''Gel dedin, geldim Sezen.''Alkolün gezdiği damarlarımın çekilmeye başladığını hissettim. Güçlükle üzerinde durduğum bacaklarım titriyor işlevini yitirmeye başlıyordu. Dilim 'ben sana gel demedim' demek istese de kalbim buna izin vermiyordu. Karşımda durmuş öylece beni izleyen Akgün sessizliğimden rahatsız olduğunu belirten homurtular çıkartmaya başladığında kulaklarımda bir adım sesi duyulmaya başladı. Kafamı hafifçe arkama çevirdiğimde gelen kişinin Elif olduğunu anladım.
''Oo Akgün bey gelmiş, hoş geldiniz efendim hoş geldiniz. Yalnız biraz geç geldiniz alkolümüz bitti.''
Gülüşümü gizleyebilmek için dudaklarımı birbirine bastırdım fakat bedenim alkol yüzünden ağır bir kas gevşetici içmişim gibi kontrolünü kaybetti. Sesli kahkaham Elif'in de gülmesine sebep oldu. Akgün sinirle bize doğru adım attığında Elif ve ben korkuyla gülüşümüzü sonlandırıp bir adım geri attık.
''Şuna bak amına koyayım köpek gibi içmişler.'' Akgün sinirle üzerimize doğru gelip içeri geçti kapının kenarında yere çöküp postallarını çıkarırken Elif ve ben başında bekliyorduk. ''Ee gördün değil mi Sezoşum abim bile geldi bil bakalım kim gelmedi?''
Elif alkolün gazıyla pot kıracak gibiydi, telaşla kolunu kavrayıp susması için ağzını kapattım fakat Akgün çoktan ayakkabılarını çıkartmış öfke ile bize bakıyıordu '' Kim gelmedi Elif? Kimi bekliyorsunuz siz bu kafayla?'
İkimizde hızla Akgün'de olan bakışlarımızı kaçırıp ne diyeceğimizi bilemedik Elif kırdığı potun farkındaydı fakat kendini kurtaracak bir yalanı bu kafayla sallayamayacağını biliyordu. Bizi kurtaran sesin sahibi Efsun oldu '' Ayy Akgün abi hoş geldin. Kapıcıyı bekliyorduk bizde alkol istemiştik gelmek bilemedi adam.''
Kafamı çevirip Efsun'a minnetle baktım o esnada bir kahka sesi duyuldu. Elif yere çökmüş gülüyor bir yandan da yeri dövüyordu. ''Geçin içeri şu hale bak amına koyayım ya deli olacağım.'' Akgün Elif'in kolundan tutarak onu peşinden sürüklemeye başladı. Efsun önde Akgün ve ben peşinde salona doğru adımladık. ''Ulan, ulan siz nasıl bu kadar içersiniz? Deli olacağım amına koyayım. Yürü Efsun, yürü geç mutfağa kahve yapalım size. Göster bana şu sıçtığımın şeylerinin yerini.''
Efsun yayıldığı koltuktan hafifçe başını kaldırdı ''Ay hiç kusura bakma Akgün abi kalkamam al Sezen'i yanına git mutfağa. Kalktığım an kusarım bak zaten nevrim dönüyor.''
Akgün sinirle kolundan tuttuğu Elif'i ikili koltuğa yatırdı ''Seninle çok fena görüşeceğiz Elif hanım, çok fena.''
Akgün, Elif'in konuşmasına müsade etmeden bana baktı ''gel hadi göster bana yerlerini ben yapayım yavrum.'' Hiçbir tepki veremeden öylece yüzüne bakıp koltuğun kol kısmına yaslandım Akgün tam bir serseri gibi sırıtıp yüzüme baktı ''ulan böyle de çok tatlı olmuşsun kızamıyorum amına koyayım, yürü hadi yürü.'' Kolumu hafifçe tutarak onunla yürümem için yardımcı oldu ve birlikte mutfağa geçtik.''Geç otur şöyle alkolik, bana yerlerini söyle kalkma sen.'' Akgün'e tepki vermeyip öylece sırtını izlemeye başladım. Mutfak dolaplarından bir şeyler arıyor ara sıra küfürler mırıldanıyordu ''Sezen?'' adımı seslenmesşyle olduğum yerden irkilerek gözlerimi yüzünü bana dönen Akgün' e diktim ''hımm?''
''Nerde kızım cezve, söylesene.'' Masaya tutunup hafifçe ayağa kalktım ve tezhana doğru yaslanıp parmak uçlarıma çıkrım. Dolabın kapağını açıp tam kösede olan cezveye ulaşmaya çalıştım. Alkolün etkisi ile bir sağa bir sola hafifçe sallandığım için hafifçe yalpalıyor bir türlü alamıyordum. ''Off olmuyor Akgün, neden olmuyor? Normalde alabiliyordum bunu.''Akgün bir şey söyelemeden bana doğru yürüdü pes etmiş olan bana muzip bir gülüş sundu aynı anda benimde dudaklarım kıvrılmaya başlamıştı '' Sana yardım edeyim.'' Akgün cümlesini tamamlar tamamlamaz beni ters çevirdi sırtım göğsüne çarptığı esnada başımdan aşağı kaynar sular dökülüyormuş gibi hissetmeye başladım. Afallamam geçmeden Akgün beni belimden sıkıca kavrayıp yukarı doğru kaldırdı. Ben öylece karşımdaki dolabın içini izliyor anın büyüsü ile sırıtıyordum. ''Yavrum daha bekleyecek misin alsana şu cezveri artık.'' Akgün'ün sözleri üzerine kendime gelip cezveye uzandım, aynı hızla yere indirildim. Ona dönmek gibi saçma bir hata yaptım. Bu hatanın bedeli onun kokusunun ciğerlerime dolması ve benim için işlerin daha da zorlaşmasına sebep olmuştu. Akgün bir elini yavaşça kaldırıp yüzüme gelmiş olan bir kaç tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı, ağır bir şekilde yutkundu '' sen hep böyle güzel miydin Sezen?'' tebessüm dudaklarımda boy gösterdi '' Sen hep böyle güçlü müsündür Akgün?'' Saçma sorum karşısında Akgün gamzesini göstermekten çekinmeyerek bir kahkaha attı ve benden uzaklaştı '' Sen benden uzak dur biraz Sezen o ağzın çok kaşınıyor bu gece.'' Anlamaz bakışlarla ona bakıp geri yerime oturdum. Sanki sandalyenin altı dalgalanıyor gibiydi, tüm dünya dönüyordu ama sabit kalan tek şey Akgün'dü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEP VAR (Mahalle Hikâyesi)
ChickLit"Git Sezen. Canın acımadan en başından git ki vicdanım sızlamasın daha fazla" Yutkunmak istedim ama o acı veren düğüm buna izin vermedi. "Gidersem mutlu olacak mısın? Rahat uyuyabilecek misin Akgün? Vicdanın için ezip geçtiğin kalbimin çığlıklarını...