İLK İŞKENCE

9.6K 39 0
                                    

Ağzımdaki kumaş parçasının çıkarıldığını hissettiğim anda, ilk tepkimi bağırarak göstermiştim.

" Dokunma bana şerefsiz!!! "

Sözümü dinlediği için yaptığını düşünmedim ama ellerini çekmişti. Bir kaç dakikalık sessizlikte, Güven'i düşünmüş, nerede ve nasıl olduğunu merak etmiştim. Cevap alabileceğimi ummasam da sormayı denedim.

" Güven nerede? Ona ne yaptın orospu çocuğu! "

Bir kaç metal parçasının çarpışmasına benzer bir ses giderek yaklaşıyordu. Zemine bırakıldığını belli edecek şekilde tok bir ses daha duyuldu. Korkmaya başlamıştım ancak belli etmeye niyetim yoktu elbette.

" Cevap ver lan! Güven nerede? "

Bir kez daha yanıtsız kalan, hükümsüz bir sorgulama olmuştu bu. Üçüncü kez konuşmak için çektiğim nefes, hissettiğim acıyla ciğerlerime çakılıp kalmıştı. Yabancı ve iri el, kalın parmaklarıyla sol göğsümün ucunu var gücüyle sıkmaya ve kendine doğru çekmeye başladı. Dişlerimi kıracakmış gibi sıkarken, duymayı beklediği inlemeye mani olmak için nefesimi de tutmuştum. Ancak esneyen göğsümdeki gerilme ve uç kısmındaki acı dayanabileceğim eşiği az önce aşmış, ağzımı da bir karış açmıştı. O çığlık zevkle karışık bir acıyı ifade edecek biçimde dudaklarımdan yankılanmıştı.

" aaağhh! Kopar da kurtulayım piç kurusu! "

Bir kaç dakika boyunca, iri göğüslerim o koca ellerin arasında ezilip büzülürken, geçici bir rahatlama ve zevk hissetmiştim. Fakat bu da uzun sürmeyecekti.

İki bacağımı sağa sola zorlayarak açtı ve ortasına yerleştirdikten sonra, elektrikli bir makinenin ucunu, amımın ağzına dayamıştı. Çalışmaya başlayan makine, muhtemelen ucundaki yumuşak kısmımla amımın ağız kısmını titreşimli bir şekilde ovuyordu. Tahmin etmesi zor değildi. Biraz sonra aldığım zevk eziyete dönüşecek, muhtemelen yapacaklarından ötürü duyacağım acıyı da aynı şekilde zevke dönüştürecekti.

Düzenini kaybeden nefeslerim, kâh şiddetleniyor, kâh kesiliyordu. Kapalı dudaklarımdan yankılanan inleme seslerime engel olamıyordum.

Yaklaşık on beş dakika devam eden bu dayanılmaz işkence, artık sahibinin kim olduğu fark etmeksizin, kalınca bir penisin içime sertçe girmesi için yalvaracak duruma getirmişti beni.

" Yeter artık! Derdin ne amına koyayım! Sikeceksen sik!!! "

Her zamanki gibi ses yoktu. Makine çalışmaya devam ederken aynı koca eller, bu kez yağa batırılmış halde önce kalçalarıma yerleşti. Bel hattımı kısa bir turladı ve karnımın üzerinden, muhtemelen cazibemin zirveye çıktığı noktaya doğru uzandı; sert ve iri uçları, açık kahve tonundaki geniş halkalarıyla işkencecime meydan okuyan koca göğüslerime... Nazik ve hafifçe ovalıyor, arada uçlarını sıkmayı da ihmal etmiyordu, ancak dindirmeyi aklından bile geçirmediği zevkim, aklımı kaybetmeme neden olacak derece yükselmişti.

" Bu yaptığın anlamsız... Dayanamıyorum artık, ne yapacaksan yap da kurtulayım! "

Tümden kavradığı memelerimi var gücüyle sıktı ve kendine doğru çekti. Bu sırada penisini kalçalarımın arasında hissetmiş ve bir kez daha zevkle inlemiştim.

Nihayet göğüslerimi bırakıp makineyi de kapattı. Amacını anlamadığım bu eylemleri sorgulamak şöyle dursun, aklım sadece Güven'in durumundaydı. Kendimin ve işkencecinin oyuncaklarının dışında bir ses duyamıyordum. Ne var ki, bu kez hepsinden farklı bir ses, kulak zarlarımı kaşındırmış, bütün vücudumun aniden irkilmesine neden olmuştu. Korkunç bir şaklama sesiydi bu. Sadece üç kez duyulduktan sonra kısa bir sessizlik oldu.

Ardından, üzerime dokunan bir deri parçası, göğüslerimi çepeçevre sarıp iyice sıkarken içimdeki korku bu kez daha da fazla büyümüştü. Muhtemelen çıkardığı kemeriyle beni bir güzel dövmeyi planlıyordu.

Geri çekilip bir şaklama sesi daha çıkardı ve sadece on saniye için bekledi. Bu sessizlik benim için fırtına öncesi sessizlikti ve muhtemelen işkencenin zirvesini görmeme az kalmıştı.

EVLİLİK BELASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin