12

12 3 5
                                        


Bir gün sonra, Daniel olanları yeniden gözünden geçirdi ve yine sevindi. Smith'in Daniel'ı hiç bırakmamasına çok sevinen Daniel bir daha aptal oyunlar oynamayacağına söz verdi.

Daniel'ın sosyal anksiyetesi azaldığı için dışarıya çıkabiliyor, az da olsa insanlarla konuşabiliyordu. Daniel hemen Kongo'ya yazdı.

Kongo

Nasılsın?:

5 dk sonra görüldü.

:Ah, telefon şarjdaydı kusura bakma. İyiyim sen?

Bende iyiyim.:
Müsaitsen buluşalım mı diyecektim.:

:Tabii ki! Zaten canım sıkılıyordu.

Pekala hazırlanıp şu bizim:
kafede buluşalım.

:Tamam! Görüşürüz.

Görüşürüz.:

Offline

Daniel hemen kombinini yaptı ve evden çıktı. Kafeye geldikten sonra Daniel güzel bir yer seçti ve oturdu.

Yaklaşık 1-2 dakika sonra Kongo geldi ve Daniel'ın masasına oturdu.

Kongo: Hmh, seni görmek ne güzel. *Gülümser*

Daniel: Ah, teşekkür ederim.

Kongo: Bu arada, dün buluşmaya gelmedim ama bir şey oldu mu?..

Daniel bir süre uzağa bakıp sessiz kaldıktan sonra cevap verdi.

Daniel: Yok ya. (Yalan) Zaten buradan taşınıyorlarmış o yüzden bir daha buluşamayacağız. (Yalan)

Kongo istemsizce derin bir iç çekti ve gülümsedi.

Kongo: Çok korkmuştum... *Kendi kendine fısıldar*

Daniel: Huh? Neden?

Kongo: H-Hiç! Hadi sipariş verelim, değil mi?

Daniel, Kongo'nun stresli gülümsemesinden pek bir şey anlamasada kafasını onaylarcasına iki yana salladı.

Daniel: Pekala...

Kongo: BU SEFER!- e-erhm. Bu sefer ben siparişi veririm.

Daniel kızardı ve ne diyeceğini bilemedi.

Daniel: Y-Yok sıkıntı olma-.

Kongo: YOK. Ben isterim boşver. Siparişin neydi?

Daniel: İced Caramel Frapuccino. Gerek yokt-.

Kongo çoktan siparişleri vermek için kasaya gitmişti. Kongo, Daniel'ın başına bir şey gelmesinden çok korktuğu için onun isteklerini hemen yerine getirdi ve getirmeye devam edicekti.

Kongo elinde iki kahve ile geri döndü ve Daniel'ın kini Daniel'a geri verdi.

Daniel: Ah, teşekkür ederim.

Kongo: Görevimdir.

Daniel biraz utansada o konuyu geçti ve başka konu açtı.

Daniel: Ee, biraz saçma olucak ama, sevdiğin birisi var mı?

Kongo efsane şekilde kızardı ve uzağa baktı.

Kongo: Söylememe hakkım var mı?

Daniel: Oh, rahatsız ettiysem özür dilerim. *Antipatik bir şekilde kendi kafasını kaşır.*

Kongo: Sorun y-yok! Boş işler... Peki senin?

Daniel: Ah... Benim...

Daniel'ın gözlerin içleri parladı.

Daniel: Tanır mısın bilmem ama, hani bir keresinde anksiyete yaşadığımda beni sakinleştiren bir oğlan vardı ya?

Kongo: Evet?

Daniel: Onunla sevgiliyim.

Kongo'nun gözleri kocaman açıldı. Kongo çok üzülmüştü ama yinede sevinmiş gibi davrandı ve gülümsedi.

Kongo: Oh... Bu harika!.. Ne zamandır?..

Daniel: Bir hafta.

Kongo'nun gözleri iyice açıldı. Aşık olduğu çocuğun çoktan sevgilisi vardı...

Kongo: Adı ne?

Daniel: Smith.

Kongo: Hmm, güzelmiş... Sevindim. *Gülümser ama gözleri, göz yaşlarıyla dolmaya başlar*

Daniel: Ah, teşekkür ederim. İleride onunla evlenmeyi düşünüyorum.

Kongo: N-NE!- Ah yani... Bu mükemmel!.. Güzel bir ilişkiniz olmalı...

Daniel: Tabii ki.

Kongo'nun gözleri iyice göz yaşlarıyla dolmaya başladı. Kongo masadan kalktı.

Kongo: Ben bir lavoboya gitsem i-iyi olacak.

Daniel: Oh, neden?..

Kongo cevap bile vermeden koşar adımlarla tuvalete gitti. Daniel hiç bir şey anlamamıştı.

Daniel: Çok sıkışmış herhalde?..

Daniel kahvesini yudumlamaya devam etti.

BÖLÜM SONU...

İnternetin Kölesi Where stories live. Discover now