1. Bölüm KIRIK ÇERÇEVE

419 134 61
                                    

"İnce düşünen insanlar hep daha çok incinir."
                                    -Osho

Okuduğum kitabı elime alarak yatağımdan kalktım. Penceremin yanına gidip içeriye güneşin girmesi için perdelerimi açtım. Saatin kaç olduğunun benim için bir önemi yoktu. Ne de olsa okula, işe yada başka bir yere gitmiyordum. Daha doğrusu gidemiyordum.

Bundan 3-4 yıl öncesine kadar herşey normaldi, tabi annem sokakta öldürülene kadar. Annemin nasıl öldürüldüğü hakkında en ufak bilgim yok. Babam bana sadece annemin sokakta öldürüldüğünü söyledi, o günden beri dışarıya çıkmam yasak. Babam dünyanın eskisi gibi olmadığını artık her yerde kötü insan olduğunu söylüyor. Bu durumdan şikayetçiyim. Tabi 3 yıldır dışarıya çıkmadığım için insan belli bir süreden sonra alışıyor. Aslında ben dışarıya çıkıyorum. Bir tek dışarıya değil farklı evrenlerede kitaplar sayesinde gidiyorum.

Ormanın içinde ahşaptan oluşan küçük bir evimiz var. Evimiz küçük olduğu için haliyle odalarda küçük ve az.

Masamın üzerindeki solmuş çiçeklere bakarak suratımı astım. Bunları babam dışardan 1 hafta önce getirmişti ne çabuk solmuşlar, tabi böyle bir odada güneş bile içeriye zor girerken çiçekler canlı kalsa şaşırırdım.

Babam terzi, ormanın hemen ilerisinde dükkanı var.
Babam daha işe gitmemişti, belki sorsam bir günlüğüne beni de yanında götürür.
Odamdan çıkınca mutfakta gazete okuyan babamı görüp hızlı adımlarla yanına gittim babamla çok sık sohbet etmezdik yanına gelince bir şey sorucağımı anladı. Babam kumral, kahverengi gözlü, uzun boylu bir adamdı. Annem ise babamın aksine sarışın, yeşil gözlü ve oldukça güzel bir kadındı. Bense ikisine de benzemiyordum, kızıl saçlarım ve deniz mavisi gözlerim var.

Babam sorucağım şeyi merakla bekliyordu onu fazla bekletmemek için direk söze girdim. "Baba bende seninle bugün dükkana gelebilirmiyim, biliyorum çıkmamı istemiyorsun ama uzun zamandır evden dışarı çıkmıyorum"

Babam sorduğum soruya sinirlenerek "Eda seni dışarıya çıkmana izin vermemenin sebebini çok iyi biliyorsun. Lütfen bu konuyu bir daha açma."

Babamın söyledikleriyle hızla mutfaktan çıktım. Koridorda annemin asılı bir fotoğrafını gördüm, Annem her zaman tebessüm ederdi mutsuz olsa bile yüzünde gülümsemesi hiç solmazdı. Acaba gerçekten mutlumuydu yoksa öyle mi görünmeye çalışırdı, Annemin hiç ağladığını görmemiştim.

Annemin resmine bakarken gözlerim dolmuştu. Belki annem hayatta olsaydı bunların hiç biri başımıza gelmezdi.

Odama gidip çekmecemden not defterimi alıp birşeyler çizmeye başladım. Bir şeyi kafama takınca unutmak için ya kitap okur yada resim çizerdim.Resmim bitince son haline baktım, elinde bir demet papatya tutan bir kız çizmiştim. Resmim bitince yatağıma kendimi bırakıp düşünmeye başladım.

Bu hayatta beni mutlu eden şeyler çok azdı çiçekler, kitaplar ve sanırım bu kadar.
         
       
                           ❀꫶̯͙ࣺ˖̑͡  
  
Sıçrayarak uyandım yine kabus görmüştüm. Son iki gündür her yattığımda annemin ölü bedenini görüyordum. Elimi terleyen alnıma götürüp sildim,
yanımdaki saate baktığımda gece yarısı olduğunu anladım. Çok susamıştım.

Odamdan sessiz bir şekilde çıktım koridorda yürürken babamın odasının kapısının kapalı olduğunu farkettim. Bu duruma şaşırmıştım çünkü babam hep kapısı açık uyurdu. Sessiz adımlarımla kapısının önüne gidip kapıyı yavaşça açtım. Babam odasında değildi, her yerin ışığını açıp babamı aradım muhtemelen işi uzun sürmüş ve dükkanda uyumuştur.
İşleri yoğun olunca eve gelmekle uğraşmaz dükkanda uyurdu.

YAŞAM ÇİÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin