4

81 8 15
                                    

Yazardan:
İkili hemen arabaya binip, yola koyulmuştu. Wooyoung çok iyi hacker olduğu için, hemen kamera ve s. gibi şeyleri halletmişti. "Neler oldu, hiç ses gelmedi yukarıdan" dedi Jeongin merakla. "Çok garip, sanki bana inanmak istedi" dedi Hyunjin umutla.

"Ciddimisin, hadi anlat" dedi merakla Jeongin. "Ah hayır tilki üzgünüm eve gidince anlatırım" dedi kırmızı saçlı genç. Jeongin adeta bir tilki gibi kollarını göğsünde birleştirmiş ve sürat asmaya başlamıştı. Arabayı süren kırmızı saçlı ise onun bu tatlı haline gülmeden edemedi.

Eve vardıklarında, her kesin onları merakla salonda beklediklerini farketdiler. "Hadi, lan gelin anlatın" dedi sabırsızlıkla Minho. "Bende merak ediyorum, bana bile anlatmadı" dedi tripli sesiyle Jeongin. "Hadi Hyun anlat merak ediyoruz" dedi merak dolu gözler ile ona bakan Changbin.

"İşte gittim yanına, başta bana silah uzatsada, daha sonra beni dinlemek kararı aldı, fotoğraflarımızı gösterdim, ilaç içmemesini söyledim ve her zaman silahını üstünde taşımasını söyledim. Kafası karışmış hissediyordu ama, bana umut dolu gözler ile bakıyordu. Bunu hissede biliyordum. Daha sonra yanağından öpüp, odadan çıktım, fakat bebeğim oldukça kızarmıştı, o çok tatlı" dedi Hyunjin gülümseyerek.

"Böyle bir şey beklemiyordum" dedi şok içinde Jisung. "Bende" diye ona katıldı Bangchan. "Peki onu uyardın'mı, San'a bir şey söylememesi için" dedi merakla Seungmin. "Evet" dedi Hyunjin gülerek. "Peki eminmiyiz, söylemeyeceğinden?" dedi endişeyle Jeongin.

"Eminim, miniğimi çok iyi tanıyorum" dedi Hyunjin gülerek. "Her şey yüreğince olsun Hyun" dedi kolunu sıvazlayarak Minho. "Bir şeyi merak ediyorum, daha doğrusu aklımı kurcalayan şeyler var" dedi Chan merakla. "Ne gibi?" dedi Changbin merakla. "San neden bu Wooyoung'a bu kadar güveniyor?" dedi Chan merakla.

"Acaba Wooyoung, bizim için değilde onun için'mi, çalışıyor?" dedi Seungmin endişeyle. "Hayır, hayır hiç bir alakası yok" dedi kırmızı saçlı tereddütle. "Neden'ki?" dedi Jisung merakla. "Çünkü San, Wooyoung'a aşık" dedi kendinden emin bir şekilde Hyunjin.

"Ne, nasıl?" dedi şok içinde Minho. "San'ın birine aşık olacağını düşünmek istemiyorum, daha doğrusu düşünemiyorum bile" dedi Minho gözleri iyice açılmış bir şekilde. "San, liseden beri Wooyoung'u seviyordu, Jeongin bunu bildiği içinde işini sağlama tutmak istedi." dedi Hyunjin, Jeongin'e gururla bakarak.

"Nasıl yani nereden anladın?" dedi Jeongin merakla. "Ben anlarım tilki, ayrıca sırf Wooyoung onu reddetti diye, kardeşini öldürmüştü, buda intikam için bir fırsatdı Wooyoung için" dedi Hyunjin sırıtarak. "Oha ben şimdi anladım" dedi Chan şok içinde.
"Emin ola bilirsiniz, Wooyoung sadece bize çalışıyor" dedi Jeongin sakin bir şekilde.

"Peki bir sonraki görüş ne zaman?" dedi Jisung merakla. "Bende onu bilmiyorum, miniğimi görmek için sabırsızlanıyorum" dedi sevinçle Hyunjin. O bebeğini çok izlemişti. Onun ile tüm yılın acısını beraber çıkarmak istiyordu. Fakat bunlar için hala çok yol aşması gerekiyordu.

"Ben bir azdan, Wooyoung'u arayıp, haber alırım" dedi Jeongin gülerek. "Tamam o zaman hadi her kes işine dönsün, Seungmin ve Jeongin siz çok yoruluyorsunuz, bence bu günlük dinlenin" dedi anlayışla kırmızı saçlı genç. "Sikerim seni biz yorulmuyormuyuz?" dedi Jisung sinirle.

"Ah o kadar mutluyumki, Jisung seni öldürmek için hevesli bile değilim canım arkadaşım bu gün hepiniz dinlenin" dedi gülerek Hyunjin. "Seni çok seviyorum be" dedi Jisung, Hyunjin'in kucağına atlayarak. Bir az daha konuştuktan sonra, her kes kendi odalarına dağılmıştı.

Hyunjin ise her zamanki gibi miniğinin odasına girmişti......

_________

Merhaba arkadaşlar. Umarım bu fic tutar. Yorum yapıp, oy verirseniz sevinirim. Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere 🥟✨😻

Together again in another time / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin