5

9 2 2
                                    


Bir kaç gün sonra Daniel'ın telefonuna mesaj geldi. Mesajın Smith'den geldiğini düşünerek açtı ama değildi?..

Daniel'ın sosyal medyadan takip ettiği Kongo'ydu?..

Daniel: Neden bana yazdı ki?..

Mesaj:
Kongo: Arkadaş olmaya ne dersin? Uzun zamandır bunu söylemek istiyordum ama biraz utandım.

Daniel mesaj bildirimine bastı ve sayfayı açtı.

Kongo

:Arkadaş olmaya ne dersin? Uzun zamandır bunu söylemek istiyordum ama biraz utandım.

Oh tabii?:

:Gerçekten mi!?! Bugün boş musun? Buluşabiliriz.

Ah olur. Zaten evde sıkılmıştım.:

:Saat 6 da olur mu?

Pekala, olur.:

:Güzel! Sonra görüşürüz!

Bb.:

Offline

Daniel ne olduğunu anlamadan öylece kalmıştı. Neden kabul ettiğini bile bilmeyen Daniel hemen giyinme dolabından ne giyeceğine karar vermeye gitti.

Daniel: Ah, siktir. Ben ne giyeceğim?

Kolunu silkti ve bileğindeki saatine baktı. 4.30 geçtiğini gören Daniel rahatladı ve rahat rahat kıyafetlerini karıştırmaya başladı.

Sonra internetten peteresti(telif yemesin😔🙏) açtı ve içindeki kombinlere bakmaya başladı.

En sonunda aradığını bulan Daniel hemen giyinme dolabından o parçaları seçti ve giydi.

Daniel böyle gözüküyordu;

Böylece hem dikkat çekmiyordu hemde kötü giyinmemişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Böylece hem dikkat çekmiyordu hemde kötü giyinmemişti. Daniel bileğini kaldırıp saate yeniden baktı. Saat 5.38 geçiyordu.

Telefonuna yine mesaj gelince telefonunu açtı ve mesajın Kongo'dan geldiğini öğrendi. Mesaj kutusuna tıkladı.

Kongo

:Ah, şimdi hatırladım da nerede buluşağız?

(Bana en yakın yerde...)
Buralarda ünlü bir kafe var istersen oraya gidebiliriz.:

:Oh, güzel fikir.

Offline

Daniel bir nebzede olsun rahatlamıştı. En azından buluşacakları yer çok yakın bir yerdi. Saati son kez, bu sefer telefondan kontrol etti;

Saat: 5.45

Daniel hazırdı, telefonunu ve ev anahtarlarını aldı. Evden çıkmadan önce kulaklıklarını taktı ve müzik açtıki etraftaki ses gürültülüğü onu rahatsız etmesin.

Yaklaşık 10 dakika içinde kafeye geldi ve bir masaya oturdu.

Sonra Kongo'yu gördü, Kongo'da onu. Kongo gülümseyerek geldi ve önündeki sandalyeye oturdu. Daniel biraz gergindi.

Kongo: Kahve siparişini verdin mi?

Ah tabii ya, burası bir kafeydi ve benim Kongo'dan başka insanlarla konuşmam gerekiyordu.

Daniel: Sen benim yerime versen olur mu?.. Ben bu masayı korurum...

Kongo kıkırdadı, ve başını sağ sol şeklinde salladı.

Kongo: Hayır, hadi gel.

Kongo bir anda Daniel'ı bileğinden tuttu ve kasaya götürdü.

Kasiyer: Evet ne istemiştiniz?

Daniel inanılmaz utanmıştı ve başı dönmeye başlamıştı.

Kongo: Ben bir Americano alıyım.

Daniel: B-Ben... Caramel macchiato alabilir miyim?..

Kasiyer: Caramel Macchiato'muz kalmadı efendim.

Daniel başı iyice dönmeye başlamıştı, bir anda kalbini tutarak yere düştü. İnsanlar başına toplanıp onunla konuşmaya başlayınca Daniel kendini daha da strese soktu ve iyice başı dönmeye başladı.

Bir anda elinin birisi tarafından tutulduğunu hissetti. Çok tanıdık geldiği için ona baktı, o Smith idi.

Smith: Sakinleş ve gözlerime bak.

Smith etraftaki insanları uzaklaştırdı ve Daniel'a sarıldı.

BÖLÜM SONU...

İnternetin Kölesi Where stories live. Discover now