19.BÖLÜM

2.4K 160 50
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım🍀💚

Keyifli okumalar dilerim, yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmezseniz çok sevinirim 🥰💚🍀

...🍀🍀...

Annabel'den

"Tanıştığıma memnun oldum leydim"

Karşımdaki Luthera gülümseyerek "Annabel diyebilirsin" dedim.

Başıyla beni onayladıktan sonra "memnun oldum Annabel" diye düzeltti sözünü.

Davidin yanından kaçtıktan sonra ilk iş Gweni bulup beni Lutherla tanıştırmasını istemiştim. Şimdi ise kılıçların yeniden yapılacağı yerde Lutherla beraberdim.

"Planın var mı?" 

Luther kılıçların dövülmesinde kullanılan çekici eline alıp incelerken "var, ama kılıçları dövmekte yardım edecek kurtlara ihtiyacım var" diye açıkladı.

Aklıma ilk gelen isimle Gwene dönerek "Boris döndü mü?" diye sordum.

"Sabaha karşı geldiler efendim" 

"Güzel, bana Borisi ve yanında güçlü bir kaç kişiyi daha çağırır mısın?"

Gwen sağ elini göğüs kafesine vurarak selam verdi ve "Elbette efendim" diyerek yanımızdan ayrıldı.

Tekrardan Luthera dönerek "başka bir şey lazım mı?" dedim.

Luther gözlerindeki gururlu bir ifadeyle yüzüme bakmaya devam ederken "kılıçları büyülerle birleştirirken size ihtiyacım olacak" dedi.

Başımı olumlu anlamda sallayarak "tamamdır, başka ne lazım?" dediğimde "bu kadar. El birliğiyle hızlıca halledebiliriz, fazla vakit alacağını sanmıyorum." diye karşılık verdi.

Boris ve diğerleri gelene kadar Luther eline ilk aldığı demiri dövmeye başladı. Bu sırada onu inceleme fırsatı da bulabilmiştim.

1.80 boylarında esmer bir adamdı. Açık kumral saçları güneşte sarıya benziyordu ve yeşil gözleriyle tam bir uyum içerisindeydi.

Kollarımı bağlamış yaslandığım yerde onu izlerken bir anlığına gözleri bana kaydı, ardından gülümseyerek işine geri döndü.

"Demek alfanın değerlisi de sizsiniz" sesi soru sormaktan çok emin olduğu bir bilgiyi teyit eder gibiydi.

"Öyle. Senin değer verdiğin biri yok mu?" bunu sorarken ki amacım kendi hikayesini bir de kendisinden dinlemek istememdi. Lutherın yüzündeki gülümseme silikleşirken geriye hafif bir tebessüm kalmıştı.

"Kız kardeşim var" dedi sadece. Ailesinden bahsetmedi ve bende kurcalamak istemedim. Zaten az çok olanları biliyordum fakat Davidin bana her şeyi anlatmadığını da düşünüyordum.

"Burada mı? bir ara onunla tanışmak isterim" dedim hevesle. Bu zamana kadar David dışında hiç arkadaşım olmamıştı ve şimdi benim gibi güçleri olan birileriyle konuşup tanışmak istiyordum.

Lutherın yüzündeki tebessümde yok olduğunda yanlış bir şey sorduğumu düşündüm nedense. Dinanın burada olduğunu düşünmüştüm. Sahi, Davide bunu sormayı unutmuştum. Dinayı nereye götürmüşlerdi?

"Onunla görüşmek için alfadan izin alman gerekecek"

"Neden?" diye sordum.

Luther elindeki demiri dövmeye devam ederken damla damla terler anlında birikmeye başlamıştı.

"Sadakatimin güvencesi olarak Dinayı alfaya rehin verdim" 

"Neden?" diye sordum yeniden ve nedenini merak ederek.

Doğa'nın KanunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin