4.Bölüm KAÇIŞ

170 113 9
                                    

Yorulmuştum.
Bunun sebebi saatlerdir yürümem olabilirdi ama yorulmuştum işte. Gece gece tek başıma sokakta gezmek istemiştim. Safir ilk başta buna izin vermemişti ama bir şekilde ikna etmiştim.

Ellerimi kabanımın cebine atmış sokak lambalarının aydınlatamadığı sokaklarda yürüyordum. Kendimi esas şuan kimsesiz hissediyordum ki zaten kimsesiz'im annem öldü, babam ben evden kaçtım diye muhtemelen seviniyordur. Safir ise bilmiyorum onunla ilgili bildiğim tek şey bana değer veriyor. Hayatımda ilk defa annemden başka birisi bana değer veriyor. Ne yapacağımı nasıl davranmam gerektiğini bazen bilemiyorum. Ama bu ikizler burcu olmamla da alakalı olabilir.
Eskiden de yani ben liseye giderken de çok arkadaşım yoktu hatta düşününce hiç yoktu.

Hava gittikçe soğuyordu. Ama benim eve gidesim yani Safir'in evine gidesim yoktu.

Dar ve yokuşlu bir sokaktan geçerken arkaları dönük uzun boylu 2 kişiyi gördüm ve geri geri geldiğim yöne gitmeye başladım. Onlardan korktuğum için ses çıkarmadan küçük adımlarla geri gidiyordum.

Birden birine çarptığımda korku içinde arkamı döndüm kafamı kaldırıp kime çarptığıma baktım. Gördüğüm yüzle içime bir güven yayıldı. Safir gelmişti. Beni nasıl bulduğunu bilmiyordum ama iyiki buradaydı.

Bir elini omzuma attı ve birlikte korkup kaçacağım yoldan yürümeye başladık. Ne o konuşuyordu ne de ben sadece yürüyorduk. Hava soğudu için Safir'e daha çok sokuldum. O da üşüdüğümü anlamış olacak ki beni koluyla sardı.

Nihayet eve gelmiştik saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama çok yorulmuş ve uykum gelmişti. Odama geçip üzerimdekileri çıkarıp rahat ve sıcak bir şeyler giydim.

Yatağa yattığım an uyumayı düşünüyordum ama uyuyamıyordum. Çok uykum olmasına rağmen neden uyuyamıyordum bilmiyordum.

Daha fazla yatakta bir oraya bir buraya dönmemek için yataktan kalktım Safir'in uyuduğunu düşündüğüm için yavaşça kapıyı açtım. Her yer karanlıktı ama salondan televizyon ışığı geliyordu.
Sessiz bir şekilde salona gittim. Safiri koltukta otururken görmeyi beklemiyordum. Ben ona şaşkınca bakarken oda bana bakıyordu. Yanına gidip oturdum. Bana göz ucuyla bakıp "uyuyamadın mı?" Diye sordu bende başımı salladım. Yanında duran battaniyeyi alıp üstümüzü örttü.

"Sende uyuyamadın galiba" diye sorduğumda oda başını salladı ve "O zaman birlikte film izleyelim" dedi
"Tamam o zaman sen bir film bul bende mısır patlatırım" dedim
Bana bakıp "Mısır patlatmayı biliyormusun?" diye sordu bende gülerek "Mısır yapmakta ne var hemen yaparım" dedim oda gülerek "tamam dikkat et kendini yakma"

Mısır patlatmada ne var ki çok kolay diye kendi kendime söylenerek mutfağa gittim. Orta boy bir tencere çıkarıp yağ, tuz ve mısırları koyup beklemeye başladım. Tencereden sesler gelmeye başladığında ne olduğunu anlamak için tencereye yaklaşarak baktım. Çok geçmeden yüzüme mısırlar sıçramaya başlayınca çığlık attım. Yüzümü yakmışlardı. Benim çığlığımı duyan Safir koşarak yanıma geldi. Ne olduğuna bakınca tencerenin kapağını kapattı.

Bana endişeli gözlerle bakıp "iyimisin bir şey oldumu" diye sordu bir elimi yanağımdan çekmeden "bu mısırlar yanağımı yaktı" diye isyanla söylendim. Safir yanağımdaki elimi çekip hafifçe öptü.

"Sen geç koltuğa otur ben yanağın için buz getiririm" dedi
Başımı salladım ve salona gittim. Televizyon'un yanındaki aynadan acıyan yanağıma baktım. Kızarmıştı buz koyunca geçer diye düşündüm.

YAŞAM ÇİÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin