Bazen sadece yok olmak istersin. Bazen yok olmak bile sorunu çözmez ve bu durumu asla değişmez.
Asla kimseye güvenmeyin kim olursa olsun, GÜVENMEYİN.Gözlerimi açtığımda karşımda Cyrus, Ursula ve Maddox duruyordu. Anlamsız bir ifade ile bana bakıyorlardı. Cyrus uyandığımı anlamış olacak ki yanıma gelip ayak ucuma oturdu.
"Sonunda uyandın güzelim."
"Neyden bahsediyorsun, ne kadardır uyuyorum ben ?"
Başım neredeyse çatlayacak gibiydi. Cyrus elini saçıma dolayıp oynamaya başladı.
"Nerdeyse bir hafta oldu." Demesiyle kafamdan aşağıya kaynar su dökülmüş gibi hissetmiştim. "Nasıl yani ? Neden" Nerdeyse bir haftam çöp olmuştu. Durgun gözlerle Cyrusa baktım. Ağzını bıçak açmıyordu.
"Geçmiş olsun Valeria" dedi Ursula hemen ardından Maddox hem özür dileyip hemde geçmiş olsun demişti. Özür dileme sebebini biliyorum ama onu asla affedemeyecektim.
Tekrar Cyrsa dönüp kendime yukarıya doğru çekip yatağın başlığına yasladım.
"En son..." Dilimin ucundaki kelimeydi söyleyemiyorum. Dilim dönmüyordu.
"Merak etme her şey yolunda Valeria."
"Sanmıyorum." Dedim sulu gözlerle. Artık kendime hakim olamıyordum.
"Ağlama güzelim, ağlama."
"Ben bir canavarım Cyrus." Daha önce karıncayı incitmemiş bir kız şimdi herkesi incitiyor öldürüyordu. Daha fazla bu duruma katlanamıyorum, yapamıyorum ben bi canavarım. "Valeria korkutma beni, konuşsana."
Cyrusun sesi zihnimde tekrarlanıyordu. "Cyrus" diye kekeledim. "Söyle Güzelim söyle."
"Benden uzak durun. Şişede zarar verebilirim, kendimi kontrol edemiyorum.""Hayır, bunu yapabilirsin. Ben sana yardım edeceğim."
"Cyrus, anlamıyorsun ben Elçi değilim bir canavarım."
Ursula yanıma gelip oturdu. "Hayır Valeria sen canavar değilsin. Bizi kurtardın bunu unutma."Kendimi geri çekip ayağa kalktım. Önümde duran aynaya yöneldim, çok köyü gözüküyordum. Saçlarım karışmış üstüm başım kırışık ve ben çökmüştüm. Annem ve babamın intikamını hala alamamıştım. Belkide bu hırs güçlerimi daha çok tetikliyordu. "Cyrus"
"Efendim" diyip bana döndü. Aynadan ona bakıyordum o da bana bakıyordu. "Bana demiştin ya Elçiler kendisine bir eş seçer diye."
"Evet demiştim."
"Seni seçiyorum." Dememle Cyrus ayağa kalkıp yanıma geldi. Ursula ve Maddox şaşkın gözlerle bize bakıyordu. "Ben mi ? Neden ben. Benden daha güçlüleri var Valeria, beni ne yapacaksın." Cyrsun ellerini tutup o güzel gözlerine doğru baktım.
"Benim için senin gücün önemli değil, benim için önemli olan sensin Cyrus. Seninle hüküm etmek istiyorum. Seninle burada olmak istiyorum. Sadece seni istiyorum. Büyük Elçim olmanı istiyorum.
Cyrus ellerimi daha sıkı tutup gözlerime bakıyordu. Gözleri büyülenmiş gibi parlıyordu. Beni kendine çekip dudağıma küçük bir öpücük kondurup yere eğildi.
"Valeria, benim güzel Elçim her zaman seninleyim."
Ursula'ya doğru döndüm. "Bunun için bir hazırlık veya tören oluyor mu ?"
"Evet" dedi heyecanlı bir ses tonuyla. Çok mutluydu, Maddox bana gururlu gözlerle bakıyordu. "Cyrus seninle evlenmek istiyorum."
Ursula gülerek araya girdi.
"Valeria zaten Cyrus senin kocan olacaktı. Çünkü onu yanına eş olarak seçtin. Sen onunla zaten evlenecektin" Dedi gülerek ben ise bu duruma daha mutlu olmuştum. "Hemen hazırlıklara başlayın." Demişti Cyrus.
"Odamıza gidelim."
"Odamız mı ? Bizim ne zamandır odamız var Cyrus ?"
"Her zaman geldiğin oda. Benimle uyuduğun o oda,"
Dedi sırıtarak. Tek bir hamle ile belimden kavrayıp beni havaya kaldırdı. "Cyrus ne yapıyorsun," dedim utangaç bir sesle. "Yorulmanı istemiyorum sevgilim.
"Utanıyorum." Dedim kafamı göğsüne doğru bastırarak. "Utanma," dedi "Utanma, bu zamana kadar utanmayan kız, utanma." Söylediği laflar bir yandan hoşuma gitse de bir yandan komiğime gidiyordu. Odaya geldiğimizde hala kucağındaydım. Yatağa doğru ilerleyip oturdu. Ama hala kucağındaydım. "İndirmeyecek misin Cyrus ?"
Cevap vermemişti, beni kendinde doğru çevirmişti. Göz göze gelmiştik. Kendimi ona bastırdığımın farkında değildim. "Cyrus" dedim yorgun bir sesle. "Çok güzelsin," diye araya girmişti. Cyrus boğuk bir sesle " Valeria," dedi. "Efendim Cyrus ?" Dediği şey yüzünden kendimde değildim sanırım Cyrus ta değildi. "Daha fazla dayanamıyorum." Yanına oturup ona doğru baktım. Ayağa kalkıp önüme geçti. Daha çok yaklaşıp bir elini sağ bir elini sola koydu. İki kolumun arasında kalmıştım. Boynundaki koku içime kadar dolmuştu. Aramızdaki mesafeyi sıfıra indirmişti. Dudakları dudaklarımı bulmuştu. Geriye doğru eğilmiştim sırtım soğuk yatağın üzerindeydi. Cyrus ise ütümdeydi ve hala beni öpüyordu. Öpmeyi bıraktıktan sonra elleri tişörtüne gitmişti. Hızlı bir hamle ile tişörtünü çıkarıp sağ tarafa doğru fırlattı. Kaslı vücudunu daha yakından görüyordum. Ellerimi karın kaslarında gezdirmeye başladım. Elleri ile hızlıca iki elimi kavrayıp birini sağ birini ise sol tarafa doğru ayırmıştı. Ellerimi etkisiz hale getirmişti. Boynuma doğru yaklaşıp konuştu. "Merak etme acımayacak," deyip dişlerini boynuma geçirmişti. O anlık acıyla azımdan küçük bir acı inleme çıkmıştı. Cyrus boynumdaki kanları emiyordu. Hızlıca geriye çekilip ağzında kalan kanları dili ile temizledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valeria İlk Kan +18
Vampire"Mezarlığın eski taşları, ay ışığının altında hüzünlü bir melodi gibi parıldarken, şehirin sessiz sokaklarında bir gizem hüküm sürüyordu. Geceye gömülen bu şehir, sırlarla dolu bir geçmişi saklıyordu; derin karanlıkta, vampirlerin gölgesi yavaşça uz...