"Bazı insanlar hayatta kalmak için insanlara sığınmış, bazıları ise insanlardan kaçmıştır.Böyle bir durumda yeni insanlar işimize yarayabilirdi. Çünkü şu an ondan daha kalabalıktık.
Kadın yavaşça uyandı, gözlerini açmadan bacağıma doğru vurdu.
Bu zamana kadar hayatta kalmış bir kişinin iyi bir savaşçı olmasını beklerdim zaten.
Chris, silahı kadına doğrulttu.
''Nerede kalıyorsun?''
Kadın hala kalkmaya çalıştı. Konuşmuyordu.
'' O gerçekten ısırılmış mıydı yoksa sen mi yaraladın?''
Kadın bu sözümü duyar duymaz daha da sinirlenmişti. Chris'in eline bir tekme attı ve yattığı bankı bana doğru fırlattı. Artık silah tekrar ondaydı.
Silahı bana tutup.
''Hepsi canavar. Siz de onlardansınız.''
Bunu çokça okumuştum. Zaman aşımı yüzünden insanlar aklını yitirebiliyormuş.
Ellerimi kaldırıp ona doğru birkaç adım attım.
''Başka mermin yok. Üzerindekilere bakılırsa ya bir yere gidiyorsun yada bir yerden geliyorsun.''
Kadın kafasını salladı. Etrafına bakıp kendini düzeltti.
''Ben gezginim. Bir yerden gelmiyorum, bir yere de gitmiyorum.''
''Neden susturuculu silahın var?'' diye sordu Emily.
Kadın tabancaya bakıp. ''Mantıklı kararlar alan birinin son bir hediyesi.''İnsanlara bu noktada inanmak ne kadar doğru olurdu? Sanırım o bizden olduğunu kanıtlayana kadar içimizdeki bu his böyle kalacaktı...
Kamp alanını toplamak için arkamı döndüğümde birinin bize bıçakla yaklaştığını gördüm.
''Hadi ama böyle şeyler için daha çok erken.''
Elimi kılıcıma attığımda kadının da silahını adama doğrulttuğunu gördüm.
Bir yandan gözüm adamdayken bir yandan da kadının hareketlerini izliyordum. Adam yaklaşırken Jefferson'a doğru bakıyordu.
''Bunlar senden ne istiyor?'' diye Jeff'e sordum.
''Günaydınlar. Niye kendinizi yordunuz, biz geliyorduk sizi almaya.''
''Bu onlardan değil, bu bir insan,'' dedi kadın kendi kendine.
Uzağı mı göremiyordu yoksa onların ne olduğunu mu bilmiyordu?
Adam daha da yaklaştığında kafamda küçük bir bağlantı kurmuştum. Ve bunun doğru olması çok uzun sürmedi. Uzaktan gelen araba sesi ve adamın giydiği çelik yelek. Araba görünür hale geldiğinde.
''Gitmeliyiz,'' diye bizi uyaran Chris oldu.
Ters yöne doğru koşarken kadının koşmadığını fark ettim. Silaha daha da yaklaşmış, nişan alıyordu.
''Çelik yelek var üzerinde,'' diye uyarılar yapan Emily'i dinlemiyordu bile.
Son iki kurşunu vardı. Ya beklediğim o hareketi yapmaya çalışıyor ya da aşırı salaktı.
Bir mermiyi adamın kafasına doğru getirdiğinde onun miyopluk olmadığına emin olmuştum.
Evet, tehlike nedir biliyordu fakat bu eski dünyadan yeni çıkmış bizler için çok hızlı olmuştu.
Diğer bir mermisini de arabanın lastiklerinde kullandı. Arabadan inenler için zaman kalmadığında kaçmaya devam ettik.
Bu kaçış, vazgeçmekten kaynaklı değildi. Herkesi indirmeden önce birilerine nelerin olduğunu sormak durumundaydık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONLAR GERİ DÖNMÜYORLAR
Science-FictionOnlardan önce başladığımız, doğduğumuz yeri seçemiyorduk ve buna kader diyorduk. Artık elimizde bir şans varken de 'eskiyi tekrar inşa edelim' mi diyorsunuz? ''Hayatta kalmaya bak. Böyle bir salgından sonra nefes alıyor olduğun her saniye için mutl...