Hellooo, naber eriklerim?
İyi okumalar....
Son günlerdi bunlar, son dakikalar...
Sadece birkaç gün sonra veda edecektim buraya...
Farklı hissettiriyordu, korkutuyordu.
Sanki sadece buraya değil de tanımadığım kişilere hislerede veda ediyordum.
Oysa biliyordum ki vedalar bazen yeni başlangıçlara yol açardı.
Parmaklarım son bir kes daha gezdi bu masada. 5 ayımı vermiştim buraya ancak sanki hayatım boyunca buradaydım. Son bir kez dışarı baktığımda odanın bir duvarını kaplayan camdan derin bir nefes aldım.
Çantamı alarak odadan çıktığımda asansöre bindim. İznimden döndüğümde çalıştığım oda artık bana ait olmayacaktı.
Terfi almıştım, tasarımcılardan oluşan bir ekibin başına geçmiştim. Yeni bir odam yeni bir hayatım vardı artık. Her terfide olmayacaktı belki ama şu an yenilenmiş gibi hissediyordum.Bugün Eric ile tanışalı 7 ay olmuştu. O mesajları atalı koca 7 ay olmuştu. Anlılarım zihnime aktığında gülümsedim kendi kendime. Zaman benim için hem ilaç hem zehirdi ancak onu bana getirerek en güzel hediyeyi vermişti. Dünden sonra yorgunluktan tutulmuş boynumu sağa sola yatırdım. Dün gece tüm aile toplanmış sabaha kadar terfiimi kutlamıştık.
Benim için ne kadar güzel bir gece olsa da sevgilim zor anlar yaşamıştı. Ege ve kız kardeşi gözlerinin önünde flörtleşince böyle olması normaldi.Artık daha iyi hissediyordum. Psikoloğuma ilaç kullanma gerek duymadan veda etmiştim. O gün boğazlarım tahriş olana kadar ağlamıştım. Göz yaşlarım kurumuştu, sesim kısılmıştı. Çok kötü bir haldeydim o günün sabahında. Eric'in yüzündeki ifadeyi unutamıyordum, nasılda korkmuştu?
Her zaman yaptığım gibi ona anlatmıştım her şeyi, her hatırladığım detayı.Benimle ağlayışını unutamıyordum hala.
O gün beni dinlemiş, benimle ağlamıştı. Ağlamaktan çöken bedenimi yıkamış, sıcak çorba yapıp boğazım için ilaç alıp içirmişti. Sabaha kadar beni göğsünde uyutmuş, nazik dokunuşlarla sevmiş. Yanımda olduğunu hissettirmişti.
Onun kolları arasında uyandığımda artık her şey farklı gelmeye başlamıştı. Karşımda tüm yaşlarım vardı ve bana gülümseyerek bakıyorlardı. Sanki bana haykırdıkları acıları hiç yaşamamışlardı. Sormuştum onlar ‘neden böylesiniz?’ diye. Onlar ise bunun benim yaptığımı açılan yarayı kapatıp onları acılarıyla kabullendiğimi söylemişlerdi.
Kabullenmiştim ve kesinlikle pişman değildim.
Eric'in evinde girdiğimde Ege ile maç izlediklerini gördüm. Gözlerim Pars’ı aradığında derin bir nefes aldım. Buraya beni bulmak için geldiğini söylemişti. İşleri yüzünden Fransa’ya geri dönmüş olsa da 2 haftada bir buradaydı. Ege'nin gözlerinin kapandığını gördüğümde çantamı bırakarak ona doğru yürüdüm ve başı düşmeden hemen önce yastık koydum.
Güldüm buruşan yüzüne, alışıktım abimin maç ortasında uyuya kalmasına. Sıkıldığı için değil ne kadar yorgun olursa olsun izlediği için düşüp kalırdı koltukta. Yüzüne düşen küçük saçları geriye iterek yanağına öpücük kondurdum.
Eric'le film izleyerek uyuma gibi bir huyumuz vardı ve bu yüzden salonda her zaman bir battaniye vardı. Onu alıp üzerini örttüğümde hızla sarılmıştı. Gülerek geri çekildiğimde belimde hissettiğim ellerle kendimi Eric’in kolları arasında bulmama bir oldu. Benimin üzerine bıraktığı öpücükle kalbim tekrar canlandığında başımı geriye atarak ona yaslandım.
Kolları tüm bedenimi sarıp sarmaladığında ellerimi kollarına doladım. Başını boynumdan ayırmayı sevmiyordu beyefendi. Karnımı okşamasıyla derin bir nefes aldım. Regl olduğumu bildiğini hep unutuyordum. Hafif kasılmalar dışında çok ağrı hissetmesem de o her seferinde masaj yapmadan duramıyordu.“Uyumak ister misin bir tanem? Yorgun gözüküyorsun.” diyerek saçlarıma bir öpücük daha kondurdu. Yorgundum ancak cevap vermedim. O bu sıralar çok çalışmıyordu ancak ben yeni sezon için taslak tasarlamaya başlamıştım. Sabahlayacağım günler kesinlikle yakındı. Kendimi havada bulmamla kollarımı hızla boynuna sardım. Beni yine konuşmadan anlamasıyla derin bir nefes verdim zira kalbim bu adama hiç alışmıyordu.
Yatak odasına girdiğinde ayağıyla kapıyı kapatarak beni yatağın üstüne bıraktı. Onun kokusuyla daha da mayışırken gözlerimi kapattım. Yüzümde hissettiğim eliyle yanağıma değen saç tellerim kayboldu. “Üstünü ben değiştirebilirim ancak makyajını senin halletmen lazım, sevgilim.” diyerek hatırlattığında yarım açık gözlerle oflayarak kalktım. O bu halime gülerken hızla makyajımı temizleyerek ihtiyaçlarımı giderdim. Buradaki geceliğimi giydiğimde saçlarımı salarak odaya geri girdim. O da yatağa yatmış beni bekliyordu.
Saat akşam 8’di ama ben çok uykuluydum. Hızla kolları arasına girdiğimde gülerek beni sardı. Yorganı üzerimize çektiğinde göğsüne sindim. Gözelerim hızla kapanırken saçlarıma bırakılan öpücükleri hissediyordum. Onunla her uyuduğumda yani neredeyse her gün duyduğum sözcüklerle uykuya daldım.
“Seni seviyorum, gün ışığım.”
Ama ben bunlara nasıl veda edicem ya..
Of of efkarlıyım arkadaşlar hiç hazır değilim.
Neyse ben gideyim, görüşürüz..
Instagram: elasu-gr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİSS YOU... /Texting
Short StorySiz: seni özledim 0527**: kimsiniz? . . Seni terk eden annenin hatırladığın numarasına mesaj atarsan ve attığın kişi türk asıllı bir ingiliz model olursa? . üstelik onun aile şirketine çalışmak için başvurmuşken