Son Hatıra

109 11 26
                                    

Efe'den

Sabah alarmın rahatlatıcı sesi ile uyandım.

Rahatlattıcı diyorum çünkü ben...

Belki gülebilirsiniz ama Nazımın sesini alarm sesi koydum.

Sadece alarm değil odamın heryerinde her fotoğrafta her yerde o vardı..

Son zamanlarda bileklerimi kesmeye başladım kendimi durduramıyorum böyle anlarda...

Bütün kollarım çizik içindeydi havalar soğuk olduğu için şanslıyım. Sweatshirt giyebilirim.

Okula gitmek istiyorum ama istemiyorum sanki.

Tek arkadaşım da beni sırtımdan bıçakladı:) Nazım tek bir gülüşü ile karanlığımı aydınlığa dönüştüren güzelim sen de yoksun...

Ölmek istiyorum.... sadece ölmek...Nazın kollarında huzur bulmak... canım o kadar acıyor ki dayanıcak gücü kendimde bulamıyorum...

Kimsem yok sanırım yapayalnızım:)

Bunları düşünürken annem Çağan diye bağırdı birden.

Yanına gittim ve ne olduğunu sordum.

Sorar sormaz bir tokat patladı yüzüme.

"Sen ne zaman akıllanıcaksın ha? Leya o kız yüzünden hastanelik olmuş sen sanki hiç birşey olmamış gibi o kızın peşindesin" dedi ve beni ittirdi.

Anlamsızca yüzüne baktım. Gözlerimden yaşlar akıyordu.

"Olmıycak oğlum bile demeye utandığım oğlum olacısa şerefsiz. Olmıycak o kızla hiç bir zaman mutlu olamazsın tamam mı? Sen böyle ağlayarak ölmeye mahkumsun"

"Neden anne? Bu kadar mı sevmiyorsunuz beni bu kadar mu mutluluğum önemsiz?..."

"Evet böyle bir gerizekalısın anlamıyorsun bile, sen insanlar senin yüzünden bana nasıl bakıyor haberin var mı? Ya şimdi Leya ile sevgili olursun ya da-

" Olmuyorum! Anla şunu ya olmuyorum ne yapıcaksın söyle! Şuan canımın acıdığı kadar canımı acıtıcak şekilde vurabilir misin bana? En fazla öldürürsün anne!" dedim hem ağlayarak hem bağırarak

"Öyle mi?" dedi Tuananın bana aldığı ona dair tek hatıram olan gitarı alıp.

Birden yere vurmaya başladı.

Gözlerimin önünde paramparça etti.

" Hayır! Hayır dedim! Naz bana çok kızar! "

Daha fazla yere vuruyordu gitar paramparça olmuştu...

Eline Nazın yazdığı notu alıp parçapinçik etti...

"Başlarım sanada onada! Mutlu ol bakalım şimdi! Yalnızlıktan gebericeğin kadar uzun bir hayat diliyorum sana!"

Yere çöktüm ve hüngür hüngür ağlamaya başladım gitarın tellerine parçalarına bakıp ağlıyordum.

Yeni bir gitar alsamda... yinede değişmiyecek bunu çok iyi biliyorum.

Naz'ımın kokusu sinmişti o gitara çaldıkça iyi hissediyordum en azından artık oda yok:)

Ağlamaktan nefes alamıyorum... gözlerim kararıyor sanki...

Annem beni doğuran kadın... Bu kadar kötü biri olabilir miydi gerçekten?

Gitarın parçaları elimi kesmeye başlamıştı her yer kan.. Her yerde kahır... Her yerde parçalar...

Çaresizce ağlıyordum başka hiç bir şey yapamıyorum canım acıyor nefes alamıyorum...

"Neden! Neden!Neden!Kimsem yok kimsem yok ağlamaktan başka neden hiç bir çarem yok..." dedim kendi kendime ağlamalarımın arasında.

"Naz.. Neden gelmiyorsun... gel kavga edelim ama gel... bağırasanda o güzel sesini duymam yeter bana...."

Böyle kendi kendime cümleler kurmaktan başka birşey yapamıyordum.

Bütün vücudum kanlar içerisinde kalmıştı...daha fazla dayanamayıp buz gibi suyun altına attım kendimi.

Su o kadar soğuktu ki... ölücek derecede donuyorum...

Ama aynı zamanda iyi geliyordu...

Suyun altında bütün olanları düşünüp ağlıyordum.Sanki beni öldürmesi için bir katile yalvarıcak durumdayım...

Naz.. annem.. Mehmet... o kadar canımı yakıyor ki anlatamam... çok kötü durumdayım...

Nefes alış verişim hızlanıyor...kafam karışıyor... etraf bulanıklaşıyor...

En sonunda kendime gelip suyu kapadım.

Şuan ölmediğime şükür edicek durumda olmalıyım.Su dayanılmayacak derece soğuktu ve tam 20 dakika dayandım...

Geri gelmesi için ne gerekiyorsa yapardım... sonucu sonsuz uyku olsa bile yine uyurum onunla:)

...

Sakin Ol SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin