Üç gün sonra, Eyfel kulesinin altında kulenin görkemini izliyorlardı. Tatsız bir boşluk vardı, terk edilmiş bölge gibiydi. Turist akınına uğrayan yapı o an yalnızları oynuyordu. Hava soğuktu üşüyorlardı, baba sırtında gizlediği kılıcı cebinde belgesiyle son duraklarını hissetmeye çalışıyordu.
Etrafa bakındılar, burada hiçbir şey yoktu. Yanlış yere mi gelmişlerdi? Biraz daha keşif yaptıktan sonra kulenin uzağına bir araba park etti. İçinden iki tane siyah takımlı adam indi.
- Baba birileri geliyor.
Adamlar, ifadesiz suratlarıyla çifte doğru yaklaştılar.
- Hoş geldiniz efendimiz sizi kulenin zirvesinde bekliyor.
Çift adamları tanımıştı, bu Fransa'daki konseyin elemanlarıydı. Resmen, ölüm için davet almışlardı. Halbuki kulenin zirvesine çıkılması yasaktı. Diğer adam söze girdi;
- Burayı bugün için tuttuk o yüzden boş. Buyurun bu taraftan.
Siyah takımlı, adamları takip ettiler. Kısa bir süre sonra, kulenin içindeki asansörün kabinine girdiler. Baba kız tetikte, ufacık kabinde iki konsey elemanı ile yukarıya çıktılar. Yukarıya çıkıldıkça, hava daha da üşüten bir seviyeye gelmişti. On dakika sonra, asansör tıkırdayarak durdu. Siyahlı adamlar, kabinden çıkan ilk kişiler oldu. Baba kızda onu takip etti. Platformda yürümeye başladılar, tüm Paris ayaklarına serilmiş gibiydi. Nil manzara karşısında kendisinden geçmişti. Siyahlı adamlar bir anda durdu;
- Buyurun.
Platforma özel kurulmuş, metalden bir yapıya girdiler. İçeride hazırlanmış Fransız rahip duruyordu;
- Hoş geldiniz Japonya'ya gelen İstanbul'daki lideri öldürdünüz, sonra İtalya, sonra Almanya, şimdide benim için geldiniz.
Arkalarından kapı kapanmıştı, ufacık mekanda üçü kalmıştı Rahip hala konuşuyordu;
- Hitlerin anlaşmasını aldınız.
Rahip konuştukça kaslı vücudunu düşmanlarına gösteriyordu. Adam konuştukça bedeni büyüyor gibiydi. Daha önceki rahiplerden daha güçlü bir havası vardı.
- Yalnız, özel güçleriniz bana ne yazık ki etki etmiyor.
Rahip sözlerini bitirdikten sonra hızla düşmanlarına doğru koşmaya başladı. Baba kız, ayaklarına güç verip ilk darbeye karşı direnç göstermenin yolunu bulmaya başladı. Rahip, kırmızı flama görmüş boğa gibi koşuyordu. Baba kılıcını sırtından çıkardı, Rahip kılıcı eliyle tuttuğu gibi bir oyuncak gibi şeytanın elinden kurtardı. Nil, bunu fırsat bilerek rahibin üzerine atladı, ellerini ısıttı ve rahibin çıplak kafasına dokundurdu. Rahip bir an durdu, ve kahkaha attı;
- Ufak orospu, senin bu ateşin beni yakar mı sandın?!
Elleriyle kızı ensesinden indirip, çöp gibi duvara fırlattı. Baba, rahibin boşluğunu fırsat bilip solunum yoluyla içine girmeye çalıştı ama nafileydi. Fransa'daki rahip dişli çıkmıştı. Baba kız tekrar yan yana geldi. Kılıç rahibin arkasında kalmıştı, ona ulaşmaları imkansız gibi bir şeydi. Arkalarında duvar önlerinde rahibin inanılmaz bedeni vardı. İri adam, gerindi ve onları zavallı insan gibi boğazlarında yakaladı ve havaya kaldırdı. Baba kız, çaresizce debeleniyordu. Rahip, debelenme karşısında ufacık odanın duvarlarında fırlattı. Metal duvarın verdiği acı, derinliklerine işliyordu. Baba, dumanlaşarak kızının yanına ışık hızında gitti.
- Ellerini bana ver çabuk!
Ağzından siyah kan damlayan kız denileni yaptı. Baba tekrar onlara koşan iri rahibi gördü. Gücünü kızının gücüyle birleştirdi. Rahip onlara yaklaştığında var gücüyle haykırdı. Ortaya çıkan görüntü; duman ile girdap oluşturan gölgelerin içinde ayakları yerden kesilen devasa iri adamın direnişiydi. Baba kız, tekrar güçlerini birleştirerek haykırmaya başladı. Sis ve gölgelerin saldırısı hızlandı. İri adam o girdabı yarmaya çalışıyordu ama çok zordu. Baba kız rahibe doğru bir adım attı, rahip girdabın içinde yükselmeye başladı. Baba kız havadaki rahibi her bir adımda daha çok uçuruyordu. Adım atıldıkça, rahip tehlikeli bölgelere doğru sürükleniyordu. Baba kız son gücünü kullandı, rahibin altında devasa boşluk kaldığında ise serbest bırakıldı. İri cüssesi, haykırmalar eşliğinde kulenin zirvesinden beton zemine sertçe çakıldı.
Baba kız, yorgun düşmüştü. Zaferlerini kutlayacak güçleri bile yoktu. Yere yığılmışlardı, odanın metal kapısı şiddetle çalınınca kendilerine geldiler. Tekrar güçlerini birleştirdiler ve kara bulut formunu alarak Eyfel kulesinden kaçmayı başardılar.
AtOBS
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koynumdaki Şeytan
AdventureBasit görünen gizemli bir taksici bir gece ansızın binen değişik müşteri, avlar ve avcılar. Türkiye'den Japonya'ya uzanan bir serüven...