4. Bölüm: GERÇEKLER

53 9 31
                                    

Merhabalar! Nasılsınız? 

Yeni bir bölümle beraberiz. Umarım beğenirsiniz keyifli okumalar dilerim.💗💖

genius-LSD🎶🎶

Kulaklarım çınlıyor, ellerim titriyordu. Biricik, güzeller güzeli kardeşim kan kusmuş ardından ise bayılmıştı. Gıda zehirlenmesi diye düşünürken kan kusması akciğeri ile alakalı olduğunu öğrenmiştim. Doktor sonunda gelebildiğinde Ege ile beraber ayaklandık.

"Öncelikle kardeşiniz bu saatten sonra bizim gözetimimizde kalacak ve kardeşiniz... O çok ciddi bir şey ile mücadele etmeye çalışıyor. Kardeşiniz akciğer kanseri"

Dünya dönmeyi bıraktı. Zaman durdu. Herkes sustu, kimse ağzını açıp tek bir laf etmedi. Farkındaydım. Şuan düşmanlarım tarafından da izleniyordum ve bunu duymuşlardı. Ne tepki vereceğimi düşünüyorlardı. Kardeşim, benim her şeyim, kanserdi. Nefes alamadığımı hissediyordum. Kendimi bile hissetmeyi bırakmıştım. Ayakta nasıl durduğumu inanın hiç bilmiyordum fakat sonradan Ege'nin belimde olan kolu sayesinde olduğunu gördüm.

İçerde yatan ve makinelerle nefes alma çabaları içinde olan tek aileme baktım. Çok bitkindi, gözlerinden okunuyordu. Meraklı ve bir o kadarda yorgun gözleri ile etrafı inceliyordu. Sıkılmışa benziyordu. "O sıkılmış, ona oyuncaklarını götürün ve benim bir işim olduğunu tekrar geldiğimde bol bol oyuncakla geleceğimi söyleyin" dedim zar zor.

Arkama bakmadan çıktım hastaneden. Yüzüne bakamazdım çünkü bakarsam dayanamaz boynuna sarılır hıçkırıklar eşliğinde ağlardım. Onu tekrar göremeyecek olma hissi kapladı birden bedenimi.

Hayat acımasızlıklarla dolu bir sınav yeri değil miydi zaten? Dayanmalıydım.

Kardeşim ölecekti, o çok küçüktü.

Kafamın içindeki sesleri susturmaya çalışarak arabama bindim ve gazı kökleyerek hastaneden uzaklaştım.

💗

"Ya sen niye benim her yerde karşımdasın be adam, bıraksana peşimi"

Kafa dağıtmak için her zaman arkadaşlarla geldiğimiz bara gelmiştim. En son buraya geldiğimde, artık annem ve babamı rüyalarımda sürekli gördüğümden delirecek boyuttaydım. Çünkü onların o vurulduğu an defalarca kabuslarımdaydı. Kabuslardan dolayı uyumamaya başlamıştım bundan dolayı da bedenim çöküyordu. Arkadaşlarım içip kafa dağıtmam için kolumdan tutup zorla getirmiştiler buraya.

Fakat şimdi arkadaşlarım yoktu, Barın vardı.

"Çok içtin Gece, bırak şu bardağı" dedi sakin bir ses tonuyla beni dinlemeden. Zaten ne zaman dinlemişti ki bu adam beni.

"Hayır sen bırak, hem sen niye yanımdasın? Siktir olup gitsene" öfkeyle kurduğum cümleler kulağıma o kadar boğuk bir ses gibi geliyordu ki, anlatamam. Elinde ki bardağı zorla çekip aldığımda o tekrar tutmadan bardağı kafama diktim.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BEYAZ ÖZGÜRLÜK: ATEŞ VE KARALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin