forgotten mic

35

Taehyung, annesi Bayan Kim ve kız kardeşi Yeji ile gerçekten garip bir dörtlü olmuştuk.

Annesi ilk günden sonra bana karşı biraz daha yumuşak davranmıştı ancak yine de her hareketimi çatık kaşlarıyla izliyor gibiydi. Geriyordu bu durum beni biraz, yine de gözünde en iyisi olmak istediğim için sakin kalmaya çalışıyordum.

Bayan Kim ürkütücü bir kadındı, güzeldi ancak korkuyordum ondan. Yine de bunu belli etmeme gerek yoktu.

Kız kardeşi, Yeji, ise dediği gibi patavatsızdı.

Aslında Taehyung'a göre öyleydi çünkü benim hoşuma gitmişti.

Taehyung'un ne kadar disiplinli birisi olduğunu biliyordum, bu yüzden kız kardeşinin hareketlerini patavatsız bulması onun için normaldi ancak benim için gayet eğlenceli bir kişilikti. 16 yaşındaydı fakat yaşından büyük konuşup büyük davranıyordu. Sürekli ikimiz hakkında imalarda bulunup Taehyung'u sinirlendiriyordu ancak ben gülüyordum bu duruma. Kardeşi Taehyung'la uğraşmayı seviyordu anlaşılan ve onu bu şekilde görmek eğlendiriyordu beni.

Eh, yaşlarımız da yakın olduğundan hemen kaynaşmıştık. Taehyung'a pek göstermediğim o yaramaz ve çocuksu kişiliğimi Yeji'yleyken ortaya çıkardığımda Taehyung şaşkın bir şekilde bize bakmıştı. Yeji ile hemen kaynaşmış olmamız onu şaşırtıyordu. Kızıyor da olabilirdi, emin değildim. Yeji'ye uymamam gerektiğimi söylesene de dinlememiştim onu. Birlikte dedikodu yapıyor, Taehyung'u çekiştiriyorduk. Taehyung'un çocukluğundan bir şeyler anlattığında Taehyung hemen bağırıp susmasını söylese de o devam ediyordu ve bu çok komikti.

Kardeşiyle kendisinden daha çok vakit geçirmeye başladığım için kıskanmıştı sanırım.

Yine o anlardan birindeydik. Bayan Kim mutfakta yemek hazırlarken biz Yeji ile salonda bir koltukta birbirimize dönecek şekilde oturmuş, sanki karşımızda Taehyung yokmuş gibi onun dedikodusunu yapıyorduk.

"İnan bana Jeongguk, abimi çok değiştirmişsin..." derken abisine baktı kısık gözleriyle ve dil çıkardı. Taehyung'un iç çekmesine, benim de kıkırdamama sebep oldu. Sanki Taehyung duymayacakmış gibi bana yaklaşıp daha sessiz bir tonda konuştu. "Tam bir hödüktü bu, şuna bak, ne hale gelmiş. Yontulmuş bir odun artık."

"Yeji!"

"Ne?" diye karşılık verdi Taehyung'un bağırmasına ve devam etti. "Ben seninle değil Jeongguk'la konuşuyorum yalnız, karışmazsan sevinirim canım." Sevgilimin artık sayamadığım iç çekişi kulağımı doldurdu. Gülüyordum çünkü çok eğlendiriyordu beni ilişkileri.

"Bak şimdi," demişti yüksek sesle abisine inadına. "Abim küçükken hiç böyle değildi, bakma sen şu an böyle olduğuna. Feci yaramaz bir çocuktu ergenliğe girene kadar." Lafını aniden bağıran Taehyung bölmüştü. "Aramızda 10 yaş var, ben ergenliğe girdiğimde sen 2 yaşındaydın be! Nereden bileceksin?" Taehyung'un gerçekten sinirlenmiş olması komikti ve gülmemek için zor duruyordum.

"Annem ve babam anlattı!" Yeji abisine son kez bakıp dil çıkardıktan sonra tekrar bana dönüp daha sakin bir tonda "Neyse." demişti ve Taehyung'tan bininci iç çekişini kazanmıştı. "Bizim bir kuzenimiz var, ismi Seunghwan. Abimden 3 yaş büyük sanırım."

"Ne alaka şu an?" diye kesti Taehyung. Hikayeyi merak etmiştim bu yüzden susması için ona baktım ve dudaklarımı öne doğru büzerek konuştum. Zaafını kullanmıştım kısacası. "Taehyung susar mısın, Yeji'yi dinlemek istiyorum." Bakışları anında dudaklarıma sabitlendiğinde bir şey demek için açılmış ağzı öylece kaldı. Şaşkın şaşkın dudaklarıma bakmaya başladı.

"Oha!" diye bir anda bağıran Yeji'ye baktı. "Kapa ağzını sinek kaçacak! Şuna bak..." dedi ve öğürme sesi çıkardı. "Utanmasa benim yanımda öpecek, bu gençlik bitmiş..." Son dediğine güldüm ve dudaklarımı birbirine bastırıp arkama yaslandım. Taehyung'un hâlâ beni izlediğini, Yeji'yi umursamadığını fark etmiştim. Yine de görmezden gelmeye çalıştım.