Smith: Ben onu çoktan yolculamıştım, neden öyle bir mesaj atmış ki!?
Daniel: Bilmiyorum! Korkmaya başladım hiçbir yerde yok!
Smith: Kamera kayıtlarında benim evimden çıktığı bile gözükmüyor.
Daniel: Bir saniye... Bu demektir ki o hâlâ senin evinin içinde!
Smith'in gözleri hayatında ilk defa kocaman açıldı. Smith hemen evinin içinde gezmeye ve sıkışılabilecek yerlere bakmaya başladı.
Daniel: Böyle ararsak onu bulamayacağız!
Smith zaten stresliydi Daniel'ın böyle bağırması onu iyice streslendirmişti.
Smith: Susmazsan bulamayız tabii!
Daniel: Oh... Özür dilerim...
Daniel Smith'in bir anda bağırmasına hem şaşırmış hem üzülmüştü. Daniel yutkundu ve aramaya devam ettiler.
Bir süre sonra Smith'in aklına bir fikir geldi.
Smith: Bir saniye... O bodrumda!
Smith koşarak bodruma gitti. Daniel'da onu takip etti.
Odaya girdiklerinde Elith yoktu ve Kongo'nun yerde kan dolu ceseti yatıyordu. Bütün oda kanla kaplıydı, ve inanılmaz pis kokuyordu. Daniel bunları gördükten sonra sendeleyerek geri çekildi, ikisininde gözleri kocamandı.
Smith: Kongo!..
Smith Kongo'ya koştu ve yanında diz çöktü. Hemen kalbi atıyor mu diye kontrol etti ama Kongo'nun kalbi çoktan durmuştu... Smith in gözleri göz yaşlarıyla dolmaya başladı ve bağırmaya başladı.
Smith: KONGO! KONGO BENİ DUYUYOR MUSUN!? KONGOOO!!!
Smith her ne kadar bağırsada Kongo'nun çoktan nefesi tükenmişti.
Daniel orada gözleri kocaman açık duruyordu, ne yapacağını bilmiyordu. Daniel bir anda gözleri karardı ve bayıldı.
Smith'in gözlerinin önünden Kongo'yla birlikte yaşadığı şeyler geçiyordu; nasıl birlikte Daniel'ı aradıkları... Nasıl Kongo'yla konuştuğu...
Birden bire Kongo'nun cebindeki kağıda ilişti gözü Smith'in, kağıdı aldı ve açtı.
Kağıt:
Merhaba ben Kongo, biliyorum bu kağıdı okuyorsan şuan ben yaşamıyorum. Ama lütfen üzülme, ben bu fikri yapmaya uzun zaman önce karar vermiştim. O yüzden bu senin ya da başkası yüzünden değil. Bugün Elith'le konuştum. Beni öldürürse onu serbest bırakacağımı söyledim. Ben bu hayatımdan mutlu değilim ve hiçte olmadım. Kim okuyorsa lütfen Daniel'a onu çok sevdiğimi ve onunla her an birlikte olmayı istediğimi söylesin lütfen. Söyleyeceklerim bu kadar.
Sevgi, saygılarımla; Kongo
Smith kağıdı geri katladı ve cebine koydu. Hâlâ ağlıyordu ve hâlâ durgundu. Kafasını bir çevirdi ve Daniel'ın bayıldığını gördü. Koşarak onu yerden kaldırdı ve üst kata çıkarıp koltuğa yatırdı. Bodrumda ceset, elinde baygın, cebinde intihar notu olan Smith ne yapacağını bilmiyordu.
Bir süre sonra Daniel uyandı. Smith başka bir koltukta oturmuş iki eliyle kafasını tutmuş, yere bakarak derin derin düşünüyordu.
Daniel: Smith?..
Daniel Smith'e döndü ve yavaşça yerinden kalktı. Smith yüzünü ona döndürdü, yüzü soğuktu.
Smith: Ne var?..
Daniel Smith'in ters yanıtlarından her ne kadar üzülsede belli etmiyordu.
Daniel: K-Kongo ne olacak?..
Smith: Mezar kazmamız gerek.
Smith ayağa kalktı ve bodruma indi. Kongo'nun dudakları artık mosmordu. Smith Kongo'yu kucakladı ve mezar yapacağı yere kadar taşıdı.
Daniel onu arkadan takip ediyordu. Daniel Smith'in mezar kazmasına yardım etti ve Kongo'nun kıyafetlerini çıkartıp, Kongo'yu oraya gömdüler. Kıyafetleri hatıra kalsın diye Smith çantasına koydu.
Smith: Kongo sana aşıkmış...
Daniel'ın gözleri kocaman açıldı.
Daniel: N-Ne?..
Smith: Doğru duydun... Sana sırılsıklam aşıkmış...
Smith yere oturdu ve bağdaş kurdu. Daniel bir Kongo'nun mezarına birde Smith'e bakıyordu.
Daniel: Hayır... Lütfen...
Smith: Bana içini döktü, konuştu. Onu dinledim ve asla terslemedim ya da rahatsız olmasını istemedim... Bende onunla konuştum!.. Onun hayatında Daniel'dan başkalarının olabilceğini anlatmaya çalıştım... Giderken yüzüme gülümsedi... Aslında gitmemiş...
Daniel bir anda diz çöktü ve Kongo'nun mezarına sulu gözlerle baktı. Bir anda göz yaşları sel oldu ve bağırmaya başladı.
Daniel: KONGO! KONGO!! KONGO BUNU BANA NEDEN SÖYLEMEDİN KONGOOO!!!
BÖLÜM SONU...
YOU ARE READING
İnternetin Kölesi
Romantizm"Sönmüş bir balon gibiydim, patlatılsam o kadar üzülmezdim."~Kongo