Melekler Konseyi

16 1 0
                                    

- Efendim aracı bulduk.

- Kız?

- Hayır. Efendim kız ve şoför yok.

- Nasıl yoklar?

- Adamlarımızı öldürüp, onların arabasıyla kaçmışlar.

- Jeep'teki takip cihazından sinyal geliyor mu?

- Hayır efendim.

Rahip simsiyah kıyafeti ile odada tur atıyordu konuşmadan sonra şiddetle telefonu kapattı. Maun kaplama çalışma masasına göz attı. Kızın dosyası masada olmalıydı ama baş ağrısı onu engelliyordu. Deri koltuğuna, çöktü. Ellerini tombul göbeğinde birleştirdi. Düşünmeye çalışıyordu. Tekrar ayağa kalktı, ofisindeki devasa pencerelerden kar yağışını izledi. Hava pembeleşmiş karanlık odayı hafifçe aydınlatıyordu. Bilgisayarını açtı, kızın kaçma ihtimaline karşı dünyadaki tüm konsey liderlerine mesaj yolladı. Melekler Konseyi.

Sistemden onay cevabı gelince, diz üstü bilgisayarının ekranını kapattı. Kız hala ülkedeydi ama tekrar sır olmuştu. Onu bulmak için, tüm dünyadaki gizli örgütler seferberlik olmuştu zar zor ele geçirilmişti fakat tekrar kaçmayı başarmıştı. Tıpkı babası gibi masadaki telefon titrediğinde panik yaptı.

- Evet.

- Efendim, şoförün kimliği araçta kalmış.

- Kimmiş o herif?

- Koray Yüreğin.

- Derhal ofisime gelin.

- Emredersiniz efendim.

Bilgisayarını tekrar açtı, devletin kimlik arşivine sızmasını sağlayan programını açtı ve taksicinin ismini girdi. Kısa bir süre sonra, tüm bilgiler önüne serildi. Üniversite diploması, askerlik yaptığı yer, babası, annesi, doğum tarihi, doğum yeri, sabıka kaydı. Her şey yeterince düzgündü. Rahip, zafer edasıyla şoförün oturduğu yerin adresini bir kağıda not aldı. Hiçbir taksi durağında kaydı bulunmayan bu masum adamda bok çukuruna düşmüştü. Onu dünyadan temizlemek, belki de onu sorguya çekmek güzel bir fikir olabilirdi. Planlar yapmaya başladı, . Şehirdeki tüm hastane kayıtlarını araştırma fikri aklına yatmaya başladı. Telefonuna bir numara girdi telefondan boğuk bir erkek sesi geldi.

- Buyurun Efendim.

- Koray Yüreğin.

- Nerede arayalım?

- Öncelik olarak hastane kayıtlarına göz atın.

- Emredersiniz.

Telefon kapandıktan sonra, ofisin dev kapısı iki kez çalındı.

- Gel.

Olay yerini inceleyen adamlar şimdi Rahibin ofisindeydi. İçlerinden biri düzgün bir aksanla olan biteni anlatmaya başladı. Rahip, sessizce dinledi. Konuşma bittikten sonra, kağıda not aldığı adresi siyah takım elbiseli adama uzattı. Adam, adresi alır almaz sırtını döndü, emrindeki dört adama emir vererek seri adımlarla ofisten uzaklaştı.

Güneş doğmak üzereydi, güneşin doğması demek Melekler konseyinin kendisine ait Duayı okumaya başlaması demekti. Kendilerine haz inanışları, kendine haz törenleri, kendine haz yöntemleri olan ölüm saçan bir konsey Rahip, güneşe doğru suratını döndü. Ellerini iki göğüsünün arasında birleştirdi ve sadece Melekler Konsey üyelerinin anlayabileceği kelimeleri fısıldamaya başladı. Tanrıları meleklerden geliyordu, tarihten kendilerine şeytan avcıları deniliyordu. Gizli dünyanın her kıtasına yayılmış, konsey tarihte birçok katliama imza atmıştı fakat üyeleri o kadar çoğunluktaydı ki, her ülkedeki yönetim biriminde kendi elemanları vardı. Katliamların üzerlerini örtmek çocuk işiydi. İlk zamanlarda, akıl hastası insanları şeytanın askerleri sanarak bir hendekte toplayıp, canlı canlı onları yakmışlardı Şimdi ise, bu ritüellerin yerini daha insancıl yöntemler yerini almıştı. Şeytan dedikleri insanları koltuğa bağlayarak ya elektrik veriyorlardı ya da, bir zehirle işlerini bitiriyorlardı. Amaçları, birinciyi bulmaktı şuana kadar binlerce kişiyi öldürmüşlerdi ama kuruluş amacına ulaşamamışlar, asırlarca soydan soya aktarılan gücü bulamamışlardı. Rahip konseyin tarihini çok iyi biliyordu. İlk Rahip, eski çağlarda birinciyi bulmuştu ona özel kuyu açtırarak, onu kuyuya attırmıştı. Daha sonra, kuyuyu balina yağı ile doldurtmuştu. Eline bir yay ve alev saçan bir ok almıştı. Tüm gücüyle yayı kuyunun derinliklerine doğru germişti, fırlayan alevli ok sıvıyla buluşunca inanılmaz bir alev yansıması oluşmuştu. Bu töreni, her gün yaptırmıştı. İlk Rahip, son gün ise kuyudan gökyüzüne alev tüneli oluşmuş alevin içinden dışarıya çıkan şeytan onu ve etrafındaki herkesi öldürmüştü. Ve böylece "birinci" özgür kalmış kendi gücünü asırlar boyu yaymıştı.

Kendi gençliğini hatırladı. Kızın babasını yakalattığı günü hiç unutamıyordu. Kolundaki, yarayı okşarken buldu kendini. Kızın babasını yere sabitlenmiş yatağa bağlatmıştı. Çıldıran adam, kurtulmak için can çekişiyordu. Rahip, gençliğinin verdiği öz güven ile adamlarının odadan çıkmasını emretti. Adamlar birinciyle rahibi baş başa bıraktı. Rahip, gizlediği korkusuyla birlikte debelenmekte olan adama yaklaştı. Göz göze geldiler, birincinin soyundan gelen son adam, ölüm saçarcasına rahibe baktı. Kıpkırmızı gözler rahibi korkutamadı, cebinden bir bıçak çıkardı. Kolunu derin bir şekilde kesti akan kanlar, adamın suratına bulaştı. Kırmızı gözlünün, siniri iyicene bozulmuştu. Rahip, adamın burnunu eliyle sıktı, birincinin nefes alması zorlaşınca sakinleşti ve refleks olarak ağzından nefes almaya başladı. Rahip, kendi kanının kutsal olduğuna inanıyordu, Melekler Konseyinin klasik inancı. Kanlı kolunu, yataktaki adama uzattı kandamlalarının onu öldüreceğini sanıyordu ama yanıldı. Kan, damlaları yataktaki adamın diline ulaştığında ise birincinin gücü arttı. Yere sabitlenmiş olan yatak sabitlendiği yerden gürültüyle kırıldı. Rahip şeytanla baş başa kalmıştı artık. Ne yapacağını bilmiyordu, dışarıdaki adamları çağırmak aklına gelmemişti. Şeytan, biraz daha debelendikten sonra yataktan komple kurtuldu. Artık özgürdü Rahibe bir bakış attıktan sonra, saldırmadan odanın duvarından geçip özgürlüğe kavuştu. Bir daha da bulunamadı.

O gün konseye olan inancının azaldığını fark etti. Birinciyi ve onun soyundan gelen insanları öldürmenin yolunu bulamamışlardı. Çocukluğundan beri yıkanmış beyni ona tek yolun konsey olduğunu inatla söylüyordu.

Telefonu çaldığında ise zaman tünelinden çıkmıştı.

- Efendim, şoförün evindeyiz hiçbir şey bulamadık.

- Tamam geri dönün.

Telefon kapandıktan sonra, tekrar çaldı.

- İz buldunuz mu?

- Hayır. Efendim hastanelerde, karakollarda sizin verdiğiniz isimde bir kayıt yok.

- Kızın ismini denediniz mi?

- Evet denedik efendim ondada bir iz yok.

Telefonu kapattıktan sonra yeni güne hayal kırıklığı ile başlamıştı. Tarih kendisini tekrarlıyordu.

i1SZXN0HzB

Koynumdaki ŞeytanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin