2. SEZON
Açık ekranın karşısında, ona bakan bir çift göz görünmüyordu. Aslında, o gözler az sonra masanın üzerine yaslanmış, uyur vaziyetteki genç adamın yorgun gözleriydi ve henüz yumulalı beş dakika olmuştu. Ancak bu uzun sürmeyecekti.
Saatin kaç olduğunu umursamayan ani bir arama, uyuyan kişiyi hızla kaldırdı. Sersem halde bir sağa sola bakınan gözleri yorgunluğundan acıyor olmalıydı. Yine de umursamadı, çekmecede şarja takılı olan telefonunu çıkardı ve arayan kişiye bile bakmadan açtı.
" emredin başkomiserim. "
" Şu kayıp kızlardan birinin telefon sinyalini aldık. Çocuklara da haber ver, çıkın hemen! "
Telefon, bir cevap alınmaksızın kapanmıştı. Genç polis yerinden fırlayıp odasına gitti. Diğer iki arkadaşı da uyuyordu.
" Erman, Bartu, çabuk uyanın. Şevket başkomiser aradı. Gidiyoruz! "
İkilinin kalktığını görünce yan odaya daldı ve oradakileri de uyandırdı. Beş polis koşar adım otoparka yönelip, bir ekip otosuna binerek karakoldan ayrılmıştı. Kısa süre sonra aralıksız yapılan anonslarda, bir fidye vakası olduğu düşünülen durum hakkında detaylı bilgiler veriliyordu. 'Tüm ekiplerin dikkatine, kaçırılan kızlar; Sinem Arıca, Pınar Demirbay, Yasemin Gökçeli... Biri hamile... Tekrar ediyorum, bu bir rehine vakası olabilir!' Anons tekrarlanırken, ekibi uyandıran polisin telefonu bir kez daha çaldı.
" Emredin başkomiserim. "
" Ufukevler, Zarifağa sokak 12 numara. Biz gelmeden müdahil olmayın. "
" Anlaşıldı başkomiserim! "
Siren kapatılmıştı. Suçluların hazırlıksız yakalanması için verilen bu emir, aracın otoyolda hızlı ilerlemesini engellese de emirsiz iş yapılamazdı.
Yirmi dakika sonra ıssız bir sokağa giriş yapan araç, motorunu kapattı. İçindeki beş polis için sabırsızlık söz konusuydu, ancak uzun sürmedi. Karakol amiri Rıfat Başkomiser, yanındaki üç polisle sokağın diğer tarafından giriş yapmıştı.
Bir araya gelen ekip dörder kişi olacak şekilde evin etrafını çevirdi ve başkomiserin işaretiyle içeri girdi. Ancak, kapılar halihazırda açıktı.
Rıfat başkomiser usanç içinde yüzünü buruşturdu. " Kaçmışlar! " diye bağırdı öfkeyle.
" Nasıl ulan? Geleceğimizi nasıl haber aldılar?! "
" Başkomiserim, burada bir kamera var! "
Apar topar ön odaya koştular. Köşedeki tripod üstü kamerayı gören Rıfat başkomiserin kafası bir hayli karışmıştı. Kıstığı gözleriyle duvarların kenarlarına baktı. Neredeyse hiçbir eşyanın bulunmadığı evde kameranın ne işi olabilirdi ki?
" Kayıt var mı bakın çabuk! Siz de diğer odaları arayın. Ben buradan elim boş dönmek istemiyorum. Davranın! "
Kamerayı bulan polis, kaydı başlatıp bir kaç saniye izledikten sonra donup kalmıştı. Onun sessizliği başkomiserin de tepkisini çekti.
" Oğlum ne bakıyorsun aval aval? Kayıt var mı yok mu? "
" Kendiniz izleseniz daha iyi olacak başkomiserim. "
Kamerayı alan başkomiser, kaydı tekrar başlatıp izlemeye koyuldu. Görüntülerde rehinelerden birinin bileklerinden tavana asılı halde çırılçıplak durduğunu görünce kendisi de küçük bir şaşkınlık yaşamıştı.
" Bu ne amına koyayım?! Fidyeci diye düşünürken tecavüzcülere mi denk geldik? Sizi bir elime geçirirsem... "
Bu sırada kadının göğüslerine inmeye başlayan kırbaç darbelerini görünce gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Kadın çığlık çığlığa bağırıyor, çırpınıyordu.
" Orospu çocukları! Kadına işkence yapıyorlar. Kim ulan bunlar?! "
Birden işkenceye ara veren anonim kişi, küçük bir kahkaha attı ve konuşmaya başladı.
" Bizi mi arıyordunuz? Az daha erken gelemediniz değil mi? Hahahhaha! "
İşkence kaldığı yerden devam ediyordu. Başkomiser öfkeyle kamerayı yanındaki polise uzattı.
" Başka bir şey bulabildiniz mi? "
" Herhangi bir kanıt yok başkomiserim. "
" Allah kahretsin! Toplanın, merkeze dönüyoruz. "
Evden çıkıp araçlara binerek sokaktan çıktılar. Yarım saat sonra karakolun kapısında büyük bir hareketlilik vardı. Rıfat başkomiser, bir el işareti ile herkesi arkasında toplayarak odasına girdi. On kişilik bir polis ekibi, masanın etrafına toplanarak oturdu. Rıfat başkomiserin öfkesi hala üzerindeydi. Konuşmaya nereden başlayacağını düşünerek yerine oturdu.
" Bu itleri yakalayamazsak terfileri, izinleri, zamları unutun, anladınız mı? "
Grup koro halinde cevaplamıştı bu emri.
" Emredersiniz başkomiserim! "
" Kadınların üzerine kayıtlı numaraları izlemeye devam edeceğiz. Ne kadar tanıdığı varsa ifadeye çağırın. Sabah ilk iş bu saçmalıkla ilgili bulabileceğiniz her şeyi masama getirmek olacak. "
" Emredersiniz başkomiserim! "
" Gidip dinlenin. Yarın uzun ve yorucu bir gün olacak. "
Ekip birer ikişer kalkarak odayı terk etti. Sonunda yalnız kalan Rıfat başkomiser, masasından kalkmadan kolunun üzerine başını koyup derin derin düşünerek uykuya dalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVLİLİK BELASI
Mystery / ThrillerBir BDSM Hikayesi... Uyarı : Bu kitap yetişkinler için uygun olup, 18 yaşından küçük bireylerin okuması ve etkilenmesi durumunda, şahsıma yönelik olumsuz bir eleştiri veya sorumluluğu kabul etmiyorum.