- İyi iş başardın oğlum.
- Teşekkür ederim amca.
- Sorgu odasına görüşürüz.
Ormanda uzunca bir yürüyüşten sonra, terk edilmiş tahtadan bir kulübe buldular. Dört kişiden biride 032'yi özellikle eğiten amcasıydı. Kulübedeki dandik tahta masaya dokunmuş ve kulübenin zemini usulca yerin dibine çökmeye başlamıştı.
Her şey hazırdı, bir senaryo hazırlanmış ve bu
senaryo kusursuz uygulanmıştı. Yerin altındaki avcıların gizlendiği yapıda yeryüzündeki son şeytan sorgulanacaktı. Tekin, sorgu odasına doğru yola çıkmıştı. Görevini bitirmişti ama içindeki huzursuzluk onun merhametini yiyip bitiriyordu. Sorgu odasına bakan bir odaya geldi. Devasa bir makinenin ağzında, metal sedyeye bağlanan kızı görünce ağlamak istedi. Amcası yanında olmasa belki sorgu odasından çıkabilirdi. Kızın damarına bağlanmış kan torbası dikkatini çekti. İlk defa görüyordu böyle bir yöntemi yanındaki amcası ise heyecanlı olacakları bekliyordu.
- Bu kan torbası da nedir ?
- Bizim kanımız onu sinirlendirmek için. - Bu cihaz nereden geldi?
- Melekler Konseyinin silahı, senin kız temel kaleleri yok edince bizde gizli operasyonla silahı kaçırdık.
Hayal kırıklığına uğramış gibiydi. Konseyin onun gücünü kullanmak için icat ettiği bu teknolojik alet namlusunu sevdiği kadına doğrultmuştu.
Nil usulca uyanmaya başladı. Gözlerini açınca tavandan sarkan beyaz ışık gözlerinin kamaşmasına sebep oldu. Amca kızın uyandığını görünce, önündeki butona basıp konuştu.
- Hilayaye hoş geldin.
- Nil mi diyelim? Cehennemdeki isminle mi hitap edelim?
Kız aptal gibi duruyordu. Amca, camlı odadaki başka bir butonu daha elledi. Kızın yattığı sedye dikey konumuna geldi. Onların arasındaki tek sınır, avcıları göstermeyen camdı. Kız hala ayılamamıştı. Amca, başka bir butona daha bastı. Sedyeden bir bağırma sesi geldi. Sesi duyunca yıkılmıştı 032
- İşkence mi? Biz bu muyuz?
Amca, kontrolünü kaybetmişti;
- Ne sandın?! Gidip güzelce rica mı edelim? Sen bu karıyla sevişirken cennette sonsuzluk savaşı başladı farkında mısın? Sen bu karıyla sevişince, Soley sahibine gitti ve intikam başladı? Sen nesin he nesin? Bir aşık mı? Yoksa cennetin koruyucusu mu?
Susmuştu, saygısından cevap verememişti. Suratında son hissettiği amcasının hırçın nefesiydi. Tekrar cama döndü amcası ve konuşma butonuna bastı.
- Savaşı anlat bize?
- Ne savaşı?
Nil usulca kendine geliyordu ama beyni çalışmıyordu. Amca sinirlendi, camlı odayı ışık hızında terk edip sedyenin bulunduğu odaya sertçe daldı. Elini kızın alnına götürdü ve yaşamaya başladı. Evet. Kız bilmiyordu.
Bildiği tek şey, cennetin şuanda alev alev yandığıydı.
Bunları oda biliyordu.
Kızı serbest bırakıp tekrar camlı odaya döndü.
Asistanlarına silahı çalıştırma emri verdi.
- Amca yapamazsın dur!
Asistanlar silahın hazır olduğu raporunu verince, karışık düğmelere teker teker bastı ve silahtan inanılmaz bir gürültü çıktı kırmızı ışık dalgası kızın bedenini sardığında sorgu odasındaki tüm şeytani çığlıklar cam odaya ulaştı. Herkesin tüyleri diken diken oldu. Amca konuşma butonuna asıldı;
- Birinci nasıl yok edilecek? Bir tek sen biliyorsun konuş!
Kız sadece şeytani bir şekilde kahkaha atarak cevap vermişti. Amca makinenin çalışma tuşuna tekrar bastı ve tekrar ışık kızı sardı. Çıkan çığlıklardan her şey belli oluyordu. Amca tekrar sordu;
- Konuş diyorum sana.
Kız haykırmaktan başka cevap vermedi teni siyahlaşmaya başlamıştı. Amca tekrar şoku verdi;
- Konuş.
Kızın pürüzsüz teni usulca yerini kabuklu siyah deriye bıraktı. Sesi çatallaştı hipnotize olmuş gibi konuşmaya başladı.
- Öyle bir mızrak ki...
Devamını getiremeden sustu ve bayıldı.
Amca, tekrar elini butona götürdü kız sökülmeye başlamıştı.
- Işığın kendi nefesinden ürettiği mızrak
Amca , kızın dediklerini düşünmeye başladı. İşkenceyi bıraktıktan sonra, camlı odadan ışık hızında çıktı. 032'de duyulanı anlamıştı. Amca hızla odasına doğru yola çıktı. Tekin'de onu takip ediyordu. Metal odaya girdiler, Tekinde arkasından odaya daldı.
- Amca ne demek bu ne mızrağı?
- O mızrak gerçek değil - Ne?
Amca hala düşünceliydi;
- Eski yunan mitolojisine göre, tüm Tanrılar kendi nefeslerini bir mızrakta birleştirdiler. Bu mızrağı sadece Tanrı'nın yarattığı koruyucusu kullanabilir. Bu mızrak koruyucunun silahı biz bu silahın yerini bulamadık.
Odasındaki kitap rafına doğru yöneldi ve toz içinde bir kitap çıkardı.
- Efsaneye göre; bu mızrağı kullanan kişi bir dakika.
Sayfaları deli gibi karıştırmaya başladı aradığını bulduğunda ise sesini yükseltti.
- Bu silahı ancak, etkilenmeyen kullanabilir. İşte şeytanın kendi kitabında, melekler konseyinin kendi kitabın da ve bizim kendi kitabımızda yazan "en güçlüsü"
Tekin hala anlamamıştı. Avcıların hepsi güçlüydü. Amca devam etti.
- Avcılarda avlanabilir avlanamayan biri.
Şeytanın dokunamadığı biri
Aptallaşmaya başlamıştı amca çoktan işi çözmüştü.
- Sen. Sadece sen kullanabilirsin annenin öldürüldüğü günü hatırlıyor musun? Şeytanla burun buruna geldin ve sana bir şey yapamadı.
Eve dönmelisin.
Ev kelimesini duyunca, tüyleri ürperdi. En son babasıyla gittiği eve
-Gidemem.
Amca kurtarıcıya bakıyordu.
- Gitmelisin, etrafına bak tüm insanlar kafayı yedi. Kardeşler mutlulukla birbirlerini öldürüyor, insanlar her şeye zarar veriyor.
Şeytanın nefesi herkeste canlandı. Etrafına bak! Gezegenler bile kafayı yedi!
Amca haklıydı en güçlüsü sınanmak üzereydi;
- Yapmalısın bunu. Kitaplarda yazan en güçlüsü sensin. Kurtarıcı. Tanrı'nın kahramanı sensin.
Amca yalvarmaya başlamıştı bunu yapmalıydı ne olursa olsun eve geri dönmeliydi.
- Tamam yapacağım.
- Tek gitmeyeceksin mızrağı bulmak için sana yardımcı olacağım.
İçini rahatlatmıştı, eve tek başına gitmeyecekti. Çift odadan çıkıp özel bir koridora girdiler. Tüm duvarlarda, yaşanan savaşlar destanlar anlatılıyordu. Tekin bir resmin önünde durdu, ayağının altındaki şeytanı öldürürken babasını anlatıyordu . İşte tekrar başlıyordu. Koridordan çıkıp geniş odaya girdiler. Odada hiçbir şey yoktu. Bu odayı çok iyi hatırlıyordu. Babası ölmeden önce, oğluyla birlikte eve dönmüşlerdi. Amca ona yere oturmasını söyledi. Tekin denileni yaptı. Ayakta kalan adam belindeki silahı çıkarttı;
- Oraya döndüğünde beni bekle... - Tamam.
Diyalog bitince, gözünü kırpmadan bir el ateş etti. Tekin, kan içinde yere düştü.
yHzB
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koynumdaki Şeytan
AdventureBasit görünen gizemli bir taksici bir gece ansızın binen değişik müşteri, avlar ve avcılar. Türkiye'den Japonya'ya uzanan bir serüven...