Kurs çıkışıydı, eve doğru yürüyordum, halsizliğin verdiği yorgunlukla beraberinde uykumda gelmişti. Bir kaç
dakika sonra sokağa girmiştim, sanki peşimde biri varmış gibi hissediyordum. O anki yorgunlukla eve kadar koştum, sanırım ben yorgun olduğum için kafamda kuruyordum.Kapıyı üç kez çalmıştım annemlerin evde olduğunu biliyordum, fakat kimse açmıyordu son çare olarak arkadan dolanıp mutfak kapısından içeri girdim günün bu saatlerinde orası kilitsiz oluyordu, çünkü babam arka bahçede iş yapardı.
İçeri girdiğimde ev çok sessizdi bir kaç kez "Anne, anne!" Diye seslendim
Annem cevap vermiyordu.
Salona doğru ilerledim karşımdaki manzara kalbimin hızla atmasına ve kemiklerimin uyuşmasına neden olmuştu. Annem ile babam yerde kanlar içerisinde yatıyordu, sırtlarında hançer yaralarıyla.O an beynim tamamen durmuştu, yere çöküp annemlere bakakalmıştım. Karşımdaki cansız bedenleri ile bakışıyordum.
Öylece duruyordum, telefona sarılıp telaşlı bir ses tonuyla polisle konuşmaya çalıştım.
"Alo, lütfen yardım edin lütfen!"
Polis korkak sesimden bir şey anlamamıştı bana sürekli tekrarlar mısınız deyip duruyordu
"Lütfen, sakin olun tane tane anlatın. Sorununuz nedir acaba ?"Sakin bir tonla telefonu tekrar elime alıp konuştum.
"Annemle babam, onlar öldü. Eve geldiğimde salonda kanlar içerisinde sırtlarında hançer saplanmış bir şekilde yatıyorlar, onlar öldü, onlar öldü."
Sürekli 'onlar öldü' kelimesini tekrarlıyordum.
"Sakin olmanı ve adresini vermeni istiyorum, siren seslerini duyana kadar saklan siren sesini duyunca hemen dışarı çık kapını kilitle."
Korkmuş bir ses tonuyla kelimeleri ağızımda
geveliyordum.
"Tam,tamam- lütfen hızlı olun"
Telefonu kapatıp mutfak tezgahının üstündeki bıçağı alıp koşarak odama çıktım, kapıyı kilitleyip yatağımın altında polislerin gelmesini bekledim. Ağlıyordum, korkuyordum
tek yaşam kaynağım olan ailem ölmüştü, onlarsız ne yapacağımı bilmiyorum. Tamı tamına on dakika olmuştu hala ses seda yoktu. Ya katil geri gelirse diye kendimi yiyip bitiriyordum.Aşağıdan yürüme sesleri geliyordu. Sanırım odama çıkıyordu, ayak seslerini çıktığı merdivenlerin gıcırtısından duyabiliyorum.
Kapımı zorluyordu. Telefonu elime alıp önce sessize aldım sonra polisi arayıp kısık ve titrek bir sesle konuştum:
"Alo, Alo lütfen gelin katil geldi kapımı zorluyor"
"Sakin ol, sakın telefonu kapama duydun mu ne olursa olsun."
"Lütfen hızlı olun, kapıyı tekmeliyor."
Benim odada olduğumu anlamıştı ki
kapıyı çok hızlı tekmeliyor, yumruk atıyordu.Kalbim yerinden çıkacak gibiydi, elimdeki bıçağı sıkıca kavramıştım.
"İyi misin, beş dakika daha dayan gelmek üzereler"
"Beş dakika daha o kapı dayanmaz, kapıya barikat kuracağım"
"Sakın sakladığın yerden çık-"
Lafını tamamlamasına izin vermeden yatağın altından çıktım, hızlıca makyaj masamın yanındaki tekli koltuğu kapıya doğru ittirip önüne bir kaç şey daha attım."Alo, Alo.. !!"
"İyiyim, kapıya barikat kurdum"
"Dayan iki sokak kaldı, saklan"
"Nereye sakla-"
Kapının kırılmasıyla korkudan zıplamıştım, o an ki panikle telefonu düşürmüştüm. Karşımdaki adam kafasını kapının kırılan yerinden içeri sokmuş bana bakıyordu.
"Sorun ne ? Ses ver iyi misin !"
Polisin sesini duyabiliyorum, kaskatı kesilmiştim, sanırım sonum gelmişti.
"Bu kadar kolay pes etmeyeceğim pislik herif, annemle babamın hesabını vereceksin" deyip ani bir hareketle elimdeki bıçağı kulağının tam yanına atmıştım."Beni bununla mı korkutacaksın Valeria Dawson ?"
"Adımı nerden biliyorsun?"
"Ben her şeyi biliyorum güzelim."
İçeri doğru soktuğu kafasını geriye doğru çıkardı, tek bir hamle ile kapıyı açtı, tamamen şoka girmiştim, bu neyin nesiydi ?
Bana doğru yaklaşıyordu, dudaklarında kan vardı.
"Benimle geleceksin !"
"Asla, ailemi sen ölürdün, ve şimdi ben seni öldüreceğim."
"Bu biraz zor."
Demesiyle nasıl yaptığını bilemediğim bir hamle ile dibime kadar girip bir eliyle boğazımı sıkarken bir eli ile belimi kavramıştı.
Sıcak nefesinin esintisini yüzümde hissediyordum.
"Ölüme daha fazla yakınsın Valeria."
"Bırak beni!"
Beni tek eliyle yukarı doğru kaldırmıştı, gözleri kırmızı kırmızı parlıyordu, siren sesleri yaklaşmıştı.
Siren seslerini duymasıyla dudaklarını dudağıma doğru yaklaştırıp konuştu;
"Tekrar geleceğim ve o güzel kanının tadına bakacağım."
Deyip beni yatağın başındaki duvara doğru fırlattı. Fırlatılmanın etkisiyle kafamı vurmuştum, gözlerim kapanıp açılıyordu.
Artık tamamen karanlıktı hiç ışık yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valeria İlk Kan +18
Vampire"Mezarlığın eski taşları, ay ışığının altında hüzünlü bir melodi gibi parıldarken, şehirin sessiz sokaklarında bir gizem hüküm sürüyordu. Geceye gömülen bu şehir, sırlarla dolu bir geçmişi saklıyordu; derin karanlıkta, vampirlerin gölgesi yavaşça uz...