HESAPLAŞMA

6.8K 37 0
                                    

Göğüslerimde keskin bir acı hissi için beklenti içindeydim, fakat sadece bir soru cümlesi işitmiştim. Geçmişimi hatırlatan, can sıkıcı bir soruydu.

" Yasemin'i hatırlıyor musun Pınar? "

Sarsıcı ve sinir bozucu bir konu açılmıştı. Neden kaçırıldığımı, neden kamçılandığımı düşünürken o kamçıyı tutan elin Güven'in eli olduğunu öğrenmiş, bir de üstüne bu anlamsız soruyla karşılaşmıştım. Elbette basit ve sıradan bir soruyla cevap vermek dışında aklıma bir şey gelmemişti.

" Kaç yıl geçtiğinin farkında mısın? "

" Önemli olan bu mu sence?! Bana doğru dürüst cevap ver! "

" Hatırlıyorum ama neden soruyorsun? Biz evlendik ve... Şuan bana yaptıklarına bak, derdin ne oğlum senin? "

" Yasemin'i ne kadar sevdiğimi bildiğin halde Orkun'u ona yamadığını inkar edemezsin. Pişman olacaksın Pınar! "

Aynadan gördüğüm kadarıyla sol elindeki kamçıyı kaldırıp havada çevirmek suretiyle hızlandırdı ve bana doğru savurdu. Hayli sert gelen kamçı, vücudumu bir tur sarmış, kalın ucu ise, tavan yapan libidom yüzünden büyümüş ve halkaları belirginleşmiş göğüslerimin üstüne çarpmıştı. Aldığım zevk mi yoksa duyduğum acı mı daha fazlaydı emin değildim ama zevk aldığımı kesinlikle inkâr edemezdim.

" Sevmiyorsan neden benimle... Dur biraz, ciddi olamazsın? Bu yüzden mi evl... "

Ben fark etmeden havalandırdığı kamçısı sol göğsümü alt kısmından vurmuştu. Sıktığım dişlerimin arasından çılgınca bir çığlık koparıp tuttuğum nefesimi bıraktım.

" Hah, tam üstüne bastın! Senin kadar Yasemin'e de kinli olduğum ayrı bir gerçek. Kim bilir şimdi ne yapıyorlardır? "

" İnan bana çok mutlular. Sen ise tam bir zavallısın. "

Hiç çenesini yormamıştı bu kez. Sadece kaldırdığı kamçısını ilkinde olduğu gibi göğüslerimin üstüne yapıştırmakla karşılık verdi. Duyduğum şaklama sesi, vücudum için hissettiğim bariz bir endişe yaratmıştı. Zira aynadaki yansımasına baktığımda, göğüslerimin ortasından geçen belirgin ve kırmızı bir iz görmüştüm. Kapalı ağzımı açtığımda yorgun bir ses tonuyla inledim.

" Şimdi bir daha söyle bakalım, kim zavallıymış Pınar Hanım? "

" Buna daha ne kadar devam edeceksin? Eline geçen nedir salak herif?! "

" Sen bayılana kadar, çünkü bundan zevk alıyorum! "

" Hastasın oğlum sen! "

" Fazla konuşuyorsun Pınar! "

Çevik bilek hareketleriyle bir sağımdan, bir solumdan sardığı kamçı, en ufak bir sapma olmaksızın göğüslerimi aynı noktadan iki kez vurmuştu. Acı içinde, kanama olup olmadığına bakmak için başımı kaldırdım. İzler artmaya başlamıştı ama herhangi bir kanama yoktu. Duyduğum zevk ise, artan yorgunluğumun aksine yavaş yavaş azalıyordu.

" O mereti nasıl böyle kullanabiliyorsun? Çok mu Indiana Jones seyrettin? "

Uzun sayılacak sessizlikte, konuşma sadece elindeki kamçı ve göğüslerim arasında geçiyordu. Bir karış açık ağzımdan kopan çığlıklar ve her kamçı darbesinde bir aşağı bir yukarı salınan göğüslerim, muhtemelen Güven'e, tarifsiz bir zevk veriyordu. Bir sağdan bir soldan savurduğu kamçısı hedef şaşırmadan göğüslerimi vurmayı sürdürüyordu ve artık iz oluşmamış yer de kalmamıştı.

Nihayet başım önüme düşüp sesim kesildiğinde, yanıma geldi. Omzumdan tutarak kendine doğru çevirdi ve başımı kaldırdı. Sinsice sırıtmasına o kadar kızmıştım ki, dayanamayıp gözünün altına gelecek şekilde tükürdüm.

Hiç belli etmese de feci halde kızmıştı. Yerdeki siyah çantanın içinden at kuyruğuna benzer başka bir kırbaç çıkardı ve tam karşıma geçti. " Şuna bak " dedi yine sırıtırken, " hamile memeleri kırbaçlamak da ayrı bir zevkli oluyormuş. "

Elindeki uzun ve saçaklı kırbacı kaldırırken dudaklarımı ısırıp gözlerimi kapattım.

EVLİLİK BELASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin