3.4

5.3K 348 196
                                    

Selamün aleyküm ❤️🌹

Bölüm bir tık uzun olduğu için düzenleme yaparken gözümden birden fazla yazım hatası kaçmış olabilir. Siz işaret koyarsanız ben düzeltirim.

Keyifli okumalar.

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Kızların ısrarı üzerine yine saatte sınır tanımayarak çiğköfteciye gidecektik. Ben zorla götürülüyordum. Üzerimde sabah giydiğim ferace vardı. Çözdüğüm şalımı da tekrar özenle bağladım. Bazen bu şalı yapmakta çok zor olabiliyordu. Bir yeri sabit dursa diğer tarafı bozuluyorudu. Kötü şal günü diye bir şey vardı.

Küçük kol çantama telefonumu, cüzdanımı, anahtarımı koyarken hızlıca odamdan çıktım. Spor ayakkabılarımı giydikten sonra kapıyı çektim ve birkaç kere kilitledim.

Telefonum aralıksız çalıp duruyordu. Hazen arıyordu. Geç kaldığım için beni cezalandırma şekli buydu canım arkadaşımın. Bende telefonu açmak yerine aceleci şekilde evden çıktım.

Merdivenleri en hızlı şekilde inip, dış kapıyı açtım. O an ilk gözüme çarpan şey, Ensar'ın arkadaşlarıyla karşı binanın önündeki yüksek duvarın üstünde oturuyor olmasıydı.

Ben çaktırmadan oraya bakarken, bir kez daha çalan telefonum beni kendime getirdi. Alacağın olsun Hazen. Bi duramadın yerinde.

Hızla aşağı caddeye inmek üzere hareketlendiğimde Ensar'ın sesi beni durdurdu. Çalan telefon sayesinde beni fark etmiş olmalıydı.

"Neva. Selamün Aleyküm," dediğinde ona doğru döndüm.

"Aleyküm selam. Nasılsın?"

"İyi çok şükür. Nereye gidiyorsun böyle aceleci aceleci?"

"Kızlar çiğköfte yemeye çağırdı da oraya gidiyorum. Biraz geç kaldım.," dediğimde Mehmet lafa girdi.

"Yenge, Amine'm de orada mı?" dediğinde Ensar başını Mehmet'e doğru çevirdi ve ona susmasını işaret eden tehlikeli bakış atarak tekrar bana döndü.

"Sen git o zaman. Ben seni tutmayayım. Sonra görüşürüz," dediğinde başımı salladım.

Telefonum bir kez daha çaldı.

Hele bir gideyim, Hazen'i evire çevire dövmezsem benim adımda Neva değil.

"Tamam. Hadi Allah'a emanet ol," diyerek birkaç adım attığım sırada Mehmet, Yusuf'un yakasına yapıştı.

"Canımız çiğköfte çekiyor değil mi Yusuf? Canın çiğköfte çekmeli. Çekiyor olmalı. Hadi bizde gidelim."

Bu teklif Yusuf'a da cazip gelmiş olacakki hiç düşünmeden, onu onayladı.

"Vallahi canım çekti. Hadi Ali kalk gidelim," dediğinde Ali başta tereddüt etsede bu fikre karşı koyamadı.

"Hadi lan gidelim," dedi ve Ali de oturduğu duvardan aşağı indi. Ensar onları durdurmak istedi.

Benim Kaderim ↭ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin