Benim Kaderim ↭ Texting

4.0

Selamün Aleyküm ❤️🌹

40. Bölüme gelmişiz be. Artık her şeyin bir sonu olduğu gibi bu hikayenin sonuna yavaş yavaş geliyoruz.

Duygulandım.

Neyse neyse.

Bu arada ben bugün ikinci bölümü atabilirim (:

Keyifli okumalar.

❆

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

❆

"Neva," diyen ses bana çok uzaklardan geliyordu. Gözlerimi açamıyordum. Mırıldanarak biraz daha başımı yastığa gömdüm.

"Neva. Kalkmalısın güzelim," diyen Ensar'ın sesine karşılık olarak derin bir nefes verdim. Başımı yastıktan kaldırıp, yarı kapalı gözlerimle Ensar'ın yüzüne baktım.

Elinde bir bardak kahve ile yatağın başında durmuş bana bakıyordu.

"Ne oldu?" dediğimde hayretle yüzüme baktı.

"Ne mi oldu? Hastaneye gideceğiz ya hani. Sabah saat yedi. Geç kalmak üzereyiz," dediğinde önüme gelen bir tutam saçı geriye attım.

"Gelmiyorum ben. Vallahi her yerim ağrıyor," dediğimde Ensar güldü.

"Kalkın hemşire hanım. Çok işimiz var," dedi ve bardağı masaya bırarak yatağa oturdu. Dağılan saçlarımı nazikçe kulağımın arkasına sıkıştırdı. Boynuma küçük bir öpücük kondurdu. Bende başımı boynuna gömerek onu yatağa çektim.

"Boşver yatalım akşama kadar," dedim ve tek elimle yorganı üstümüze çektim.

"Fena fikir değil aslında."

"Uyuyorum geri o zaman," dediğimde başını kaldırdı. Kısık gözleriyle yüzüme baktı.

"Kalk."

"Ama hocam hem işte hem evde olmuyor böyle," dediğimde yorganı üzerimizden çekti ve ayağa kalktı.

Ben sınavda merkezden biraz daha uzak olan  hastaneye hemşire olarak atanmıştım. Nasıl oldu hiçbir fikrim yok ama Ensar'da o hastaneye geçişini sağlamıştı.

Hiiiiç çok güzel falan demeyin. Bütün gün iş buyuruyordu. İşte biraz katıydı. Sağa sola koşturmakran can çekişiyorum. Ara sıra kıyamayıp elime bir kahve verip, beni dinlenme odasına gönderiyordu. Ara sıra!

Ben yatakta yatmaya devam ederken bir anda beni yataktan kaldırıp omuzuna doğru hiç zorlanmadan attığında küçük bir çığlık koptu dudaklarımdan.

"Ya bırak beni," dediğimde banyoya doğru ilerledi. Boşta kalan eliyle kapıyı açtı ve beni yere indirdi.

"Tamam ya. Kalktım işte," dediğimde saçlarımı çekmeceden aldığı tokayla beceriksizce bağladı. Başımı lavaboya eğip yüzüme buz gibiyi suyla yıkadığında resmen donmuştum.

Yüzümü bir kez daha suyla yıkadığında, elimle engel olmaya çalıştım.

"Uyandım. Vallahi uyandım," dediğimde tatmin olmuş bir şekilde çeşmeyi kapattı. Havluyu uzattı. Yüzümü yavaşça kuruladım.

"Hadi işini hallet. Ben üzerimi değiştireyim. Acele edelim namazı da kılalım," dediğinde onayladım. Ensar içeriye giderken hızla işimi halledip abdest aldım. Bende odaya geçip hızla üzerimi değiştirdim. Haki renginde feracemi giyip siyah şalımı bağladım. Tabi misk kokusunu sürmeyi de eksik etmedim. Dağılan yatağı ve eşyaları çabucak toparladım. Evi dağınık bırakıp çıkmak hiç huyum değildi. Düzenli olmayı seviyordum.