Selim, çenesini eline yaslamış, düşünceli bir şekilde oturuyordu markette. Afşa'nın dünkü tavrını düşünüyordu. Düşündükçe de, yüzüne aptal bir gülümseme yayılıyordu. Arsız çocuk sırılsıklam aşık olmuştu. Düşüncelere dalmış bir şekilde dururken, Muzo'nun sesiyle düşüncelerinden koptu.
"Lan Seli. Naber?" dedi Muzo, yüzündeki anlamsız gülümsemeyle.
"Lan Muzo! Sana kaç kere dedim bana Seli deme diye?!" diyerek söylendi sinirli bir şekilde.
"Tamam lan kes." dedi ve Selim'in yanındaki tabureye oturdu.
"Akşam asker eğlentisi varmış. Şu bizim Berk var ya, askere gidiyormuş." dedi Muzo. Selim, başıyla onayladı.
"Biliyorum. Sabah gelip bizzat kendisi davet etti. Gelirim dedim öylesine." dedi.
"Gitmeyecek miyiz?" diye sordu Muzo. Selim, gözünü masadaki laptopa dikti.
"Sen istersen git. Ben gelmeyeceğim. Berrin'in bakışlarına maruz kalmak istemiyorum." dedi. Berrin, Berk'in kardeşiydi ve Selim'den hoşlanıyordu. Kız ondan tam dört yaş küçüktü ama Berrin bunu umursuyor gibi değildi.
"Olm güzel kız şimdi. Ne diye naz yapıyorsu?" dedi Muzo. Selim, bakışlarını arkadaşına yöneltti.
"Onun yüzündeki boyaları ben sürsem, ben de güzel olurum." dedi ve laptopla uğraşmaya devam etti.
"Neyse. O zaman ben de gitmem kanka." dedi Muzo ve arkasındaki rafa uzanıp, çikolatalı süt aldı. Selim, arkadaşına bakıp, umursamaz bir şekilde konuştu.
"Üç lira." dedi. Muzo, pipetle sütü içerken, arkadaşına baktı kınar gibi.
"Benden de para mı alacaksın? İnsanlık bitmiş." dedi ama ağzında pipet olduğu için, biraz garip çıkmıştı sesi. Selim'in onaylamaz bakışlarını görünce, pipet ağzındayken konuştu yine. "Bozuk yok kanka." dedi ve ayaklandı hemen. "Sonra hesaplaşırız." dedi ve çıktı dükkandan.
Selim, arkasından gülümseyerek baktıktan sonra, bakışlarını laptopa çevirecekken, kendine doğru bakan bir çift keskin bakışla karşılaştı. Yutkunarak bakışlarını çekti ve saniyeler sonra telefonundan bildirim sesi yükseldi.
14:43
Yiğidim: Akşam eğlentiye gel.Afşa'nın mesajını okuduktan sonra, direkt karşıdaki dükkana doğru baktı. Afşa, Selim'e göz kırptı ve oturduğu tabureden kalkıp, içeri girdi.
Ne demekti bu mesaj? Randevu muydu yoksa öylesine mi çağırıyordu?
Selim, şokla öylece kalmışken, tekrar bildirim sesi yükseldi telefondan.
14:46
Yiğidim: Gelecek misin? Afşa tekrar yazmıştı. Mesaja gülümseyerek baktı ve parmaklarını klavyede gezdirdi hızlıca.14:47
Küçük: Geleceğim...Beyim öyle istiyor :)
Görüldü
Yiğidim: Arsız.
Küçük: 🙃
Gidişatı nasıl buldunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARSIZ (BxB)
RomanceSelim çok arsızdı ve mahallenin ağır abisi Afşa'ya yanıktı. Afşa'da bunu çok iyi biliyordu.