Bir zamanlar ilk elçi Bir miras bırakmıştı. Bu mirası sadece geriye kalan son elçi alabilir. Bu kalan miras büyük bir kale ve içindeki gizemli kapılar, sırlar, ve görülmemiş yeni bir kabile. Bu kabileyi sadece son elçi kurabilir üstün güçleri olan son elçi.
Sanırım biri gelip kapıyı açmayacaktı.
Buradan kendi güçlerimle çıkmam gerek. Ellimi tekrar kapıya doğru tutup kapıya emretmeye başladım.
"Açıl sana emrediyorum kapı açıl"
Ellerimden tekrar dumanlar çıkmaya başlamıştı sanırım oluyordu, kapı saniyesinde açılmıştı dışarı doğru çıkarken ellerimi indirdim ama hala dumanlar çıkıyordu. Koridorda kimse yoktu, herkes neredeydi az daha ilerlediğim zaman yerlerde kanlar vardı. Gördüğüm anda titremiştim ama yola devam etmek zorundaydım. Cyrus ve diğerleri ortada yoktu, nerde olabilirler her yerde ceset var.
Sanki gene aynı şeyler oluyor yoksa gene Cyrus ve diğerleri yakalandı mı. Ana salona doğru yönelip koşmaya başladım yerdeki cesetlerden birinin yanında durup cesedin elindeki kılıcı alıp koşmaya devam ettim. Ana solana geldiğimde cesetlerden başka hiç bir şey yoktu, etrafa iyicene bakınıp çıkış kapısına doğru yöneldim arkamda bir nefes hissetmemle kim olduğunu bilmediğim kişi boynuma doğru bir hamle yapmıştı, dişlerinin boynuma geçtiğini hissediyordum. Kanımı emiyordu, hızlı bir hamle ile duvara doğru sertçe attım. "Aman tanrım ! Cyrus." Beni ısıran Cyrus tu neden kanımı emme geriyi duymuştu ki hemen ona doğru koştum. "İyi misin neden beni ısırdım.""Buna ihtiyacım vardı tamamen, ve hala var."
"Ne, ne diyorsun?"Ne olduğunu anlamadan beni belimden kavrayıp sırtımı duvara doğru serçe vurdu.
"Canımı yakıyorsun yapma."
Beni dinlemiyordu biranda dibime girip boynuma doğru bir atak yaptı. Ellerimle engellemeye çalışırken tek eliyle iki elimi yukarı doğru kaldırıp bileğimden sertçe tutu. Hareket edemiyordum, canımı yakıyordu ve ben hiç bir şey yapamıyordum kendimi tamamen ona bırakmak zorunda kalmıştım."Dur artık yeter"
Cyrus geriye doğru çekilip azındaki kanı silip bana doğru masum gözlerle baktı. "Özür dilerim, kendimde değildim."" Bu konuyu sonra senle konuşacağım herkes nerde neden her yeri kan götürüyor."
"Saldırdılar ama vampirler değil periler."
"Ne perisi ne diyorsun sen ?"
"Sana söylemem gerekirdi bizim gibi perilerde gerçek.""Neden saldırdılar ?"
"Bilmiyoruz kimse bilmiyor."
"Beni odaya kilitleyen sen miydin ?"
"Evet."
"Neden peki, neden ?"
"Öyle olması gerekiyordu özür dilerim."
"Özür falan dileme, ben gidiyorum.""Nereye ?"
"Seni ilgilendirmez," deyip yerde duran kılıcı alıp hızlı adımlarla çıkış yoluna doğru ilerledim Cyrus'un arkamdan geldiğini biliyordum.
"Valeria dur!"Hızlıca kapıyı açıp dışarı çıkmak için adım açtığımda önümde beliren silüet karşımda dikiliyordu.
"Sende kimsin ?"
"Konuşsana, dilsiz misin ?"Sadece bana bakıyordu, elinde tuttuğu kanlı kılıcı yere doğru bırakıp önümde eğildi, kafasını bana doğru kaldırıp bakıp konuştu;
"Emrinizdeyim Sayın Elçim."
"Ne ?" Bu durum şaşırmama neden olmuştu. "Siz kimsiniz?"
"Biz periler kabilesindeniz."
"Neden bize saldırdınız?"
"Bilmiyorum, lütfen beni öldürün.""Neden seni öldüreyim?"
"Lütfen Elçim, lütfen"Ne olduğunu anlamamıştım önümdeki meleğin sağ tarafından geçip yürümeye devam ettim. Çıkış kapısı hemen ilerdeydi, artık bu saçmalık bitecekti. Sonunda kapıya varmıştım, kapıyı açmak için elimi uzattığımda küçük bir elektrik çarpıntısı yaşamıştım. Tekrar elimi kapıya doğru uzattığımda yüksek bir güç beni geriye doğru sertçe savurmuştu. Sırtımı sert bir şekilde ağaca vurmuştum aynı şekilde kafamı da vurmuştum. Tekrar ayağa kalkmak için ağaçtan destek almıştım ayağa kalktım sırada önümde Ursula belirmişti.
"Korkutun beni. Burada ne oluyor yine ?"
"Burada konuşmayız her an gene saldıra bilirler. Takip et beni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valeria İlk Kan +18
Vampire"Mezarlığın eski taşları, ay ışığının altında hüzünlü bir melodi gibi parıldarken, şehirin sessiz sokaklarında bir gizem hüküm sürüyordu. Geceye gömülen bu şehir, sırlarla dolu bir geçmişi saklıyordu; derin karanlıkta, vampirlerin gölgesi yavaşça uz...