9.Bölüm KİRAZ AĞACI

18 5 5
                                    

Duyduğum bağırış sesleriyle yataktan kalkmam bir oldu. Kaldığım odadaki pencereye gidip perdeyi açtım. Bahçede 3-4 takım elbiseli kişi vardı muhtemelen onlar korumalardı ve bir adamı tutmaya çalışıyorlardı. Tutmaya çalıştıkları adamın kim olduğunu görünce vücudum birden öfkeden kıpkırmızı oldu. Tutmaya çalıştıkları adam Safirdi.

Hava biraz soğuk olduğu için üzerime kalın şeyler giydim ardından odadan çıktım.

Aşağı inmemle orta yaşlı bir kadının beni tutması bir oldu. Kadın iki omzumu nazikçe tutup "Eda hanım bahçeye çıkmanız yasak Halas Bey'in kesin emri." Dediğinde konuşmam uzun sürmedi "O kim oluyorda beni buraya tıkıyormuş."

Kadın mahçup bir ifadeyle "Çok üzgünüm ama çıkmazsınız."
"Tamam bari dışarda ne olduğunu söyle." Safir'in geldiğini biliyordum ama neden geldiğini merak etmiştim. Kadın "Halas Bey'in kardeşi gelmiş onu soruyordu. Halas Bey'in de acil işi olduğu için evde değil o yüzden onu içeri almıyoruz."
Başımı salladım ve mutfağa gittim. Aklımdaki planı uygulama zamanıydı. Burda kaldığım günler boyunca evi iyice gezmiştim. Ve mutfakta bir çıkış kapısı daha olduğunu görmüştüm.

Mutfağa girdiğimde boş olduğunu görünce iyice rahatladım. Çıkış kapısına gittim ve arkamdan kapıyı geri kapattım.

Dışarıya çıktığımda önce etrafa baktım ardından bir yol seçim yürümeye başladım. Nereye gideceğimi bilmiyordum ama içimden bir ses gitmemi söylemişti.

Yaklaşık yarım saattir hiç bilmediğim sokaklardan yürüyordum. Çok geçmeden başka bir sokağa girdim ama çıkmaz sokaktı tam geri dönecekken arkamda 2 adam görünce durdum. Adamların ikiside kilolu ve kısalardı Halas'ın evinde gördüğüm Korumalardan çok daha korkunçlardı. Korkudan ne yapacağımı bilmediğim için tam çığlık atacakken adamlardan biri ağzımı bir bezle kapattı.

Gözlerimi rahatsız edici bir sandalyede açtım. Etrafa baktığımda terk edilmiş bir bodrumda olduğumu anladım o kadar pistiki etraf şuan kullanıldığını düşünmüyordum. Hareket etmek istedim ama elimdeki ve ayağımdaki ipler buna izin vermedi. Ben sandalyeden kurtulmaya çalışırken tahta kapı büyük bir gürültüyle açıldı. İçeriye yaşlı bir adam ve beni kaçıran 2 adam girdi. Yaşlı adam beni görünce gülümsedi ardından "Hoşgeldin Eda Onat." Adama kınayan bakışlar atıyordum. Adam diğerlerine dönüp "Bekleyin çetin birazdan gelir. Benim çok işim var." Dedi ve gitti. Yaşlı bunak gittikten sonra çetin dedikleri adam geldi. Uzun boyluydu ve yüzünde çok büyük bir dikiş vardı.

Bana bakıp "Seninle anlaşma yapalımmı Eda." Dedi sesi kendisinden daha korkunçtu. Gözlerimle ağzımdaki ipi gösterip açmasını işaret ettim. Adam güldü ve "Onu unutmuşum." Dedi ve ağzımdaki ipi çözdü.

"Gelelim anlaşmaya. Bize Halas'ın kaldığı evi söyle bizde seni bırakalım."
Kısa bir kahkaha atıp "Çok isterdim yerini söylemek ama yer tarifi konusunda çok kötüyüm." Adam isterse beni şuracıkta öldürebilirdi ama umrumda olmadı. Bana yaklaşmasını işaret ettim. Adam yanıma gelip eğilince "Ve de biraz unutkanım." Adam sinirle bana baktı. Arkadaki bekleyen adamlara dönüp. "Siz halledin." Dedi ve gitti.

Adamlardan birisi yanıma yaklaşıp "Halas'ın evi nerede!" Sinirle söyledikleri karşısında "Hiç bilmiyorum." adam anında suratımı tutup sıktı "Oyun oynamanın sırası değil." Kaşlarımı kaldırıp "Tamam sırası gelince söylersi-" cümlemi bölen şey yanağıma attığı tokattı.

Arkasında bekleyen adama bakıp "Gidelim. Eda Onat uzun süre misafirimiz olacak."

Burnumdan bir sıvının aktığını hissedince burnumun kanadığını anladım. O kadar sert vurmuştu ki yanağımın morardığına emindim.
Ama ne yaparsa yapsın Halas'ın evinin nerede olduğunu söylemeyecektim. Annemin katilini bulmak için ona ihtiyacım vardı.

2 gün sonra

Kapının sertçe açılmasıyla uykulu gözlerimi hafifçe araladım. Gördüğüm kişiyle gözlerimi tamamen açtım ve dudaklarımdan o isim dökülüverdi "Halas." İçeriye girdiğinde hiç bir şeye bakmadan yanıma geldi ve önce bağlandığım sandalyedeki ipleri çözdü ve ardından iki eliyle yüzümü tutup bana bakmaya başladı. Korkmuş gibi görünüyordu. Koyu gri gözleri bir süre yanağımda oyalandı. Gözleri anında gri'nin en koyu tonuna büründü. Gözlerini yanağımdan çekip "O adam mı yaptı?" Dediğinde başımı hayır anlamında salladım.

"Korumalardan birisi" dediğimde beni hızlıca kucağına aldı. Hiç zorlanmadan merdivenleri de çıktıktan sonra beni yere indirdi. Tam karşımda beni kaçıran korumaları görmeyi beklemiyordum. Adamların ikisininde elleri ve ayakları bağlı yere çömelmişlerdi. Arkalarında da yüzünde siyah kar maskesi olan uzun boylu bir adam vardı. Adamın elinde de bir silah vardı. Halas'ı görünce elindeki silahın tetiğini çekti. Ardından Halas bana döndü ve çatık kaşlarla "Hangisi yaptı." Diye sordu. Şuan olduğumuz durumdan ne kadar korksamda sağ tarafta duran adamı işaret ettim. Halas elinde silah olan adama bakıp "ikisini de öldür Hakan." Dedi. Endişeli bir şekilde Halas'a dönüp "Diğeri bir şey yapmadı ama!" Dedim gerçekten de diğer adam bir şey yapmamıştı. "Engel olsaymış o zaman." Dedi ve elimi tutup bu harabe evden çıkardı.

Siyah bir arabaya bindik. Bizden sonra Hakan denen adamda geldi ve araba hareket etti. Arabayı kullanan kişiye baktığımda bahçede bekleyen korumalardan biri olduğunu anladım.

Halas ve ben arkaya oturmuş, Hakan da ön koltuğa oturmuştu. Kafamı cama yaslamış olanları düşünüyordum. Şu 1 sene de başıma gelmeyen şey kalmamıştı, gerçi eskiden de pek normal hayatım olduğu söylenemezdi. Ben düşünmeye dalmışken Halas'ın "Eda" dediğini zor duymuştum. Bakışlarımı camdan çekip ona döndüm. Elinde bir poşet vardı poşeti gösterip. "Kiraz yermisin?" Diye sorduğunda "Biraz önce neler olduğunun farkında mısın?" Diye sordum.

Poşetten çıkardı kirazdan azına atıp "Hayır diceğini düşünmemiştim." Dediğinde yediği kirazlara bakıp elindeki poşeti bir hışımla çektim. "Hayır demedim zaten." Elinden aldığım kirazları yerken onun güldüğünü duydum ama tenezzül edip bakmadım. Çok geçmeden "Anladım ki hâlâ kiraz yemeği çok seviyormuşsun." Dedi ve birden sustu. İkimizin aklına da o anı gelmişti.

Küçük kız annesinin ve komşuların onu arayışını umursamadan çıktığı kiraz acında teker teker kopardığı kirazları yiyordu. Eda yüksekten çok korkardı ama konu kiraz yemek olunca yükseklik korkusu bir anda gidiyordu. Her kiraz yediğinde elini beyaz elbisesine siliyor güzelim elbiseyi mahvediyordu. Annesinin elbisesini mahvettiğini görünce kızcağını bilsede pek umursamıyordu. Herkesin onu aramasına şaşırmıştı oysa o sadece arka bahçelerindeki kiraz acına tırmanmış kiraz yiyordu. "Eda!" Yakından gelen sesle kafasını aşağıya eğdi ve anında Halas'ı gördü. Oda endişeyle herkes gibi Eda'yı arıyordu. Eda'nın yerini söylemesi gibi bir planı yoktu ama Halas'a bakarken elinde tuttuğu bir kiraz Halas'ın kafasına düşmüştü. Halas tabi anında kafasını ağaca çevirmişti ve üstü başı kiraz yemekten pembe olmuş Eda'yı görmüştü. Eda'nın düşmesinden korktuğu için endişeyle "Eda! Düşeceksin aşağıya in!" Dedi ama Eda onu pek umursamadı. Eda küçücük elinde tuttuğu kirazları gösterip "Kiraz yiyorum." Dedi Halas derin bir nefes verip "Sen Çalıkuşumusun kızım! İn aşağıya!"

Anılar anında zihnimi terk edince elimde tuttuğum kirazları yemeğe devam ettim. Yandan Halas'a baktığımda onunda hafifçe öksürüp kendine gelmeye çalıştığını gördüm.

Arabanın aniden durmasıyla Ön koltukta oturan Hakan'ın "siktir" dediğini duydum. Halasda benim gibi ne olduğunu bilmediği için anında arabadan çıktı. Gördüğüm şeyle aniden duraksadım. Birisi Halas'a silah doğrultmuştu. Silahı doğrultan kişinin kim olduğuna bakmak için arabadan çıktım. Gördüğüm yüzle donakalmam bir oldu.

Halas'a silah doğrultan kişi Safirdi.

_______________________

Eveett umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim❥

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAŞAM ÇİÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin