Selam bebeklerim!
Nasılsınız💋?
Umarım iyisinizdir çünkü sizi bomba gibi bir bölüm bekliyor.
Keyifli okumalar dilerim.
Şarkılar
• diamons- Ariana Grande
• dark horse- Katy Perry
• poker face- Lady Gaga7. Bölüm: Güç
Yaşam bazen durmalıydı belki. Zorluklarla mücadele etmektense ölmek daha iyi değil miydi? Peki korumanız gereken iki kardeşiniz, bulmanız gereken katil ve kavuşmanız gereken bir mutluluğunuz varken nasıl ölebilirdiniz? Hayat her anlamda bana darbelerini indirirken bir de felçlik oranımdan dolayı bacaklarımı hissetmiyordum.
Cansu daha yeni gerçekleri söylediğinde Alya koşarak odadan çıktı. İçimden keşke bende şimdi koşarak onun peşinden gidebilseydim dedim ister istemez. Cansu ile göz göze geldiğimizde hislerimi anlamış olacak ki hızla Alya'nın peşinden gitti ve onların sevgilileri de öyle. Herkes teker teker odadan sirke satan suratla çıktığında Barın bana göz kırptı. Bacaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım ve bunların doğru olmamasından ötürü Allah'a defalarca şükür ettim. Ayağa kalktığımda bu oyunun sonunda yeni düşmanımı şok edeceğimi biliyordum ve şuan arkadaşlarımdan biri bana ihanet ediyordu. Alya değildi, Ege değildi ve Barın'da değildi. Bu üç isimden emindim fakat zaten geçmişimizin limoni olduğu Şeyda hakkında böyle söyleyemeyeceğim. Kusura bakmamalıydı çünkü bana yaptıkları hiç kayda alınmayacak kadar hafif değildi ama bende az değildim. O zaman onunla başa çıkamamıştım fakat sonra sülalesinin hangi tarihten geldiğine kadar her şeyi öğrenmiştim. Ben mimardım fakat yazılıma da bir yatkım vardı.
"Barın, bana bir tane tekerlekli sandalye ayarlattırır mısın? Arada kullanmam gerekecek görünüşe bakılırsa." Barın kafasını salladı ve bana doğru adım attı. "Beni bu odada defalarca şey etmeni istiyorum Özgür ya." Sözlerim üzerine Barın gözlerini kocaman açtığında sürekli ağzıma yapışmış olan Barın ismini değil, Özgür ismini kullandığımı fark ettim. "Masal sus lütfen, kendime senin yanında hakim olmak zaten zorken bir de sözlerinle zorlaştırma." Bu sefer Özgür dalgayla karışık ortaya bir cümle attığında güldüm. "Zorlaştırırım kalırsın mal gibi." Bu sefer kahkaha attığımda Özgür gözlerini devirdi. "Senin bu içmediğin halde güzel olan kafan şaka mıdır?" Göz devirme sırası bana geldiğinde sıramı yerli yerinde yapıp göz devirdim ve Özgür beni kucağına alsın diye kendimi yatağa bıraktım. "Beni kucağına almayacak mısın? İçeri gitmemiz gerekiyor."
Barın ikiletmeden beni kucağına aldığında içime güzel kokusunu çektim. Acaba bacaklarını, ellerini, kollarını hareket ettirmeyen insanlar için bir projemi yapsam diye düşünmedim değildi ve bunu yapmaktan gurur duyardım. Aklıma gelen daha küçücük bebeklerin bile ya da hayallerini gerçekleştirecekken bu sorun ile karşılaşan insanlar geldiğinde Özgür'ün koynuna sokulup akan gözyaşlarımı engelleyemedim. "Güzelim, sen ağlıyor musun?" Soruyu soran Özgür'e cevap vermeden burnunu çektim. "Özgür kendimi çok kötü hissediyorum; bacaklarını, kollarını, ellerini belki tüm vücudunu hareket ettirmeyen insanlar varken benim koşup yürüyebilmem ya da onların yapamadığı her hangi bir hareketi benim yapmam onlara haksızlık etmişim gibi hissettiriyor. Bu durum için bir şey yapamaz mıyız?" Ağlayarak sorduğum soruyla Özgür de salona giden koridorda duraksadı. Düşündüğünü tahmin ediyordum çünkü şu anki siması düşündüğünü andırıyordu. "Söz veriyorum elimden ne gelirse yapacağım bu konu hakkında. Boş olduğum ilk an da araştırma yapacağım ve gerekirse bütün servetimi bu sorunu yaşayan bireyler için harcayacağım." Ağzından dökülen sözler beni gülümsetirken ona tekrar sokulup sıkı sıkı sarıldım. Bu sırada tekrar yürümeye başladığında salona gelmiştik. Alya'nın ağlayan yüzü ile karşılaştığım da ona bunu neden söylemediğimi düşündüm. Mattheo bizim evleneceğiniz yeni öğrenmiş gibi konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ ÖZGÜRLÜK: ATEŞ VE KARALAR
FantasiAcımasızlıklar ve intikamlar vardı. Bunlarla başa çıkmak zor olsa dahi kimsenin beni yıkmasına izin vermedim. Annemin soyundan gelen Ruh evcilleştirme gücümle bir Ruhu evcilleştirmiştim. Nereden bile bilirdim bu yolda bu kadar aksiyon yaşayabileceğ...