Kaslı kollarındaki tüm gücüyle indirdiği ilk darbe, göğüslerimin tam üstüne çarpmıştı. Başka bir soru sormadı. O an sadece, aylarca elleriyle okşayıp öptüğü göğüslerimi kırbaçlamak istiyordu.
Zerre kadar acımadan yaptığı sonraki vuruşlar, iki göğsümü bir sağından, bir solundan vuruyor, ben zevkle inledikçe o da daha sert vuruyordu. Her vuruşunda geriye giden başım, kıvrak bel hareketlerim, sallanan ve vurdukça kızaran göğüslerim, muhtemelen onu büyülüyordu. Yaklaşık on dakika hiç de rastgele vurmadığı kırbaç darbelerinin tamamı, göğüslerimi sağdan, soldan ve tam üstünden defalarca vurmuştu. Nihayet yorulduğumu görünce, o da durup nefeslendi.
" Yasemin... "
Sinirinden ötürü nefesleri şiddetliydi.
" NEREDE! "
Pes etmeye niyetim yoktu. Bildiğimi okudum.
" Ananın amında! "
Elindeki kırbacı öfkeyle fırlatıp odadan çıktı ve az sonra iki kova suyla geri döndü. Birinin üzerinden tüten dumanlar, suyun sıcak olduğunu işaret ediyordu. Önce o kovayı aldı ve olduğu gibi üzerime döktü. Hayli sıcak olan su, diğer bölgelerden çok, bir saattir kırbaçlanan göğüslerimde hissettiğim aşırı bir yanma hissi oluşturmuştu. Ağzım bir karış açık halde, tuttuğum nefesimi çığlık çığlığa soludum, fakat Güven durmadı. Diğer kovadaki -muhtemelen- soğuk suyu da üzerime boşalttı.
Kaskatı kesilmiş halde hareketsiz kalmıştım. Mayışık halimden de eser yoktu. Adeta adrenalin iğnesi yemiş bir dövüşçü gibi dimdik durmuştum.
Takiben geçen bir kaç dakika içinde, vücudumdaki değişimleri izlemek için olduğu yerde durdu. Bu sırada titrememden eser kalmamış, göğüslerim, uçlarıyla birlikte yeniden büyüyerek dik ve sert formunu kazanmıştı. Güven pis pis gülerek bakıyordu onlara.
" Hadi devam edelim. "
Yere bıraktığı kırbacı aldı ve bu kez, karnıma, bacaklarıma ve göğüslerime rastgele vurmaya başladı. Yine acı içinde ve zayıflamaya başlayan irademle zor durumdaydım.
Beş dakika sonra hala nemli olan vücudumdaki her noktanın hafifçe kızardığını gördüğü halde, bununla yetinmemişti. Yaklaşık 70 santim uzunluğunda, ince ve sert bir sopa çıkararak bir kez daha karşıma geçti.
" Ben bu işten vazgeçmem. Sen ise ne kadar dayanabileceğini bile bilmiyorsun. Direnişin uzun sürmeyecek Pınar. "
Bağlı olan sol elimle orta parmak çekip kararlı bir duruşa geçtim. Bu deliceydi, zira o ince sopanın hedefi de, tam olarak göğüslerimdi. Kısaca hangi akla hizmet direndiğim konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu.
Eliyle yaklaştırıp uçlarını ezerek iyice keyiflenmişti. İsabet almak için altına doğru yerleştirdiği sopanın yerini belirlediğinden emin olunca elini kaldırdı. Biraz da korkuyla yeniden dudaklarımı ısırmış, Güven'in davranmasını bekliyordum. Sopayı indirmesiyle inlemem bir olmuştu. Bu seferki daha çok can yakmış olsa da, bir yanım hala bu işkenceden zevk alıyordu. Sırf bu yüzden direndiğimi kabullenebilirdim sanırım.
" Bu seni konuşturur değil mi? "
" Dene de gör! "
Yeni yetme bir çift karpuz gibi duran göğüslerimin üzerine koyduğu sopayı, bu kez tam tepeden indirdiğinde, sikilen bir bakire gibi böğürmüştüm ve zevkim resmen katlanmıştı. Dayak arsızı olduğumu söyleyemezdim ama, zirvede çakılı kalan libidom, içimde bastırdığım öfkem ve Güven'in delirmiş gibi bana saldırması... Anlam veremediğim bir zevk alıyordum bu dayaktan. Duyduğum acı artık neredeyse umurumda değildi.
Yine de Güven kendinden emin ve takatim kesilip bayılıncaya kadar da dayağı sürdürmeye kararlı görünüyordu. Okkalı bir vuruş için yeniden hazırlandığında ayak parmaklarım da dahil olmak üzere kendimi olabildiğince kasıp gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVLİLİK BELASI
Mystery / ThrillerBir BDSM Hikayesi... Uyarı : Bu kitap yetişkinler için uygun olup, 18 yaşından küçük bireylerin okuması ve etkilenmesi durumunda, şahsıma yönelik olumsuz bir eleştiri veya sorumluluğu kabul etmiyorum.