Taehyung tam karşısında korku ile titreyen çocuğa bakarken ne diyeceğini bilmiyordu. Ne tepki verecekti, nasıl halledeceklerdi bilmiyordu. Sadece odasına gelmiş, yatağının ucuna oturmuştu düşünceli çocuğu izliyordu. Jeongguk ise Taehyung'un vereceği tepkiden çok korkuyordu.
Taehyung birkaç dakikalık sessizliği bozdu. "Jeongguk..." Ne diyeceğini düşünürken Jeongguk telaşlı haliyle öğretmeninin gözlerine bakarken konuşmaya başladı. Gözleri dolmuştu. "Ben çok özür dilerim Bay Kim, hepsi benim hatam. Ben- Ben kapıyı tıklamalıydım. Aptalım resmen. Benim yüzümden." Kelimeleri sıralayan çocuk ellerini de kullanmayı ihmal etmiyordu. Taehyung titreyen sesi duyduğunda kalbi de titremişti. Kendisinden korkmasını istemiyordu.
Ellerini çocuğun elleri üzerine kapanmasıyla çocuğun sözleri yarım kaldı. Ardından güven verici, sakin bir ses tonu ile konuşmaya başladı, gözlerini üzerinden bir saniye ayırmadan. "Sorun yok bebeğim." Jeongguk duyduğu kelime ile bambi gözlerini Taehyung'un gözlerine tutturdu. Bebeğim demişti, Taehyung'un bebeğiydi Jeongguk. Bu konuyu daha sonra düşünmeye karar verip kenara koydu.
Yutkunup sesinin titremesine engel olamadan konuştu. O konuşurken Taehyung sakinleştirmek adına elini okşuyordu fakat bu onu daha da geriyordu. "Sorun yok mu? Lütfen, büyük bir sorun-" hıçkırdı ve bakışlarını kaçırıp gözlerine devam etti. "sorun yarattığımı biliyorum. Başınız benim yüzümden belaya girecek, sınıf benimle dalga geçecek... Kızdınız bana değil mi? Özür dilerim Bay Kim. Kapıyı tıklamalıydım."
Taehyung karşısındaki çocuğun ne kadar gerildiğini görebiliyordu. Kendisi de gerilmişti, dediği gibi başı belaya girebilirdi. Yine de bunu çocuğa belli ederse daha çok üzülürdü. Üzülmesini istemiyordu. "Sana asla kızmam Jeongguk. Ama eğer böyle konuşmaya devam edersen kızmaya başlayacağım. Önemli değil, hallederim. Gerçekten."
Jeongguk yutkundu ve adama biraz yaklaşıp elini sıkıca tuttu. "Müdürün kulağına giderse bile mi?"
"Hmhm. Müdürün kulağına giderse bile, o iş bende. Tamam mı?" Jeongguk başını sallayarak onayladı, Taehyung öyle güven verici konuşuyordu ki güvenmemek mümkün değildi. Ardından Taehyung bir elini Jeongguk'un yanağına koyup baş parmağı ile yavaş yavaş okşarken konuşmaya devam etti. "Üzülme, hele ki sakın ağlama. O kadar önemli değil, senin üzülmeni istemiyorum." Önemliydi, hem de çok önemliydi fakat bunu Jeongguk'un bilmesine gerek yoktu.
"Tamam... Teşekkür ederim Bay Kim." Jeongguk adamın boynuna sıkıca sarıldı. Taehyung neye uğradığını şaşırsa da bir elini çocuğun beline, diğerini saçına koyup yavaşça okşadı. Bir süre öyle durduktan sonra kendini geri çekti. "Hadi, eski kıyafetlerini giy. Sonra dersime girersin telefonundan. Seni biraz sorgularım, uyuyakaldığını söylersin. Olur mu?"
"Hmhm, olur."
Taehyung ortamı neşelendirmek istercesine kıkırdayarak çocuğun gözlerinin içerisine baktı. "İyi bir oyunculuk yapman gerekecek, ona göre Jeon."
Jeongguk gülümsedi ve Taehyung'un sözlerine karşılık verdi. "O iş ben de, siz bana güvenin efendim."
"Sana güveniyorum Jeongguk."
Jeongguk'un iç çekişi odayı doldurdu. Hâlâ suçluluk duygusu hissediyordu birazcık. Taehyung çok tatlıydı, tahminin aksine çok nazikçe karşılamıştı fakat ikisi de biliyordu ki bu iş o kadar kolay hallolmayacaktı.
Taehyung ise aklına gelen şey ile tekrar gülmeden edemedi. "Jimin ile mesajlaşıyordun değil mi? Manyak çocuk... Tüm ders far görmüş tavşan gibi ekrana baktı. Bir de telefona bakıyordu. Bu seferlik olayın içinde sen varsın diye atmadım dersten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forgotten mic
Fanfictionjungkook, zorla katıldığı birebir etütte mikrofonunu açık unutmuştu. bol bol mantık hatası! cringe uyarısı! 🖇 : tamamlandı 🖇 : texting, düz yazı 🖇 : toptae, bottomkook ↪ : 08.04.2021 🔚: 28.06.2024