Daniel yemeğini yedikten sonra odasına çıktı ve yatağında telefonuna bakmaya başladı. Bu zamana kadar Kongo ona hiç yazmayıp sormadığı için Daniel'ın biraz morali bozulmuştu. Sonra fark ettiki Kongo, Daniel'ın telefonunda engelliydi. Bunu öğrenen Daniel hemen engeli açtı ve özür mesajı iletti ama mesajın gitmediğini görünce iyice süphelenmeye başlamıştı.
Bunu Smith'in yapabileceğini biliyordu ama yinede bir şey söylemedi ve telefonunu bırakıp bugünkü rezilliği aklından silmeye çalıştı. Bunu yaparken uyuya kaldı ve sabah erken saatte telefonunun sesiyle uyandı.
Telefondanki Kongo idi.
Kongo: Benim hesabım çalındı. Nasıl geri alıcağımı bilmiyorum, sana yazamadım, özür dilerim.
Daniel: Oh, sıkıntı yok. Bende sana mesaj atmaya çalıştım mesajım gitmedi, ama bu bilgiyi bana bildirdiğin için teşekkürler.
Kongo: Ee sen iyi misin? Ya caramel macchiato'yu bu kadar sevdiğini bilseydim sana önceden sipariş verirdim.
Daniel: Oh... Ne kadar gerizekalı la bu Sıkıntı yok dediğim gibi. Zaten kahve tarzımı değiştirdim, boşver.
Kongo: Ah, pekala şimdi benim gitmem gerek, görüşürüz.
Daniel: Tamam, baybay.
Daniel telefonu kapattı ve şüphelendiği şeyin doğrulandığını anladı. Gerçi bunun hakkında ne ona yazabileceği kaynak ne de yazabileceği kelime vardı. Ne diyebilecektiki?
Daniel kalktı ve mutfağa kahvaltı yapmak için gitti. Tam gittiği sıra kapı çaldı, Daniel kapıdan bakınca bunun Smith olduğunu gördü ve kapıyı açtı.
Smith: Nasılsın? Tam da kahvaltını yapman için yemek getirmiştim.
Daniel bir süreliğine duraksadı, Smith'e çok hızlı güvenmişti ve onun olmuştu. Biraz zoru oynamanın fırsatı diyerek;
Daniel: Gerek yok. *Kapıyı yüzüne kapatır*
Smith: Hey! Bu komik değil. Açar mısın şu kapıyı.
Daniel: Git!
Daniel mutfağa döndü ve onu görmezden gelmeye devam etti. O kimdi ki Daniel'ın hayatındaki kararları o veriyordu? Daniel kendi kahvaltısını yerken kapı tıklatma sesleri yavaş yavaş kesildi ve tamamiyle bitti. Daniel'ın vicdanı hem yanıyor hemde rahatlıyordu.
Yemekten sonra odasına çıktı ve telefonuna Smith tarafından gelen mesajları gördü.
Mesaj: Smith: Bir sorun mu var?
Daniel ne diyeceğini bilmediği için mesajı görmezden geldi ve telefonunu kapatıp masasına koydu. Daniel onun oyuncağı değildi, ve Daniel bunun farkına daha şimdi varmıştı.
Akşam kuryeler bugün olmadığı için ve ayrıca Daniel'ın yemeği hiç kalmadığı için Daniel üstünü başını giyindi ve dışarı çıktı.
Daniel böyle gözüküyordu;
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Daniel ev anahtarlarını ve kulaklığını alıp dışarı çıktı. Alışverişini sıkıntısız yapıp eve dönerken Smith'i gördü ve hızlı hızlı yürümeye başladı. Smith'te onu görünce hızlı bir şekilde koştu ve onu duvarla arasına sıkıştırdı.
Smith: Daniel.
Daniel: Bırak beni!
Smith: Daniel beni dinle.
Daniel: Bırak beni dedim!
Smith: DANİEL!
Daniel bir anda sustu ve gözleri faltaşı gibi açıldı. Smith ona ilk defa bağırmıştı, Daniel yutkundu ve kafasını onaylarcasına iki yana salladı.
Smith: Neden benden kaçıyorsun?
Daniel: Benim hayatımdaki konulara karışman ve benim yerime karar vermenden bıktım.
Smith: Daniel... Biliyor musun? Madem böyle düşünüyorsun, git kendin hayatınla kendin başa çık.
Smith onu duvara yeniden itledi ve sonra yürüyerek orandan uzaklaştı.