10

65 8 17
                                    

Yazardan:
"Özür dilerim" dedi Jeongin gözyaşlarına boğularak. "Merak etme tilki, ben iyiyim" dedi kırmızı saçlı nefes alış verişlerini düzene salmaya çalışarak. "Lütfen yaşa" dedi Jeongin hıçkırarak. "Beni merak etme tilki, ben yaşayacağım" dedi kırmızı saçlı gözleri yavaş yavaş kapanarak.

2 saat önce:
"Hyunjin! Hyunjin!" dedi Jeongin endişeyle. Kırmızı saçlı yerinden sıçrayarak ayağa kalktı. "Noldu?" dedi Hyunjin endişeyle. "Bizim Wooyoung aradı şimdi, San şu an depoda ve sabahtan beri, Felix odadan çıkmadı" dedi Jeongin endişeyle. Yine aynı kelimeler...

"Hemen bizimkileri topla" dedi kırmızı saçlı hemen ayağa kalkarak. Kırmızı saçlı eline geçen şeyleri üzerine geçirip, hemen oradan çıktı. Arkdaşları ve tüm ekipi arabaya binip, yola koyuldular. Yine aynı hissediyordu. 3 yıl öncesi gibi, yüreğindeki yumru geçmiyordu.

Aynı korkuyu iliklerine kadar hissediyordu. Miniği bir daha kaybedemezdi. Aynı acıyı, aynı pişmanlığı bir daha yaşayamazdı. "Allah benim belamı versin" dedi sinirle direksiyona vurarak kırmızı saçlı. "Kendine gel Hyunjin, hiç bir şey senin suçun değil, şimdi adam gibi kullan şu arabayı, yoksa ben kullanırım" dedi Jeongin sinirle.

Kırmızı saçlı tam gaz yola devam ediyordu. Depoya ulaştıklarında, arabadan indiler. Hyunjin, belinden çıkardığı silahla, deponun kapısındaki korumaları vurdu. "Siz deponun etrafındakı adamları temizleyin, ben kendim giricem içeriye, silah sesi duyulursa o zaman içeriye girin" dedi Hyunjin sinirle.

"Hyunjin" dedi Seungmin endişeyle. "Seni tek başına yollayamayız" dedi Minho endişeyle. "Dediğimi yapın" dedi Hyunjin sinirle depoya girerek. Depoya girdiği an karşısındakı gördüğü manzara ile dünyası başına yıkıldı. Hızlıca yerde kanlı bir şekilde uyuyan bedenin yanına ulaştı. "Lixie" dedi gözyaşlarının arasında kırmızı saçlı.

"Hayır, hayır, hayır" dedi kırmızı saçlı ağlayarak. "Bırakma beni bir daha, lütfen ölme, aynı şeyi defalarca yaşayamam" dedi kırmızı saçlı hıçkırıklarının arasında. Dakikalarca yerde kanlı bir şekilde yatan bedene sarıldı kırmızı saçlı. "Bravo Felix, çok iyiydin" dedi San kahkaha atarak.

Hyunjin ne olduğunu anlamadan yerde yatan beden hızlıca ayağa kalktı. "Ne?" dedi Hyunjin şaşkınlıkla.  "Ah Felix'e bu kadar güvenmemeliydin Hyunjin, sonuçta benim sevgilim" dedi San gülerek. "Felix?" dedi Hyunjin yerden kalkarak. Felix sadece kırmızı saçlının gözlerine baktı defalarca.

"Bir şey söyle Felix" kırmızı saçlı bağırarak. Öyle kuvvetli ir şekilde bağırmıştı ki, tüm depoda sesi yankılanmıştı. Ardından deponun kapısı bir anda açılmıştı. "O yeni seyirciler buyurun hoş geldiniz, patlamış mısır istermisiniz?" dedi San keyifle. "Kes sesini piç" dedi Seungmin sinirle.

"Bunu yaptın'mı Felix?" diye bağırdı Hyunjin. "Evet yaptım, bana bu kadar güvenmemeliydin, aptal olan sensin, nasıl bu kadar bana bağlana bilirdinki, benim San'ın sevgilisi olduğumu unutma Hyunbin" dedi Felix bağırarak. Kırmızı saçlı ve arkadaşları neye uğradıklarını şaşırmıştılar.

"Bak ben seni sikerim" dedi Jeongin sinirle Felix'in üstüne giderek. "Jeongin" dedi kırmızı saçlı, bitmiş bir şekilde Jeongin'e bakarak. "Ah neyse bu kadar dram yeter, hadi bir az aksiyon yaşayalım" dedi San gülerek. Dediği şey ile deponun her kapısından farklı bir adamlar çıkmıştı. Evet savaş şimdi başlıyordu.

"Tamam istediğini sana veriyorum San, Changbin diğerlerin çağır" dedi Hyunjin kendine gelerek. Artık Hyunjin eskisi gibi nefretle dolu gözler ile bakıyordu etrafa. Tüm adamlar depoya geldiklerinde savaş başlamıştı. San ve Hyunjin bir birine dalarken, diğerleride bir birini öldürmeye çalışıyordular. Fakat Felix en dip köşede durmuş olan bitenleri izliyordu.

Kaç dakiklardır bitmeyen kavganın ardından, Jeongin sinirle Felix'e yaklaştığında, kırmızı saçlı anında ne yapmak istediğini anlamıştı. Jeongin silahını Felix'e sıkarken, Hyunjin hemen Felix'in önüne geçmişti. "HYUNJİN!" dedi Jeongin bağırarak. Depoda ölüm sessizliği çökmüştü adeta.

"Hayır" dedi Minho sinirle. "Seni şimdi siktim San" dedi Chan, San'ın üstüne yürüyerek. "Allah benim belamı versin" dedi Jeongin ağlayarak. "Minho" dedi Hyunjin nefes almaya çalışarak. "Söyle Hyun söyle" dedi Minho ağlayarak. "Onu koru ve eve götür Minho" dedi zorla gülerek. "Tamam söz veriyorum Hyun lütfen" yaşa dedi Minho umutla.

Jeongin, Hyunjin'i kucağına alıp depodan çıktı ve arabaya binip, eve doğru sürdü. O çok pişmandı, o herkesten çok pişmandı...

_____________

HARİKA BİR BÖLÜM OLDU🥟

Together again in another time / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin