelim, seninle evlenmek istiyorum Akgün.''
Akgün bir kaç saniye öylece yüzüme baktığında dudaklarını aralandı, içimde o anda bir panik oluştu.
Kırmış mıydım kalbini?
Vaz mı geçmişti?Düşüncelerim Akgün'ün hareketlenmesiyle son buldu, arabadan indi ve yanıma gelip arabanın kapısını kapattı konuşmuyor öylece gözlerimin içine bakıyordu. Gözlerimin dolmaya başladığını hissettim.Elleri yanaklarımı buldu, eğdiğim başımı kaldırdı gözlerimiz birbirini buldu.
Sanki şu an dünyada bizden başka kimse yoktu, başbaşaydık.Sıcak dudakları dudaklarımı buldu, sanki bana doymak ister gibiydi. Uzun bir öpüş değildi elbette ama derindi, çok derin.
Dudaklarımdan ayrıldığında burnuma küçük bir öpücük bıraktı ''yalnızca sen ve ben varız artık Sezen, sen ve ben.''
Başımı salladığımda ikimizinde yüzünde bir gülümseme belirdi. Mahallenin orta yerinde bu denli yakın olmak beni her ne kadar utandırsa da bu anın tadını çıkartmak istiyordum. Bir kez daha dudaklarımız buluştu, bir kaç saniye süren bu öpüş artık ayrılmamız gerektiğini hissettirmişti. Elleri yüzümden kayıp ellerimi buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEP VAR (Mahalle Hikâyesi)
ChickLit"Git Sezen. Canın acımadan en başından git ki vicdanım sızlamasın daha fazla" Yutkunmak istedim ama o acı veren düğüm buna izin vermedi. "Gidersem mutlu olacak mısın? Rahat uyuyabilecek misin Akgün? Vicdanın için ezip geçtiğin kalbimin çığlıklarını...