8

58 9 6
                                    

Yazardan:
Tam 2 haftadır, Hyunjin'i göremiyordu çilli genç. Yüreği özlem duygusu ile dolup taşıyordu. Felix ilk defa bir şeyden pişmanlık duyuyordu. O Hyunjin'i geri istiyordu. Hyunjin'in ondan vazgeçtiğini düşünmek bile istemiyordu. Hatasının farkındaydı, hatalı olduğunu da çok iyi biliyordu.

Bir kaç gündür baya bir ağlıyordu. Odasının kapısı açılınca umutla gelen kişiye baktı. Fakat umut dolu gözleri gördüğü beden ile anında söndü. Gelen San'dı. "Felix, kaç haftadır seni çok boşladım bebeğim biliyorum ama işler yoğun" dedi San sahte hüzünle.
"İlaçlarını içiyorsun dimi?" dedi San şüpheyle.

"Ah sorun değil San, ama sana küsüm, ilaçlarımı da içiyorum" dedi Felix sahte tripiyle. Aklında çok iyi fikir vardı. "Peki ne yapsam barışırız?" dedi San merakla. "Hm bir düşüneyim, buldum alışverişe çıkmak istiyorum" dedi Felix gülerek.

San bir az düşündü, daha sonra kafasını sallayıp konuşmaya başladı. "Tamam, ama Wooyoung'un yanından ayrılma, biliyorsun ona sonsuz güveniyorum, sende güvene bilirsin" dedi San gülerek. Felix, San'ın bu kadar aptal olmasına gülmeden edemedi. "Çok teşekkür ederim" dedi oldukça gerçekçi bir şekilde Felix.

"Rica ederim bebeğim, şimdi benim çıkmam gerek, sizde çıkın bir azdan, bu gece de geç geleceğim" dedi San sakin bir şekilde. "Ah tamam anladım" dedi Felix kafa sallayarak. San odadan çıktığı an Felix heyecanla dolabının kapısını açtı. Üstüne gri sweatshirt, atlına ise onunla uyumlu bir renkte eşofman giydi.

Sevinçle, Wooyoung'un yanına gidip, ona alışverişe gideceklerini söyledi. Felix ve Wooyoung arabaya binerken, Felix, Wooyoung'un kulağına bir kaç şeyler fısıldadı. Wooyoung anında kafa sallayıp, arabaya bindi. Felix çok heyecanlıydı. Yerinde duramıyordu, bir yandanda çok korkuyordu fakat heyecanını bastırmaya çalıştı.

Sonunda, Hyunjin'in evine ulaştıklarında, korumalar Wooyoung'u tanımıştı. Felix hayranlıkla eve bakıyordu. Ev oldukça büyük ve güzeldi. Kapıya ulaştıklarında, Wooyoung kapıyı çaldı. Kapıyı açan genç şaşkınlıkla Felix'e bakıyordu. "Felix?" dedi Seungmin şaşkınlıkla.

"Evet ben geçe bilirmiyim?" dedi merakla Felix. "Tabi" dedi Seungmin üstündeki şaşkınlığı atarak. Salona ulaştıklarında, herkes Felix'e şok içinde bakıyordu. "Oha" dedi Jisung şok içinde. "Hayalet görüyoruz bence" dedi Changbin şaşkınlıkla. "Şey afedersiniz böluyorum ama, Hyunjin nerede?" dedi Felix merakla.

"Neden soruyorsun?" dedi Minho sinirini bastırarak. "Şey biliyorum bana sinirli ola bilirsiniz, hatamı çok iyi biliyorum ve bu yüzdende buraya telafi etmek için geldim" dedi Felix hüzünle. "Gel ben sana göstereyim" dedi Seungmin sakin bir şekilde.

Evet Felix'e diğerleri gibi o da sinirliydi. Fakat Hyunjin onun herşeyiydi. Bu yüzden, Felix'e oldukça iyi davranmaya çalışıyordu. Odanın önüne geldiklerinde Felix, Seungmin'in bir şey demesine izin vermeden odaya daldı. Fakat gördüğü manzara ile kalbi sızladı. Hemen odadan çıkıp, Seungmin'e endişeyle baktı.

"O kimdi?" dedi Felix endişeyle. "O şey, Hyunjin'in yeni sevgilisi" dedi Seungmin hüzünle. "Ne?" dedi Felix şok içinde. "Maalesef, geç kaldın Felix" dedi Seungmin hüzünle. "Neden bu kadar çabuk unuttu beni" dedi Felix gözleri dolarak. "Ya şaka yapıyorum o Jeongin, arkadaşımız" dedi Seungmin kendini gülmemek için zor tutarak.

"Peki neden böyle sarmaş dolaş uyuyorlar?" dedi Felix sinirle. "Onlar çocukluktan beri böyleler, Hyunjin kaç haftadır uyuyamıyor o yüzden Jeongin onla uyuyor, zaten çoğu zaman bir uyurlar" dedi Seungmin açıklayıcı bir şekilde. Felix, üzülsemi, sinirlensemi bilemedi.

"Ben şu an Hyunjin ile konuşmak istiyorum" dedi Felix kararlılıkla. Seungmin kafasını sallayıp, odaya girdi. Sonrada kucağında Jeongin ile odadan çıktı. "Hadi git ve konuş onunla" dedi Seungmin sakin bir şekilde. Felix, Seungmin'e teşekkür edip, anında odaya daldı.

O Hyunjin'i oldukça özlemişti. Hemen Hyunjin'in yanına uzanmış saçını okşamaştı. Kırmızı saç ona büyüleyici bir şekilde yakışıyordu. "Jeongin" diye fısıldadı Hyunjin. Felix içini doldurup taşıran kıskançlıkla konuşmaya başladı. "Felix, Hyunjin, Felix'im ben" dedi Felix sinirle. "Ah Felix neden burdas-" derken yerinden hızlıca sıçradı kırmızı saçlı.

"Felix" dedi şok içinde. "Evet benim" dedi gülerek Felix. "Neden geldin?"  dedi merakla Hyunjin. "Seni özledim Hyunjin, hatamın çok iyi farkına varıp yanına geldim, tıpkı sen kendine tehlikeye attığın gibi bende kendimi tehlikeye atıp, sırf seni görmek için yanına geldim" dedi Felix gülerek.

"Anladım" dedi Hyunjin sevincini bastırarak. "Hadi ama bana soğuk yapma Hyunjin, özür dilerim" dedi Felix hüzünle Hyunjin'e sarılarak. Bu Hyunjin'in beklemediği bir hamleydi. "Soğuk yapmıyorum Felix, sadece beni çok kırdın" dedi Hyunjin, sarılmasına karşılık vererek.

"Binlerce kez özür dilerim, peki benden vaz'mı geçtin?" dedi Felix korkuyla. "Evet" dedi Hyunjin hüzünle. Felix korkuyla, Hyunjin'den ayrılmış ve dolan gözleriyle ona baktı. "3 yıldır vazgeçmedin, şimdi'mi vazgeçiyorsun?" dedi Felix hüzünle. Hyunjin, Felix'in dolan gözlerinden öptü birer birer.

"Senden nasıl vazgeçe bilirim, hemde seni bu kadar çok severken" dedi Hyunjin hüzünle. "Korktum" dedi Felix hüzünle. "Korkma korkma enayinim senin, vazgeçecek yürek yok bende" dedi Hyunjin gülerek. Felix utançla başını yere eğerek konuşmaya başladı.

"San'a alışverişe gitmek için çıktığım söyledim, zaten kendisi gece geç gelicek, uyuyalım'mı bir az?" dedi Felix merakla Hyunjin'e bakarak. Hyunjin çilli gencin istediğine doğru kıkırdayıp kafasını salladı. O da istiyordu miniği ile uyumayı. Daha sonra ikili yatağa uzanıp, sarılarak uyumaya başladılar...

___________

Yeni bölüm 🥟

Together again in another time / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin