Cyrus, gözleriyle Klaus'a bakarak sessiz bir şekilde durdu. Bir an için, krallığın liderlerini dikkatlice süzdü ve sonra derin bir nefes aldı.
"Neden burada olduğumu biliyorsunuz," dedi.
Klaus, sakin bir şekilde başını salladı. "Cyrus, seninle barışçıl bir şekilde konuşmayı tercih ederim. Ancak halkımızın güvenliği ve krallığın geleceği için senin tehdidini durdurmak zorundayız."
Cyrus'un yüzünde bir alaycılık belirdi. "Barışçıl bir şekilde konuşmak mı?" diye tekrarladı. "Benim gücümü gördünüz. Krallığınızı terk edip başka bir yere gitmenizi istiyorum. Aksi takdirde, krallığınızı yok edeceğim."
Valeria, Emma ve Masarce ailesi sessizce dinliyordu, ancak içlerinde bir kararlılık vardı. Cyrus'un tehdidine rağmen, halklarını ve krallıklarını korumak için mücadele etmeye hazırdılar.
Klaus, Cyrus'a kararlı bir bakışla baktı. "Krallığımızı savunmak için buradayız, Cyrus. Senin tehditlerine boyun eğmeyeceğiz. Seninle savaşmaktan çekinmeyeceğiz."
Cyrus'un yüzünde bir öfke belirdi ve savaş için hazırlandı. Artık krallığın liderleri ve Masarce ailesi, halklarını ve krallıklarını korumak için Cyrus'a karşı birlikte mücadele etmeye hazırdılar.
Krallık, Cyrus'un askerleriyle Klaus'un ve Masarce ailesinin askerleri arasında büyük bir savaşın ortasına sürüklendi. İki taraf da kararlı bir şekilde birbirlerine saldırırken, savaş alanı kan ve kaosla doluydu. Klaus'un askerleri cesurca direnirken, Cyrus'un askerleri de korkusuzca saldırıyordu.
Klaus, gözlerindeki kararlılıkla kılıcını sallayarak düşmanlarına karşı koymaya çalışıyordu. Cyrus ise güçlü sihirli yeteneklerini kullanarak düşmanlarını alt etmeye çalışıyordu. İki lider arasında bir mücadele vardı, her ikisi de karşısındakini yenmek için elinden gelenin en iyisini yapıyordu.
Savaşın ortasında, Valeria'nın hamile olduğu gerçeği herkes tarafından biliniyordu. Diğerleri, Valeria'yı korumak ve ona yardım etmek için çaba gösteriyordu. Emma, Valeria'nın yanına giderek onu korumak için yanında kalıyordu. Masarce ailesi üyeleri de Valeria'nın etrafını sıkıca koruyarak ona destek oluyordu.
Valeria, cesurca savaşın ortasında duruyordu, içindeki anne içgüdüsüyle birlikte çocuğunu korumak için elinden gelenin en iyisini yapıyordu. Onun güvenliği için savaşanların cesareti ve kararlılığı, diğerlerine de ilham veriyordu.
Savaş devam ederken, her iki taraf da büyük bir çaba sarf ediyordu. Kan ve kılıçlarla dolu savaş alanında, krallığın geleceği belirlenecek ve kazanan taraf halkın güvenliğini sağlayacaktı. Klaus ve Cyrus'un karşı karşıya gelmesiyle birlikte, savaşın kaderi de belirlenecekti.
Klaus ve Cyrus, savaşın tam ortasında birbirlerine karşı yürüdüler. Her adımda toprağın titrediği, etraflarındaki insanların nefeslerinin tutulduğu hissediliyordu. Göz göze geldiklerinde, birbirlerine karşı dolu dizgin bir öfke ve kararlılık vardı.
Klaus, kılıcını sallayarak Cyrus'a saldırdı, güçlü ve keskin hareketlerle ona karşı koydu. Cyrus, sihirli yeteneklerini kullanarak geri döndü, ateş topu ve yıldırım saldırılarıyla Klaus'a karşı saldırdı. İki lider arasında ölümcül bir dans başlamıştı, her biri karşısındakini alt etmek için her şeyi yapıyordu.
Savaş alanının diğer kısımlarında, Masarce ailesi üyeleri ve Klaus'un askerleri çatışıyordu. Cesurca ve kararlı bir şekilde düşmanlarına karşı savaşıyorlardı, krallığın geleceği için canlarını ortaya koyuyorlardı. Valeria ise, hamile olmasına rağmen cesurca savaş alanında duruyor, çocuğunu korumak için elinden gelenin en iyisini yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valeria İlk Kan +18
Vampire"Mezarlığın eski taşları, ay ışığının altında hüzünlü bir melodi gibi parıldarken, şehirin sessiz sokaklarında bir gizem hüküm sürüyordu. Geceye gömülen bu şehir, sırlarla dolu bir geçmişi saklıyordu; derin karanlıkta, vampirlerin gölgesi yavaşça uz...