11

9 3 6
                                    


Daniel: Sen benim Dünya'msın Smith!

Smith kıkırdadı ve Daniel'a sıkıca sarıldı. Sanki onu hiç bırakmayacakmış gibi.

Smith: Daniel aslında ben seni hiç bırakmadım... Sadece küçük, zararsız bir ders vermek istedim. Seni her zaman izledim, başına bir şey gelmesinden çok korktum.

Daniel: Dur Smith... Beni duygulandırıyorsun...

Daniel'ın gözleri, göz yaşlarıyla dolmaya başladı. Smith gülümsedi.

Daniel: Bu aptallığımı ne ile ödeyebilirim?..

Smith bir anda gülümsemeyi kesti, Daniel'dan öteye baktı ve Daniel'a geri baktığında yüzünde şeytani bir gülümseme vardı...

Kongo'yla birlikte;

Kongo: Onlarla buluşmaya gitmedim ama içimde kötü bir his var...

Kongo yatağından kalktı ve lüks evinden, lüks bahçesine gitti.

Kongo: Ya gelmememiş olmam daha kötü bir şeye yol açarsa?..

Kongo böyle düşünürken aklında kötü seneryolar canlanmaya başladı.

Kongo: Ah, hadi ama... Bence biraz rahat olmalıyım...

Kongo derin bir iç çekti ve bahçesindeki açık havuza gitti, üstünü çıkarttı ve o yapılı, güzel vücudunu ortaya çıkarttı. Altındaki pantolonuda çıkarttı ve şimdi mayoylaydı.

Kongo böyle gözüktü:

Kongo havuzuna atladı ve bir süre yüzdü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kongo havuzuna atladı ve bir süre yüzdü. Kafasındaki kötü düşünceleri dağıtmıştı ama o sırada hala Daniel'ın güzelliğini unutamıyordu...

İnce bel... İnce bacaklar... Yeşil gözler ve siyah yumuşacık saç... Unutmak mümkün müydüki?..

Kongo: Ah, onunla ilk tanıştığımdan beri ona sırılsıklam aşığım... Ama farkında olmalıyım durumumun, aşk oyunu dediğin bile bile lades hep...

Kongo havuzdan çıktı ve üstünü giyindi.

Kongo: Durumum kötü, kötü komediden daha komik. Bakar mı senin gibi serseriye lan o hiç?..

Kongo kendi kendine söylenerek mutfağa gitti.

Kongo: Alsın beni asker ya da polis, bu derdi çekmekten daha iyidir lan hapis...

Kongo büyük bir bardağa su koydu ve içti.

Saat: 6.27 P.M.

Daniel'la birlikte;

Daniel: Lanet olsun, o cümleyi söyliyeceğime pişman ettin... Belimi hissetmiyorum...

Daniel kendi beline masaj yaparken Smith güldü.

Smith: Sanki çok umrumda.

Daniel: Smith!

Smith yine güldü ve Daniel'ın üstüne yürüdü.

Daniel: Ş-Şaka!

Smith Daniel'ı yavaşça yatağa yatırdı.

Daniel: Ne yapıyorsun!..

Smith Daniel'ın beline masaj yapmaya başladı, Daniel ilk korksada sonra bir anda Smith ona masaj yapmaya başladığı için Daniel kendini serbest bıraktı.

Bir süre sonra Smith durdu.

Smith: Hmh... Saat yedi, hadi yemek yiyelim.

Daniel: Pekala...

İkiside yataktan kalktı ve mutfağa gittiler, bu sefer yemeklerinde biftek ve yanında biraz rus salatası vardı. Masaya Smith yerleştirdi ve yanına içicek için içimi hafif olan kırmızı şarabı koydu.

Smith: Çok güzel oldu.

Daniel: Kesinlikle.

Smith Daniel'ın dudağından hafifçe öptü ve ikiside sandalyelerine oturdular.

Yemeklerini yerken konuşup gülüştüler. Yemekten sonra Daniel bulaşıkları yıkadı.

Smith: Artık gitmem gerek. Görüşürüz, bebeğim.

Daniel'ın yüzü kıpkırmızı oldu, Daniel Smith'e döndü ve gülümsedi. Smith'in yanağına hafif bir öpücük kondurdu.

Daniel: Böyle numaralara gerek yok, görüşürüz.

Smith: Ah hadi ama biz birlikteyiz, istersem seni kediciğim diye bile çağırabilirim.

Daniel: O zaman kanepede uyursun!

Smith: Ah neyse, görüşürüz kedicik.

Smith koşarak çıktı ve kapıyı kapattı.

Daniel: SMİTH!

Daniel her ne kadar Smith'i tutmaya çalışsada Smith çok hızlı olduğu için Daniel onu yakalayamadı.

BÖLÜM SONU...

İnternetin Kölesi Where stories live. Discover now