Naz'dan
Efe sınıfa geldiğinde gözleri kıpkırmızıydı sırasına yavaşça geçti ve sıraya kafasını koydu.
Ve sessizce ağlamaya başladı. Onun bu haline kıyamıyordum aksine şuan ona sarılmak istiyordum ama gururum buna izin vermiyordu.
Bir yanım ona nasıl kıyamadığımı ve affetmemi söylüyor diğer yarım ise onun beni değil Leyayı sevdiğini söylüyor.
2 ders boyunca kafasını kaldırmadı beni görmediği için rahatça onu izleme fırsatını bulmuştum.
Teneffüs zili çaldığında müzik odasında şarj kulaklığımı unuttuğumu fark edip müzik odasına doğru yürümeye başladım.
Girdiğimde Çağanın en yakın arkadaşı olan Mehmeti gördüm gitar çalıyordu.
"Vayyyy Mehmet sen gitar mı çalıyordun ya"
"Eh işte yenge yapıyoruz bişeyler"
"O yengelik işleri eskide kaldı ayrıldık biz"
"Yaa neden neyse sizi kim ayırabilir barışırsınız. Seninde sesin bayağı güzelmiş Çağan öyle bir anlattı ki var mısın bir düete?"
"Düet mi?" dedim gülerek
Kafa salladı ve gitar çalmaya ve beraber söylemeye başladık.
Efe'den
Bende Mehmet Salağının bir eşyası kalmıştı kendisi müzik odasından çıkmadığı için müzik odasına doğru ilerledim.
İlerledikçe bir ses büyülüyordu beni ve Nazın Sesinin olduğunu fark ettim onlara baktığımda beraber şarkı söylüyorlardı en yakın arkadaşım ve eski demeye dilim varmayan sevgilim:)
Vicdansız, o kadar güzel gülüp söylüyorduki içim gidiyor sanki...
Mehmetin eşyası ellerimden kaymaya başladı. Kimsem kalmadığına tekrar emin oldum...
Sonlara doğru dayanamıyıp hızla ordan uzaklaştım ve arka bahçeye gidip yine ağlamaya başladım:)
Yoruldum artık herkesin arkamdan bıçaklamasından, karar verememkten canımın acısından, en çokta gülüşü ile hayatımı aydınlatan kadının başkasına gülmesi acıttı canımı
Bir gün kapatıcam gözlerimi son nefesimi kendi rızam ile vericeğim Nazımın kollarında:)
Dayanamıyorum artık herşey ellerimden yavaşça kayıyor bense ağlayarak bunu izlemekten başka hiç bir şey yapamıyorum...
Küçükkenki masumluğumuzu özlüyorum. En ufak kavgada küssek bile yine barışmamızı özlüyorum....
Şimdi aşk hakkında bir belaya bulaştık. Ne masumluk kaldı ne mutluluk geriye sadece acı, kan ve gözyaşı kaldı:)
Onsuz iyi hissetmiyorum heryer karanlık göremiyorum sanki...
Yanımda onunla beraber bir fotoğrafımız vardı. O kadar özledim ki o günleri...
Bu ders zaten boştu o yüzden burda kalmıştım şimdi Nalet olası sınıfa girmek zorundayım...
Naz'dan
"Seninde sesin mükemmelmiş ayrıca aşırı yeteneklisin" dedim şarkı bittiğinde
"Yenge asıl sen mükemmelsin sen Çağanın anlattığından çok daha iyiymişsin ben aşkm falan diye çok abartıyo diyodum ama maşallahın var"
"Ayh tamam yeter sabahtan beri Çağan Çağan Çağan bir zamanlar ne olduysa oldu bitti o iş"
"Tabii tabii affetmek için kendimi yırtıyorum ama gururum el vermiyor demiyoda..."
Gözlerimi devirip çıktığımda kapıda bir atkı gördüm.
Elime aldım ve o sırada Mehmet geldi
"Aaa benim atkım Çağandaydı bu en son"
Mehmet bir kaç saniye duraksadıktan sonra gözleri birden büyüdü
"Yenge Çağan bizi görüp yanlış anlamış olmasın" dedi Mehmet
"Yok be oğlum biz ayrıldık hem belki düşürmüştür ya da vermek istiyip benimle muhatap olmak istemediği için buraya bırakmıştır."
Sanki çok yanlış bişey yapmış gibi durgunlaştı Mehmet
"Yenge... Bu aralar morali aşırı bozuk üstüne bir de bu olay yüklenirse... Ya söylemeye dilim bile varmıyor ama kendine bile zarar verebilir"
Birden gözlerim büyüdü ve başım döndü.
Gözlerimi kapayıp Mehmet'in koluna tutundum.
"Yenge! İyi misin"
"İyiyim tamam başım döndü sadece bişey yok"
"Yia bende öküz gibi daldım konuya direkt korkma ya olmaz öyle bişey benim fazla panik ataklığımdan söyledim" dedi ve çantasından açılmamış bir su çıkardı
Bana uzattı saol dedim ve içtim.
Her ne kadar belli etmemeye çalışsamda Efe ye bir şey olacağı korkusu sarmıştı bedenimi gözlerim dolucak gibi oluyor düşündükçe nefes alış verişi hızlanıyordu.
Sınıfa girdim ve Çağanın orda olduğunu görüp derin bir nefes aldım.
Efenin tam yanına geçmeye gururum el vermediği için tam arkasına geçtim.
Yine kafasını koymuş ağlıyordu. Onu kendime çekip sarılmak o kadar çok istiyorum ki....
Ben tam ona odaklanmışkrn birden arkasını dönüp bana baktı ve göz göze geldik.
Bir kaç saniye bakıştıktan sonra gözlerimi farklı yöne çevirmek zorunda kaldım.
Ya kendine birşey yaparsa ya bişey olursa düşünceleri beynimi yakıyordu sanki sinir hastalığım şuanda beynimi dürtüklüyordu nefes alış verişim düzensiz bir şekilde hızlanıyor gözlerim dolucak gibi oluyordu.
En son derste bitmişti Efe erkenden çıkmıştı bende onun gitmesini bekleyip yürümeye başladım.
Sallana sallana yürüyordum tam o sırada telefonuma bir mesaj geldi.
''Ölü denizciler kayıp galaksiler buldum gözlerindeler suçluyum belki ben sen sularımds ölürken... "
" Hiç iyi değilim.. Ah sevgilim ne olurdu kal deseydin... "
" Haykırmak gerek bazen acıyla göz yaşıyla kaldım tek başıma zaten acıyla göz yaşıyla... "
Bana bunun gibi şarkı sözleri yazıp duruyordu görüldü atıp yoluma devam ettim.
" Manyağa bak beni bulur zaten"
Dedim ve evime yürümeye başladım...
SINAVIM VAR AMA BEN ÇALIŞMAYIP HİKAYE YAZDIMMM💞💞🤙🤙💅💅
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakin Ol Sevgilim
RomanceSinir hastası olan bir kız ve hastalığı yüzünden aşkını itiraf edemeyen en yakın arkadaşı şartları zorlasa ne olurdu?